|
Hakan Albayrak!

Eğer bir hızlı trendeyseniz, bir motosikletin üzerinde ya da hızla yol alan bir otomobilde filansanız, sağınıza solunuza baktığınızda göreceğiniz yegane şey, hızın altında ezilip eriyen ve sıvılaşan şekillerin oluşturduğu o soyut, garip ırmaktır. Hız, etraftaki her şeyi tektipleştirerek önemsizleştirir ve onların arasına kendi heyecanını, yaşamın gerçek nabzı olarak yerleştirir.

Hakan Albayrak (ın hayatı ve ''eserleri'') bende hep esaslı bir Harley Davidson romantizmi uyandırmıştır. Hız, bu adamın üzerinde o kadar doğal, o kadar dervişçe, o kadar güzel duruyor ki, kendisi bile bunun bilincinde değil. O konuşurken, bazen beynime kısa devre yaptırıp suratına bakarım: "Eyvah, farkında değil" diye ge- çiririm içimden, "dünyanın ve içindeki -çoğunun bana trajik ve aşılamaz geldiği- sorunların farkında değil!" Herif bir zembereğin boşalması gibi kaçınılmazca hızlı, ne yapsın? Bir refleks olarak hızlı. Onun için etraftaki her şeyin, hızın dekorları ve göstergeleri olarak soyut bir ressam tarafından yerli yerine yerleştirilmiş birer araç olmadıklarından emin değilim.

"Delikanlı" ve "Hakan Albayrak Kitabı" bana kalırsa Türkçe yazılmış en iyi "Underground" kitaplar arasında sayılmalı. İkisinin de kısa zamanda "kült" kitaplar haline gelmesi boşuna değil.

Şimdilerde "Ebuzer" başlığını taşıyan romanı dolaşıyor ortalıkta. Henüz basılma aşamasına gelmedi. Ama fanzine ne olmuş, fotokopi yapılıp çoğaltılıyor ve elden ele dolaşıyor. Bir nüsha da benim elimde var. Geçen akşam kitabı heyecanla aldım elime ve bir dikişte bitirdim. Yeni bir şey hissettirdi bana. Kanıma yeni bir hız giydirdi kitabın sayfaları. Güneşin altında insanlara konuşan yeni bir ses duydum. Düşünün, Türkiye''de geviş olmayan yeni bir şey! Ümitsizliğin tekerleğinin başına bela kesilen bir çomak. Çocukluğumda, bizim mahallenin camiinde mevlid kandillerinde içtiğim şerbetler gibi, beklemişliğimi doyuran ve içimi ferahlatan bir serinlik...

Şiirsel adaletin ve romantik iyilikseverliğin büyük kahramanı Ebuzer (R.A.)''in isminin anılması bile beni heyecanlandırıyor bu günlerde, ne yalan söyleyeyim. Yaşım ve birikimim belki sağlıklı bir değerlendirmeye yetecek düzeyde değil, ama hissediyorum ki Müslümanlar bugün köprünün en dar yerinden, hep beraber geçiyorlar ve ırmak aşağılarda homurdanıp duruyor. Yani yaşamımızı Ebu Zerr Gifari''nin (R.A) durduğu yerden görmeye çalışmak, bu gün çok önemli herhalde. Hakan Albayrak''ın bu kitabı yazmakla söylemek istediği şey bu yüzden çok anlamlı.

Romanın yayım hakkını Milli Gazete satın almış ve sayfalarında tefrika edecekmiş. Ne diyelim, okurlar şimdiden kemerleri bağlasınlar.

25 yıl önce
Hakan Albayrak!
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi