|
İsmet özel hâlâ orada

Taa "elif-mertek" zamanlarımdan hatırlıyorum. Camiamızın yalnızca bir gazetesi vardı; susamış ağızlarımızı açıp ona doğru uzattığımızda, ağzımızı bir ilaç kaşığı gibi dolduran ve bizi sağaltan, öfkemizi eğiten ve damarlarımızdaki ritmi düzenleyip kurumlaştıran gazetemiz... Okur ve etkilenirdik. Bilgilenmek değildi istediğimiz galiba; etkilenmekti. Bizim gazetede yazan ve hiç etkilenmediğimiz bir yazar olmazdı. Olamazdı. Çünkü etkilenelim diye yazdığını anlamadığımız kimse yoktu. Yalnızca sondan ikinci sayfada "Cuma Mektupları" köşesinde yazan ve bir türlü etkilenemediğimiz, ama garip cevapları olan ve çivileri sağlam çakılmış yazılar yazan o adam vardı. Zor birisiydi. Bulduğu cevabı, o cevaba giden yolları bütün kılcallarına kadar bellemeden aklınızın bir köşesine yerleştiremezdiniz. Kendisinin özel bir "soru-akıl yürütme-cevap" rejimi vardı. Siz, o rejimi ya toptan kabul edecektiniz; ya da çekip gidecektiniz. Nitekim o günlerde de, bu gün de, düşünce ve sanat mahfillerinde İsmet Özel "rejiminin" etkisi altında kalmış birçok insan olduğu gibi, onun her şeyini tutkuyla reddeden kimseler de mevcuttur. (Ben de yakın zamanlara kadar, eserlerini topluca okuyuncaya kadar, hatırı sayılır bir rejim muhalifiydim kendimce.)

İsmet Özel, durdukça azalan ve kendini tekrar ederek tüketen yazarlardan değil. Onun "cepten yediğini" hiç görmedim. Hazıra konduğuna ve genel geçer bir yargıyı onayladığına, malumu ilam ''ına çok az rastladım. Onun sorularının da, cevaplarının da her zaman sıcak ve taze olması, beynine sürekli ter attırdığını gösteriyor. Anlaşılıyor ki İsmet Özel için soru sormak ve aramak, bu kadim insanlık trajedisi, cazibesinden hiçbir zaman bir şey kaybetmiyor. Merak ve hakikat sevgisi, büyük şairin hazin ve görkemli bir yarası olarak, yine kendisi tarafından besleniyor.

Etyen Mahçupyan, STV''de hazırlamaya başladığı "Düşünce Ekseni" programı için ilk misafir olarak İsmet Özel''i çağırmakla, bize göre isabet etti. Türkiye''nin bu kadar kompartımanlaştığı, bu kadar körce "taraflaştığı" bir zamanda, bir irfan adamının, esaslı bir "tarafın" dünyasına eğilmek, Etyen Mahçupyan''ın programına yakışacak bir takdimdi doğrusu.

Program boyunca Etyen Mahçupyan''ın bazı soruları kuyuya düştü. Bazıları ters çevrildi. Bazıları lisan-ı hal ile geri çevrildi. Bütün bunlar ı uyanmış bir merakla izlerken, içimden İsmet Özel''in, durduğu yerde durmayı hala ne kadar önemsediğini düşündüm. Kendini asla tamamıyla ele vermeyen, düşünceyi malumata dönüştürmeyen, açık etmeyen-ima eden-zenginleştiren yarı-kapalı kişiliğine yine sıkı sıkıya sarılmıştı. Uyandırdığı dalgaya yaslanmayı, yaratıcı şüphenin soyluluğunu incitmemek üzere sürekli reddediyordu. Bulunduğu yerde, orada duruyordu. "Rejimi" hala dimdik ayaktaydı.

25 yıl önce
İsmet özel hâlâ orada
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset