|
Şöhret Mahkumiyeti

Birbirinin benzeri programlar ve diziler arasından farklı konseptiyle bir program öne çıkınca, akla olmadık fikirler düşmeye başlıyor. Survivor Ünlüler Gönüllüler''in haftanın üç günü reyting listesinin zirvesine oynaması, sosyal medyada hakkında en çok yorum yapılan program olması, dizi senaryolarının ayrıştırılamayacak kadar birbirine benzemesi neticesinde realiti yarışmaları tekrar ön plana çıkmaya başladı. Seyircinin ilgisini yakalayıp ekranda kalmayı başaran realiti şovlar maliyetlerinin de düşük olmasından dolayı karlılığı oldukça yüksek yapımlar. Ses güzelliği, rol yeteneği, aşçılık mahareti, ikoncan olma hevesi derken; realiti şovda son nokta: mahkumstar. İlk haberi mart ayında medyaya yansıdığında Adalet Bakanlığı''nın izin vermediği yazıyordu, son haberde ise gerekli izinlerin alındığı yazıyor.

Hangi kanalda yayınlanacağı belli olmayan program Kader Mahkumları adıyla gelecek ekrana. Türkiye''nin çeşitli hapishanelerinden seçilen 14 mahkum yarışacak. Haftada bir gün özel izinle dışarı çıkacak mahkumlar, stüdyoda prova imkanı bulacak. Stüdyonun görüntü itibariyle cezaevi koğuşundan farkı olmayacak!

Terör, tecavüz, cinayet suçlularıyla adi suçlardan hüküm giyen mahkumlar katılamayacak. Nefsi müdafaa yaparken suç işleyen, borcunu ödeyemediği için hapse düşen, evlenmek için kız kaçıran güzel sesli kader mahkumlarının reyting arenasındaki mücadelesi ekranların yeni gözdesi olabilir mi? Bu soruyu sormak ve cevabının müspet olma ihtimali bile ürkütüyor insanı.

Popstar yarışmasında Bayhan''ın cinayetten hüküm giymiş olduğu çıkınca ortaya, Deniz Seki katilden star olmaz diyerek jüriyi terk etmişti. Hapishaneden star çıkmaz aforizmasını ters yüz edercesine kendisi yıllar sonra cezaevine girdiğinde, starların da dört duvara mahkum olabileceğini test etmişti. Bayhan''a sarf ettiği o sözler Bayrampaşa cezaevinde mahkumstar yarışmasının fitilini ateşlemişti. Seki''nin sözleri yüzünden bunalımı giren mahkumları motive etmek için koğuşlara bildiriler dağıtılmış ve sesine güvenenleri mahkumstar''a katılmaya davet etmişti yönetim. Benzer bir yarışma/etkinliğin Manisa cezaevinde de düzenlendiğini okumuştum gazetede. Kapalı devre yapılan, mahkumları rehabilite etmeye, müzikle ilgilenmeye, kafalarını dağıtmaya yarayan adı ne olursa olsun hiçbir yarışmaya itiraz etmeye hakkımız yok. Benim itirazım TV''de yapılmasına. TV bir kamusal alan ve bıçak sırtı bir mecra.

Katılımcılarını mahkumlardan seçen program; jüri ve sunucusunu da dört duvarı tecrübe etmiş şöhretlerden oluşturma gayretinde. İlk akla gelen ve haberde de adı geçen Deniz Seki, programla bir ilgisinin olmadığını açıkladı. Öyle bir programın kolay kolay yapılamayacağının altını çizen Seki, yapılıyorsa da benim ilgim yok dedi. ''Böyle bir programın yapılması doğru olmaz. Orada başka hayatlar yaşanıyor çünkü. İnsanların çıkıp şarkı söyleyip laylaylom yapabilecekleri bir yer değil.''

Sunucu olarak adı geçen ve programı kabul ettiğini açıklayan Tuğba Özay ise farklı düşünüyor. ''Suç nedir, bu insanlar neden hata yapar, neden oraya düşer? Yarışmanın yanı sıra tüm bunların da sorgulanacağı bir proje. Sokaktaki insanın, bakış açısını değiştireceğine inandığım bir yapım'' demiş. Özay''ın sözleri kağıt üstünde çok şık dursa da suç nedir insan neden hata yaparın tartışılma yeri iki şarkı arası, mahkumların işledikleri suç ile yaşamlarını alt üst ettiği insanlar ekran başındayken olmamalı. Sebep ne olursa olsun suça hak vermek suçu meşrulaştırmaktan başka bir netice doğurmaz. Dizilerde neler neler anlatılıyor, kimin eli kimin cebinde belli değil, çevrilen entrikalardan seyircinin beyni döndü savunusu da geçerli değil. Bir programın zararlarını tartışırken ekrandaki en zararlı programı ölçü almak onun zararlarını bertaraf etmeye yetmez.

Mahkumiyet cezaevi ile sınırlı kalmalı, cezasını tamamlayıp çıktıktan sonra kimse ömür boyu mahkum edilmemeli, hayata kazandırılmalı, amenna. Ama hayata kazandırmanın yeri şöhret yarışmaları değil. Bu yarışmalardan sonra kaç kişinin hayatını alt üst ettiğimizin, hayatlarını gasp ettiğimizin farkında mıyız? Şöhret mahkumiyeti kurtulunması en zor mahkumiyet. İlk BBG ekrana geleli, pop star yarışması yapılalı 10 yıldan fazla zaman geçti. Birinci olan/olmayan, bir süre şöhretli imiş gibi yaşayanlar ne gerçekten dişe dokunur bir işe imza atabildi ne de eski hayatına dönebildi. Eski şöhretler ne yapıyor galeri haberleriyle uzunca bir süre de dönebilecek gibi görünmüyorlar eski hayatlarına.

Yapımcı sosyal bir yaraya parmak basacağını iddai ederken iyi niyetli olabilir. Programın; katılanların, seyredenlerin dünyasında nelere mal olacağı doğru analiz edilemezse sosyal bir yaraya tuz basılır ancak.

13 yıl önce
Şöhret Mahkumiyeti
25 yıl sonra
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir