|
Yeşil Pop, başörtüsü için birşeyler yap!

Eğer Bob Marley olmasaydı, bütün dünya Jamaika''nın içlerindeki yoksul gecekondu bölgesini, Treenchtown''u nereden bilecekti? Karaibler''in ortasındaki yoksulluğu, zulmü, gözyaşını ve şiddeti nasıl tanıyacaktı? Ama Bob, saydığımız bu "tanıdık" durumları, Treenchtown''un sokaklarında onca zaman sürtmüş bir çulsuz olarak olağanüstü bir duyarlılıkla politikacıların gözüne soktu. ABD''yi ayağa kaldırdı. Öyle bir duruma geldi ki, Jamaika''nın yetkilileri ve halkı onu, "Jamaika''nın temsilcisi ve sözcüsü" kabul ettiler. Bob Marley, 1970''lerde şöyle diyordu: "Müziğim, geldiğim yerdeki şartlarla mücadele etmek için burada..." Bob Marley''in 21 Mayıs 1981 Perşembe günkü cenaze gününde, Jamaika''nın başkenti Kingsdom ve Treenchtown''un caddeleri, yüzbinlerce insanın yanısıra, ülkenin başındaki yetkilileri de ağırlamıştı. Cenaze duasını okuyan adam ise, zamanın başbakanıydı...

1950''lerin başlarından itibaren Rock''n Roll, Jazz ve Reggae, 1960''larda Pop ve 1970''lerde Rock toplulukları İngiltere ve ABD''de, ülke politikasını etkileyen çok önemli unsurlardı.

1950''lere dek hiç gündeme gelmeyen "Siyahların birinci sınıf vatandaşlığı" meselesi, o yıllarda müzik gruplarının başlattığı yoğun kampanyalarla ABD Kongresi''ni etkiledi ve Siyahlar 1956''da, şimdiki haklarının en önemli ve anlamlı kısmını elde etmiş oldular: Kongre 1957''de, ünlü "Sivil Haklar Bildirgesi"ni yayınlamak ve ırk ayırımcılığı yapan kurumların bu faaliyetlerini yasaklamak suretiyle Siyahlar''ın birinci sınıf vatandaş olma haklarını kabul etti.

Sivil Haklar Mücadelesi, öfkeli ve muhalif müziğin rahmiydi gerçi; ancak Güney''de yüzyıllardır Beyazlar tarafından ağır baskılara maruz bırakılan Siyahlar''ın, kendi özgün müzik gelenekleri vardı. Zenciler, Amerika''ya yerleştirildikleri ilk günlerden başlayarak "Beyaz efendiye" ve pamuk tarlalarının cehennemî şartlarına karşı duydukları derin tiksintiyi ve kırgınlığı ilâhilerle anlatıyorlardı. Bu ironik ve içtenlik dolu melodiler onların hem kaçıp yaşadıkları muhayyel bir ülke; hem de durup direndikleri derin ve geniş bir siperdi. Siyahların ilâhileri, bilindiği gibi 1930''larda ''Jazz''laşacak, 1950''lerde de Beyaz müziğiyle birleşip Rock''n Roll olacak ve artık ABD yönetimini direkt etkileyen güçlü politik aktörlerden birisi haline gelecekti. Bu geleneğin doğurduğu büyük liderler arasında Elvis Presley, Woody Guthrie, Evan McColl, Bob Dylan, Peggy Seeger, Joan Baez, Miriam Makeba ve Paul Simon sayılabilir. Hemen belirtelim ki muhalif müzik grupları, ortaya çıktıkları yıllarda ticari müziğe hiç prim vermemişler, müzik şirketlerinin "yağlı" tekliflerine metelik vermemişlerdi.

İmdi.

Bu bilgileri niçin verdim? Lafı niçin uzattım?

Önümüzde "Başörtüsü Davası" gibi çok somut ve güncel bir problem var. Taş gibi bir "Sivil Hak" mücadelesi var. Ve bu taş gibi mücadelenin kalbinde olan başörtülü öğrenciler, yıllardır çantalarında ve ''walkman''lerinde "yeşil" taşıyorlar. Evlerinde onları dinliyorlar ve etraflarına onları yayıyorlar. Çünkü Yeşil Pop''un müzisyenleri, onların duygularını, tepkilerini, nefret ve kabullerini estetize edip üsluplaştırıyor, onların dünyada durdukları yeri güzelleştirmeye çalışıyordu. Yalnız, şimdiye kadar bir "Sivil Hak Mücadelesi" yoktu ortalıkta. Bu kızlar, başlarındaki örtüler için üniversitelerde "zenci" muamelesi görmüyorlardı. Ama şimdi görüyorlar. Şimdi hakları yeniliyor. Eziliyorlar.

Peki, dünün "yüksek perdeden söyleyen" Yeşil Pop''u nerede? Büyük iddiaları nerede? Niçin çıkıp ilginç bir pasif direniş fikriyle harekete geçmiyorlar. Estetiğin ve üslûbun sahibi (!) sanatçılar olarak neredeler şimdi? Gitarlarını ve davullarını alıp Beyazıt Meydanı''na ne zaman çıkacaklar. Meydanları ne zaman inletecekler? Milletin izlemek için birbirini ezeceği konserler nerede?


24 yıl önce
Yeşil Pop, başörtüsü için birşeyler yap!
2014 yılında memurlara yapılacak doğum, ölüm, aile ve çocuk yardımı tutarları
Bu korkunç filmi nerde çektiniz?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar