|
Bir istifa…

CIA Başkanı David H. Petraeus"un "evlilik dışı bir ilişki" yaşadığı gerekçesiyle istifa etmesi Amerika"da ve dünyada şok etkisi yarattı. Yaşadığı yasak ilişki nedeniyle artık görevine devam edemeyeceğini belirten Petraeus, ardında bir dizi bilinmeyen bıraktı. Kısacası Türk kamuoyunun "çuvalcı general" olarak tanıdığı başkan ketumluğunu korudu…

Petraeus, aşk yaşadığı biyografi yazarı Paula Broadwell hakkında FBI"in soruşturma açmasından hemen sonra Başkan Obama"ya istifasını iletti. Obama, üstüne bir gece uyuduktan sonra istifayı kabul etti. Geçtiğimiz yıl emekli olan amiral Mike Mullen"in geçici olarak CIA başkanlık görevini yürüteceğini söyledi.

Hikaye buraya kadar makul; Amerikan kamuoyunun pratikte bu denli olmasa da, aileye ve kurumsal imaja verdiği değer biliniyor. O nedenle istifa bireysel açıdan erdemli bir davranış sayılabilir. Ancak Petraeus bu haber basına sızmadan istifasını verdi. Ayrıca Irak"ta, Afganistan"da, orda burada uzun süre görev yapan dört yıldızlı generalin, Broadwell ile yaşadığı evlilik dışı ilişki, muhtemelen, tüm birimlerce biliniyordu. Neden şimdi patladı ki? Hele ki çuvalcı general Amerika"da bu kadar kritik bir görevde, bu kadar başarılıyken… Onca devlet sırrı arasında bu yasak aşk da bir sır olarak kalamaz mıydı?

Peki kim bu Boradwell? Harvard"da doktora yaparken (o zamanki) General"in hayatını yazmak üzere ilginç şekilde bağlantı kurmuş Broadwell. O da askeri okul mezunu, hatta onbeş yıl askeri görev yapmış. Afganistan"dayken Petraus"un yanından ayrılmayan, hatta her yere General"in özel uçağı ile giden, saatlerce özel zaman geçirebilme imtiyazına sahip, "deneyimsiz" bir gazeteci. Evli. Petraeus"un o yıllarda beraber çalıştığı insanlar Broadwell"in bir biyografi yazarından gazeteciden öte, sanki General"in yardımcısı gibi konumlandırıldığını söylüyor.

İlginçtir, Federal Soruşturma Bürosu FBI"ın alakasız bir güvenlik davası soruşturması esnasında bu yasak ilişkiyi deşifre etmiş. Broadwell"in başka bir kadını tehdit ettiği epostalar üzerinden Petraeus"la olan yakınlığı ortaya çıkmış, sözümona.

Kaynaklar son olarak Petraeus ve on beş yıl askeri görev yapmış olan sevgilisi Broadwell için isnat edilmiş herhangi bir suç fiili olmadığını belirtiyor. Görünen o ki popüler general bir nedenle, nazik bir dille tasfiye ediliyor.

BİR FİLM…

Tam iki ay önce… 11 Eylül 2012…

ABD Libya Büyükelçisi Christopher Stevens ve üç ABD"li dış işleri yetkilisi Bingazi konsolosluğu önünde yapılan eylem sırasında roketli saldırı sonucu hayatlarını kaybetmişti. ABD"de "tanıtım filmi" gösterilen Hz. Peygamber"e tepki amaçlı yapılan eylemi El Kaide bağlantılı bir grup yaptı denildi. Seçim öncesiydi; Cumhuriyetçiler de, Demokratlar da durumu kampanya sürecine malzeme yaptılar. Ne de olsa 11 Eylül"dü ve güvenlik takıntılı Amerikan seçmenine eski düşmanı hatırlatmak, tehdit algısı yaratmak bugün de işe yarayacaktı.

Kısa bir süre sonra Wall Street Journal"da çıkan bir haberle konsolosluk binasında çalışan 30 kişiden 23"ünün CIA personeli/ajanı olduğu bildirildi. Saldırıldan 50 dakika sonra Savunma Bakanı Panetta"ya durum bilgisi verilmişti. Obama ise Panetta"ya Pentagon"un tüm imkanlarını seferber etmesini söyledi. Sonuç: Panetta yetişemedi. FoxNews ise yaptığı bir haberde CIA"in destek talebinin reddedildiği bilgisini verdi. CIA de, Pentagon da bu durumu yalanladı. Petraeus ölen dış işleri yetkililerinin naşını karşılamadı. Hatta Petraeus, Bingazi saldırısıyla ilgili olarak çok da konuşmadı. Libya yetkilileri bile kullanılan silahların sofistike silahlar olduğu dışında pek bilgi vermedi.

Seçim öncesi olduğu için Başkan Obama bu kurumsal zafiyete sessiz kalmak durumundaydı. Zira istatistiklerde Romney ile başa baş giden mücadelede Bingazi fiyaskosu çok oy kaybettirebilirdi. Görünen o ki sessiz atın çiftesi pek oldu. Obama CIA"in hesapsız tavrın bedelini şimdi ödetiyor.

Elbette ki sadece Bingazi olayı değil, CIA, Pentagon ve Dış İşleri arasındaki bölünmüşlük, -diğer CIA bölge analistlerinin söylediklerine göre-Petraeus"un CIA şefi değil de, hala "selam durulan" bir general gibi davranması gibi birçok neden bu tasfiyenin sebeplerini oluşturuyor.

Bir de tabi vaktiyle Cumhuriyetçi kanadın 2012 seçimlerinde Petraeus"u Başkan Yardımcısı yapmak istediklerini unutmamak lazım. Amerikan halkı Irak ve Afganistan savaşlarında Petraeus"un "üstün" performans gösterdiğini düşünüyor ve çok seviyor.

BİNBİR SORU…

Bu istifa uzun bir süre gündemde kalacaktır. Hele ki dünyanın en büyük istihbarat örgütü bütçe sıkıntıları dışında bir de şimdi yönetim değişikliği yaşarken, hem de ABD seçimlerinin sonrasında… Ama şahsen şu anda şu soruların cevaplarını önemsiyorum;

FBI bu ilişkiyi ne kadar zamandır biliyor? Seçimden önce biliniyor muydu? O zaman Obama"nın seçim kampyasına zarar zeval gelmesin diye birileri bu mevzuu ört bas mı etti? Bunu yapan hangi birim/kurum/kişiydi? Olayın ortaya çıkışında zamanlamayı seçen Obama mıydı? Peki, Petraeus seçimlerden önce FBI"in bu durumu bildiğini biliyor muydu? Soruşturma ne zaman başladı? FBI"in üzerinde çalıştığı asıl dosya neydi? Niye Broadwell"in epostaları takip ediliyordu? Petraeus"un, bilindik herhangi yayını olmayan çaylak gazeteciye neden bu kadar kapı açtı? Petraeus"u CIA"de istemeyenler mi vardı? Ama neden? Bingazi"deki saldırıya müdahaleyi istemeyen kimdi? El Kaide bağlantılı grup saldırıyı yaparken orada CIA personelinin olduğunu biliyor muydu? Öyleyse nasıl öğrendi? Eğer bu "istihbaratlararası" bir mücadeleyse CIA Şefinin tasfiyesini kim istiyor; Pentagon mu? Obama bu arada güçlü bir rakipten mi kurtuldu? Vs vs vs…

Soruları öz Türkçeye tercüme edersek;

Alper Tunga öldü mü? Issız acun kaldı mı? Felek öcün aldı mı?
11 yıl önce
Bir istifa…
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset