Ricardinho daha ilk maçını oynadı, bir kesim haykırmaya başladı; "Ricardinho, Delgado birlikte olmaz". Böyle konuşanlara en büyük tepkiyi Tigana gösterdi. Kameralar karşısında yarım ağız gülerek, alaycı bir tavırla, "Ya onlar futbolu bilmiyor, ya da ben. Beraber nasıl oynadıklarını göreceksiniz" patlamasını yaptı. Ben de aynı düşüncede olduğum için bu laflara çok sevindim. Ancak mutluluğum uzun sürmedi. Tigana, laflarını yuttu, unuttu ve bu oyuncuları yan yana getirmemeye başladı. G.Saray maçı sonrasında da "Bu ikiliyi beraber oynattığım iki maçta 6 gol yedik" açıklamasını yaptı. Yani, "İkisi bir arada oynamaz" demek istedi.

Sevgili hocam, çelişkili ifadelerinin herhalde farkındasın. Bir komutan böyle karambollere düşer mi? İki gün önce söylediğini unutur mu? Şimdi birbirinin tamamen tersi olan iki demeçten hangisinin arkasındasın? Yoksa yarın her ikisini de geçersiz kılacak bir başka söylemde mi bulunacaksın? Ayrıca G.Saray maçını nasıl izlediğini de doğrusu çok merak ediyorum. Delgado''nun olmadığı sadece Ricardinho''nun oynadığı ilk yarıda takımın, rakibine tam 5 net gol pozisyonu vermedi mi? Bunu nasıl açıklayacaksın? Demek ki, defansif kurguda bir terslik var. Senin görevin, elindeki kadrodan en fazla verimi almak, terslikleri, problemleri çözmek değil mi? Sadece bonservisine 5 milyon euro verilen ve senin ısrarlarınla transfer edilen Delgado''yu yanında oturtursan, bunun hesabı senden sorulmaz mı?

Hocam, aldığın para çuvalla, (Helal hoş olsun) harcattığın da öyle. Tamam, iyi, güzel de, birazda karşılığını versen. Artık konuşma, mazeret üretme, zamanı değil. Bırak bu nağmeleri, işine bak.

Bu hafta dört büyükler içinde hakem tarafından kafası koparılan Beşiktaş oldu. İnamoto''nun Burak''ı itişi hiç tartışmasız penaltıydı. Cüneyt Çakır, önü açık olmasına karşın bu pozisyonu es geçti. Aynı Çakır, Baki''nin hareketini haklı olarak penaltıyla cezalandırdı. İşte saha avantajı. Hakem ev sahibinden korktu, ürktü, bu nedenle de konuk takımın penaltısını veremedi. Trabzonspor ve Fenerbahçe maçlarında skoru etkileyecek hatalar yapılmadı.

Ziya Doğan''ı yakından tanırım. Onun herşeyine kefil olurum. Hani şu, "Adam gibi adam, Ziya Doğan" tezahuratı var ya, aynen katılır ve söylerim. Bir kere hırsına bayılırım. Başarısızlığı hiç kabullenmez. Futbol onun herşeyidir. Gecesini, gündüzüne katar. Sonsuz saygılıdır, kalbi sevgi doludur. Damarına basmaya da gelmez. Öyle Marcelinho, Szymkowiak, Musampa falan dinlemez. Konya maçında bunları ilk 11''de oynatmadı. Oynatmaz, daha önceki Trabzonspor teknik direktörlüğünde Yattara''yı da çok kesmişti. Keser, dinlemez. Kes hocam, kes de sen de çok iyi bilirsin, büyük maçlarda son noktayı ustalar koyarlar. Ziya''nın yabancı oyuncularını en iyi şekilde kullanacağına yürekten inanıyorum. Bu haftaki Trabzonspor-Galatasaray maçına özellikle Ziya için ben de geleceğim. Bu arada bilmeyenler için bir kez daha belirteyim; biz de Of''luyuz da...

F.Bahçe, kaosu ne de çok seviyor. G.Saray''dan 3, Beşiktaş''tan 4, Trabzonspor''dan 5 puan öndeler ve kazan fokur fokur kaynıyor. F.Bahçe, stresle besleniyor. Zico''ya dar ağacı çoktan kuruldu. İpi çekmek için pek çok kimse kuyrukta. Aslında F.Bahçe''deki politika belli. Zico''yu hedef tahtası yaparak, yönetim eleştirilerden kurtulmak istiyor. Zico şu anda kurbanlık koyun. Kes, kurtul.

Peki, başkan ve yönetim hiç mi aynaya bakmaz. Zico yetersizse neden aldınız, neden iyi araştırmadınız? Transferde neden o kadar geciktiniz? Nerede o sözünü ettiğiniz ünlü mü ünlü, ülkeyi ayağa kaldıracak yabancı oyuncular? Son anda gelen 4 yabancıyı kimler önerdi, kimler kaç maçını izledi? İki stoper, iki santrafor kararını kim verdi?

Bu dörtlü daha ilk geldiğinde ben, "Yanlış strateji. Bir stoper, bir santrafor şarttı. İkilemek, abartı oldu. Yetersiz yerlere göre transfer yapılmadı. Sağ ve sol bek yine boş" tespitinde bulunmuştum. Durum işte ortada.

Bence burada en az suçlu Zico. Daha dün bir, bugün iki. Eline bir kadro verdiler, bir süre sonra buna dört yabancı daha eklediler ve "Haydi yola koyul" dediler. Yok öyle şey. Her türlü gecikmeyi yap, yanlış oyuncuları transfer et, yetersiz yerlerini onarma ve ondan sonra her şeyi teknik direktörden bekle. Sırf eleştiri oklarından kurtulmak için Zico''yu aslanların önüne atmak vicdansızlık değil de nedir.

G.Saray Gerets ile yatıyor, Gerets ile kalkıyor. Beşiktaş maçı kazanıldı, çeneler biraz kapandı. Çok değil, daha bir hafta önce Gerets, en ağır biçimde eleştiriliyordu. Buna kulübün sert bir çıkışı da yoktu. İnandırıcılığı olmayan 1-2 cılız sese kimse aldırış etmez. Yarın, iki yenilgi de ne olacağı yine belli değil!

İlginçtir, G.Saray taraftarı da teknik direktörüne şöyle dört elle sarılmıyor. Gerets, adeta günah keçisi. Beşiktaş maçında takımları önde, maçın sonu yaklaşmış ve Gerets, Arda''yı dışarı aldığı için yuhalanıyor. Oysa Gerets, bu değişikliği Arda sakatlandığı için yapmıştı. Diyelim ki, tersi ve Arda sağlam. Böyle bir tepki olur mu? Taraftarın yuhaladığı antrenörün saygınlığı hiç mi düşünülmez? Böyle bir durumda futbolcuların hocalarına bağlılığında eksilme olmaz mı? Güven duygusu zedelenmez m?! Bir yalan rüzgârıdır gidiyor. Yalnız taraftar değil, yöneticiler de öyle. Kime, neye inanacağız bilemez olduk. "Hocamızın arkasındayız" deniyor, iki gün sonra bir bakıyorsunuz, hoca uçup gitmiş. Zico''nun, Tigana''nın, Gerets''in kafaları isteniyor. İsteyenler yanlış kere yanlış yapıyor. Hele hele daha bir sezon önce takımını türlü zorluklar içerisinde şampiyon yapan Gerets için böyle bir infazı düşünmek insafsızlığın, vefasızlığın daniskası.

Gerets''in tek hatası, istediği transferlerin yapılmamasından dolayı zaman zaman ağlaması. Hiçbir teknik direktörün ağlama hakkı yoktur. İstediklerin yapılmadı mı, o zaman istifa edersin, olur biter.

Haber Türk''te Tuğrul Yenidoğan''ın spor programlarını zevkle izliyorum. Geçtiğimiz pazartesi G.Antep başkanı çıktı konuştu: "Zico bizden 600 bin euro istedi. Pazarlık yapsaydık, 400 bine alırdık, kendisini istemedik. F.Bahçe, 2 milyon euro''ya anlaşmış. Hayırlı olsun" dedi.

Zico bu haberi istediği kadar yalanlasın. Takımlarımız ne yazık ki, inanılmaz bir biçimde aldatılıyorlar. Hepimiz bunu biliyoruz. Toshack''ın, Beşiktaş''a; Ohen, Delsolar ve Sellami''yi 10.5 milyon dolara pazarlamasını hiç unutamam. Bu üçlüden sadece Delsolar oynamış diğer ikisi daha çok kulübede oturmuşlardı. Sonunda Beşiktaş, Ohen ve Delsolar''ı bedava bıraktı, Delsolar''ı da zor bela 100 bin dolara sattı. Kazıklanmanın derecesini görebiliyor musunuz! Hiç kimse kıvırmasın, hem yabancı futbolcuları, hem yabancı teknik adamları alırken, resmen soyuluyoruz.