|
Kalbinin yanı başında bir insan

İçinde yaşadığımız dünyanın bir gündemi var. Yaşamak bizi mecbur ediyor o gündeme.

Bir de içimizde yaşattığımız bir dünya ve onun gündemi var. Müslümanca yaşamak derdi, bizi o gündemi diri tutmaya mecbur ediyor.

Yaşadığımız çağın dilini biz kurmadık, iyi, doğru ve güzel bizim tarifimizce algılanmıyor yeryüzünde; gök kubbe bize ait değil. Bu sebepten iki gündem birbiriyle çelişiyor, tutarlılığımızı muhafaza etmede zorlanıyoruz.

İşin içinden nasıl çıkacağımızı bilemediğimiz anlarda Ramazan imdada yetişiyor. Senede bir defa geliyor ama kadir kıymet bilene bir seneye ve hatta bir ömre yetecek kadar rahmet, tefekkür, huzur ve ufuk bırakıp gidiyor.

Ramazan’ın gelişiyle beraber yavaş yavaş önem anlayışımız ve önemliden ne anladığımız değişiyor, mübarek on bir ayların ehem-mühim dengesi ters yüz oluyor. Dışımızdaki dünyanın gündemi bizi artık o kadar da alakadar etmiyor. Gece uykumuzu bölüp sahur sofrasına oturuyoruz, gündüz açlığın verdiği tatlı mahmurlukla aklımızın ve bedenimizin enerjisini hak eden ve helal mevzulara ayırıyoruz, iftarla beraber kalbimize bir sevinç yayılıyor ancak o sevinci tadanların anlayabileceği, teravih ismiyle müsemma bir hal ile rahatlatıyor bedenleri ve kalpleri, mukabeleler boyunca bir huzur doluyor kalbimize inceden ince.

Hayat yavaşlıyor Ramazan gelince. Her şeyin o kadar da hızlı olup bitmesi gerekmediğinin farkına varıyor oruçlu gönüller. Çağ görünür olmaya davet ederken insanlığı bütün şehvetiyle, yapıldığı görünmeyen bir ibadetle çağa meydan okuyor Müslüman. Oruçlusun ve orucun görünmüyor dışarıdan bakılınca. Namazın görülür, haccın bilinir, zekâtın duyulur ama orucun görülmüyor, bu görülmeyeni tutmak materyalizme rest, kapitalizme nanik oluyor, hem de en tatlısından.

On bir ay boyunca olmazsa olmaz zannettiğimiz nice şey, bir parça eksik olsa ortalığı birbirine katacağımız nice bir başka şey, kıymet verdiğimiz, zaman ayırdığımız nice nice pek çok bir başka şey anlamsızlaşıveriyor orucun güzelliğiyle. Galatasaray’ın Fenerbahçe ile oynaması pek alakadar etmiyor insanı mesela, yenilmesi o kadar da can yakmıyor bir Ramazan akşamında.

Siyasilerin bugün var yarın yok meselelere dair üst perdeden açıklamalarına tebessümle yaklaşıyor insan, çocukların evcilik oyununu seyrederken yüzüne yayılan tebessümün bir benzeriyle hem de.

Dışarıdaki dünyanın gündemi anlamsızlaşıyor Ramazan gelince. Belki de anlamını buluyor. Belki de hep o kadar, hep basit, hep saçma ama biz fark etmeye başlıyoruz. Orası anlamsızlaştıkça içimizdeki dünyanın gündemine bir kapı aralanıyor oruçlu vakitlerde. Sanki hep dışarıyla meşgul olmaktan ihmal ettiğimiz içimiz, dışarının anlamsızlaşıp hak ettiği yeri bulmasıyla bize bir bahar tazeliğiyle merhaba diyor.

Dışarıya koşturmanın ritmini düşürdükçe insan, içine doğru daha hızla yol almaya başlıyor sanki. Bir yetimin başını okşamak için hem vakit buluyor hem de gönlünde buna dair bir ihtiyaç. Bir fakire el uzatmak için, bir kimsesize merhaba demek için, bir gönlü tebessümle almak için, rızaya uzanan yolları aşkla arşınlamak için insan vakit buluyor Ramazan gelince.

O vakit hep var aslında, o ihtiyaç her dem baki aslında ama biz kalbimizden uzağız mübarek on bir aylar boyunca. İnsan kalbinden ırağa düştü mü Allah için bir şeyler yapması gerektiğini hem unutuyor, hem gücü yetmiyor, hem de fark etmiyor.

Ramazan insanı alıp kalbinin yanı başına bırakıyor. Bunu nasıl yapıyor bilmem, ama yapıyor.

Bize düşen Ramazana biraz yardımcı olmak belki de bizi kalp insanı yapma çabası hususunda. O bizi biz eylemeye geliyor hiç olmazsa davete ayak dirememeli.

Ramazanın hakkının verilip verilmediğini tartmak için bir terazi kurmuşlar. Bayramdan sonra da o güzellikler devam ediyorsa mevzu tamam olmuştur diyorlar, değilse eksik kalan bir şeyler vardır. On bir ayın sultanında olduğu kadar güzel olmaz pek çok şey, kalbimize o kadar yakın olamayız belki sair zamanlarda ama buradan bir güzelliği, bir muhabbeti, bir nuru alıp mutlaka taşımalı senenin içine.

Tükenip gidiyor ömür dediğin. Bu sene bayramdan sonra on beş gün Ramazan güzelliği bizimle kalacaksa seneye ne yapıp edip bir aya çıkarmalı güzelin bizdeki ikametini. Her sene biraz daha on bir aylar sultanlarına benzemeli ve âhir ömrümüzde yılın çoğunu Ramazan şuuruna, oruç kıvamına, teravih huzuruna, sahur safasına, mukabele tadına eriştirmiş müminler olarak dünyanın gündemine asla bîgâne kalmadan kalbimizin gündemine âşina bir hal içre göçüp gitmeliyiz yalan dünyadan.

#Ramazan
#oruç
#Galatasaray
#Fenerbahçe
2 yıl önce
Kalbinin yanı başında bir insan
Kara dinlilerle milletin savaşı
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir