|
Tüm denklemleri değiştiren seçim: 30 Mart 2014

AK Parti, Türkiye"de statükonun siyasi hegemonyasını 3 Kasım 2002 tarihinde kırmıştı, 30 Mart 2014 seçimleri ile de toprağa gömdü. Bugün itibariyle Türkiye siyasetinde hiçbir şey aynı kalamaz, bıraktığı yerden devam edemez. Devşirme adaylarla, kirli, karanlık, siyaseti ve millet iradesini dışlayan ittifaklar ile AK Parti karşısına çıkan büyük koalisyon kesin mağlubiyeti tatmıştır. Sandıklardan, yeni Türkiye diyen irade çıkmıştır. Lokomotifliğini AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan"ın yaptığı bu iradenin diğer bir gücü ise barış sürecini savunan ve siyaset diyen BDP/HDP çizgisi olmuştur. Bu birliktelik sadece iç konjonktür için değil, dış konjonktür için de önemsenmesi gereken bir tablodur. Barış sürecine devam, seçmenin ilk mesajı oldu.

Yerel seçim hüviyetinden, 17 Aralık ve 25 Aralık Operasyonları ile çıkartılan ve adeta Yeni Türkiye için referanduma dönüştürülen 30 Mart tarihinin dün akşam bir başka boyutu daha ortaya çıktı. Aşağı yukarı 1984 yılından bugüne yapılan tüm seçim süreçlerini hatırlayan biri olarak böylesi bir manzarayla karşılaşmamıştım. Dün, son 100 yılda ilk kez Türklerin, Kürtlerin, Arapların, Balkanlardaki Osmanlı bakiyesi milletlerin ruh ve düşünce iklimi ortak bir duyguda buluştu. Saraybosna"da, Priştine"de, Üsküp"te, AK Parti"nin seçim zaferi meydanlarda kutlandı. Arap ülkelerinde twitter kullanıcıları, "Erdoğan kazandı" etiketine, Rabia işaretli fotoğrafların da olduğu onbinlerce tweet attı. Bu coğrafyanın kader daşı Kürtler, AK Parti"ye oyları ile "durmak yok yola devam" dedi. Yani 17 Aralık ile ne hedeflenmişse, tamamı ters tepti. Anadolu kuvvetli ve dik bir duruş ile oyunu bozdu. 30 Mart 2014 seçimleri ile AK Parti Türkiye sınırlarını aşmış ve 200 yıldır sömürgeleştirilen bir coğrafyanın umudu olduğunu net biçimde belgelemiştir. Elbette bu etkinin ve yurt içindeki güçlü AK Parti yapısının, Türkiye"nin dış politikasına önemli etkileri olacaktır. Çevremiz yeniden şekillenirken, Türkiyesiz bir dönüşümün, AK Parti"yi ve Recep Tayyip Erdoğan"ı denklem dışı bırakarak sonuca ulaşmanın mümkün olmadığı görülmüştür. Türkiye, dış politikadaki yumuşak gücünü yeniden kuvvetlendirmiştir.

Karşımızda 8 seçimden, oylarını artırarak çıkan ve bu başarısını tüm Türkiye sathına yayma başarısını göstermiş bir siyasi yapı ve lideri var. Çok Partili siyasi döneme geçtiğimiz tarihten bugüne, siyasete damgasını bu denli güçlü vuran başka bir yapı gelmedi. Bundan sonra da gelir mi bilinmez. Ama dün seçim sonuçları açıklandıktan sonra, AK Parti karşıtı kesimde, son 11 yılda dillendirilen teranelerden başka bir şey duymak yine mümkün olmadı. AK Parti"yi ve ona oy veren kitleyi anlamak yerine, "% 55 bizde" ruhuyla yargılamaya çalışanlara kötü bir haberim var. Eğer Türkiye"de artık hükmünü yetirmiş siyaset tarzını geride bırakmazsanız, 2015"te AK Parti % 55 ile iktidara gelecek. Görünen köy kılavuz istemiyor. "Acımadıki acımadıki" diyerek, yenilmeye doymayan güreşçi gibi mağlubiyetten, artık kabak tadı veren bahanelerle kendini kandırma faslı sona erdi. AK Parti"yi sürekli demokrasi dışı yöntemlerle devirmeye çalışıp, gün gelip sonuç malum alınca balkondan demokrasi çıkmasını, daha doğrusu kendi düzenlerinin devam etmesini isteyenler duvara çarpttılar. Artık şapkalarını önlerine alıp, kendileri için düşünme vaktidir. Çünkü sesi Bosna"da, Kosova"da, Makedonya"da, Kırım"da, Filistin"de, Somali"de; Kahire"nin, Beyrut"un, Tebriz"in, Kudüs"ün, Halep"in, Bağdat"ın sokaklarında yankı bulan bir siyasi yapı ile siyaset içinde kalarak mücadele etmenin yolunu bulmak zorundalar. Kısacası, Türkiye"de muhalefet kendini resetleyerek, yeni bir başlangıç yapmalı.

Elbette AK Parti de geçen 3 ayı ve 2011"den bugüne alınan yolu, hataları ve sevapları ile değerlendirecek, Türkiye ötesine geçen etkisinin sebeplerini sağlıklı bir analize tabi tutacaktır. AK Parti, farklı eğilimlere sahip ama bununla beraber Yeni Türkiye hedefine inanmış bir kitleye seslenme gücüne sahip olduğunu bir kez daha kanıtladı. İşte bu güç AK Parti"nin en önemli sırrı. Demokrasi, özgürlükler, hukukun üstünlüğü, evrensel insan haklarının tatbik edilmesi, ekonomik gelişme, refahın eşit paylaşımı vb. konular bu yükselişin itici motorları. Bunlar çevre coğrafyamıza AK Parti damgasının vurulmasının asli sebepleri. Öyle ki umutla geleceğe bakmak isteyen komşu ülkelerin vatandaşları, Türkiye"ye bakarak kendi geleceklerini tayin ediyorlar. O yüzden AK Parti"nin bu uzun yürüyüşünden geri dönme lüksü yok. Uzun yürüyüş devam edecek. Başbakan Erdoğan da zaten dün yaptığı balkon konuşmasında bunun işaretini verdi. Evet, 30 Mart itibariyle eski Türkiye"yi geride bıraktık. Kaos lobisi başaramadı. Milletimiz bir kez daha kendi geleceğine sahip çıktı. Tüm denklemleri değiştiren 30 Mart 2014 yerel seçimi, Türkiye siyasi tarihinin satır başlarından biri olarak anılacak.

10 yıl önce
default-profile-img
Tüm denklemleri değiştiren seçim: 30 Mart 2014
Amiral Gemisi ‘Okyanus Medyası’nı sevdi!...
Martin Schulz Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı makamına ateş ederken...
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm