|
Bir dizi asla sadece dizi değildir!

Bir dizinin bir bölümünü izlemek için dört saate yakın bir zaman ekran karşısında kalan seyirci, kendisine sunulan hikayeyi seyreden kişiden ziyade biçimlendirilmiş kurmacayı nevrotik bir yoğunlukla yaşayan kişidir. Bir dizi asla sadece bir dizi değildir! Gelişim çağındaki gençlerin, sadece televizyondan beslenen kişilerin zihniyet gelişiminde ve değişiminde en önemli faktördür. On yıl önceki dizilerin senaryoları ile bugünün senaryoları mukayese edildiğinde, bazı temalarda yaşanan normalleşme süreci tespit edildiğinde, ne demek istediğim daha net anlaşılır. Hasbelkader diziler üzerine yazdığım her yazıda derdim budur.

Bir konu, tema sıradanlaştığı zaman normalleşme sürecine girilmiş demektir ki evlilik dışı hamilelik üzerinden örneklendirebiliriz durumu. Karakterin evlilik dışı hamile kalmasını yadırgayan seyircilerin etkisiyle yayından kalkan diziler oldu geçmişte. O zamanlar karakterlerin seyirci nezdinde masum olması önemsendiğinden hamile olunduğunda dahi gizleme yoluna gidilirdi. Şimdilerde muhafazakar babanın kalp krizi geçirmesine sebep olacak şekilde büyük bir gururla hamileyim diyebiliyor genç kızlar.

Tavuk yumurta denkleminin benzeri diziler mi toplumu etkiliyor toplum mu dizi senaryolarına yön veriyor sorusu eşliğinde yaşanıyor. En uç örnekleri merkeze alan realiti şovlar, dizilerde yaşanan ne ki savunusunu getiriyor beraberinde.

Yeni dizi sezonu açıldı, yeni diziler yavaş yavaş görücüye çıkmaya başladı. Tüm diziler anlaşmışçasına tanıtımlarını falanın dizisi klişesi üzerinden yapıyor. Hikaye senaryo üzerinden dizisini tanıtana rastlamadım henüz. Erkek dizisi olarak kabul gören istihbarat asker temalı diziler hariç diğerleri yakışıklı erkeklerle güzel kızların romantik imkansız intikamlı aşk hikayeleri üzerine inşa edilmiş. Tek dert yüksek reyting almak, seyircinin seyretmekten hoşlanacağı diziler ekrana getirmek! Bu düşünceye yaslanarak dizi yapan kişilere yapımcı denir belki ama aynı düşünceyle senaryo yazan kişilere senarist denmez tüccar senarist denir. Çok satan kitaplar trendine eklemlenerek benzer romanlar yazan kişilere tüccar yazar dendiği gibi.

Anlatacak bir derdi olan kişidir yazar, senarist! İyi bir hikaye, senaryo, roman ancak o hikayeyi neden yazdığını, anlattığını bilenler tarafından kaleme alındığında iyi hikayedir. Aksi aşk, aksiyon, entrika sarmalından bir adım öteye gidemez. Aksiyon zehirlenmesi yaşanması da an meselesidir Kalp Atışı’nda olduğu gibi. Hiçbir vakanın derinine inemeyen, yabancı dizilerden orijinal vaka tırtıklayarak vaka yığması ile iyi senaryo yazıldığını zanneden, ama hiçbir vakada hasta doktor hastalık arasında zihin açıcı, aydınlatıcı, derinlemesine bir ilişki kuramayan Kalp Atışı; özel harekatlı yazdığı sahnelerde baltayı taşa vurdu. Bütün hikayesini Eylül’e aşık kişiler üzerine inşa eden Kalp Atışı son hamle ile dizinin erkeklerini ikiye ayırdı. Bir tarafta Eylül’e aşık olanlar kalbini kazanmaya çalışanlar, diğer tarafta ise Eylül’e düşman olanlar ve intikam almak isteyenler.

Bol aksiyon, bol intikam, bol olay, sıfır felsefe; Dizi sektörünün en büyük probleminin senaryo yazmak ve özgün hikaye üretmek olduğu kabul edilmediği sürece bu tarz diziler ekrana gelmeye devam edecek.

Birkaç bölüm sonra ekran macerası sona erecek dizilerle başladı yeni dizi sezonu. Peş peşe ekrana gelen iki dizi, şehirli erkeklerle köylü kızların aşk macerası olarak sezonun ilk trendiyle tanıştırdı seyirciyi. Kiralık Aşk’tan bu yana benzer çatışmalı bir hikaye peşinde kanallar. Fakir kız zengin oğlan klişesi köylü kızlarıyla zenginleştirilmiş.

Seven Ne Yapmaz diğer dizilerde sıklıkla karşımıza çıkan aşk için her şey mübah önermesinin ete kemiğe bürünmüş hali. Zengin oğlan tüm malvarlığını kaybeder, zenginleşen ve sözüm ona büyük değişim geçiren köylü kızı intikam uğruna sevdiği adamın şirketini satın alır ama kendini farklı bir kimlikle tanıtır. Yusuf Çim geçen sezon ilgi çekmediği için yayından kaldırılan İçimdeki Fırtına benzeri bir dizi ve karakteri kabul ederken hiç düşünmemiş midir başka hikaye ve karakter yok mu diye!

Beşik kertmesinin modern versiyonu Ver Elini Aşk ise beşik kertmesi eşittir kader önermesinden yola çıktığının farkında mı acaba? Dedesinin kendisini köylü kızıyla evlendirmesine karşı çıkan, borsacı Kaan Amerika’da tek gecelik ilişkiden sonra kapısına bırakılan Su ile dur durak bilmeksizin çapkınlıklarına devam ederken şirketteki hademe Ayperi’yi bakıcı olarak işe alır. Gel gör ki Ayperi evlenmekten köşe bucak kaçtığı köylü kızıdır. Bebek bakımı ve hayat tarzı üzerinden yaşanan çatışma kısa zamanda aşka dönüşecek, dedelerin Kıbrıs çıkarması zamanından birbirlerine verdikleri evlilik sözü de gerçekleşecektir.

#Dizi
#Televizyon
il y a 7 ans
Bir dizi asla sadece dizi değildir!
Kara dinlilerle milletin savaşı
Müslüman kimdir kiminledir?
Sosyal çürüme yazıları 4: Ahlâkî pozculuk cumhuriyeti
Sezer ilk turda seçilir mi?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…