|
Arabat köyünden Nekbet gününe mayıs elem ayıdır…

Toprakların sürülmesi tamamlanmış ve tohumlar sürgüne durmuştur.

Baharın son ayıdır Mayıs. Yaşadığımız coğrafyada daha çok elem ayı olarak anılmaktadır. Yaşadığımız elemli olaylara baktığımızda tek sorunun Devlet-i Ali"nin tarih sahnesinden çekilmesiyle adaletin bozulmasıdır.

20. yy"in başlangıcında ortaya çıkan savaşlar imparatorlukların sonunu getirmişti. İmparatorlukların tarih sahnesinden çekilmesinden en çok etkilenen Devlet-i Ali"nin yönettiği ve etkilediği coğrafyadır.

I. Dünya Savaşı cephe kayıplarının büyüklüğünün yanı sıra dağılan devletlerin toprakları üzerinde yeni yapıların kurulmasıyla; ortaya tüm insanlığı etkileyen ve halen devam eden sorunlar çıkmasına neden olmuştur.

Devlet-i Ali"nin Filistin topraklarını kaybetmesiyle birlikte bölgede İngiliz manda yönetimi kurulmuş ve Orta Doğu İngiliz hâkimiyetine girmişti.

İngiliz manda yönetimi altında 14 Mayıs 1948"de Filistin toprakları üzerinde İsrail devleti kurulmuş. İsrail"in kuruluşuyla birlikte Siyonistler, Filistinlileri binlerce yıl yaşadıkları topraklarından sürmeye başlamışlar.

15 Mayıs 1948 Filistinlilerin tarihine "Nekbet günü" yani "felaket günü" olarak geçmiştir. Sürgün ve işgalin başlangıcından bugüne kadar 3 milyondan fazla Filistinli topraklarını kaybetmiş, mülteci konumuna düşmüştür.

Devlet-i Ali Kırım"ı kaybettikten sonra; bölgede yaşayan Kırım Türkleri için hayat tıpkı Filistin"de olduğu gibi ölüm ve sürgün ekseninde gelişti. Ya sürgüne rıza gösterilecekti veya ölüme.

Kırım Türklerinin yaşadığı en büyük felaket II. Dünya Savaşının devam ettiği günlerde Stalin"in emriyle Sovyet İçişleri komiseri Beriya"nın planlamasıyla 18 Mayıs 1944 sabahında başladı.

Sürgünü bizlere Kırım Tatar Milli Meclis Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu anlatmıştı.

"Tan yeri ağarmadan, yataklarında yatmakta olan insanlara, 15 dakikada evlerini terk ederek kendilerine söylenen meydanda toplanmaları emri verilmişti.

Toplanan insanlar istasyonlarda hazır bekletilen ve oturmaya yer kalmayacak şekilde hayvan vagonlarına tıka basa dolduruldular. Vagonların kapısı kapatıldı ve dışarıdan mühürlendi.

Çoğu çocuk, yaşlı kadın ve erkeklerden oluşan 197 bin kişi gidecekleri yerleri bilemeden en az üç dört hafta sürecek olan yolculuğa çıkarıldılar.

Günlerce yiyecek ve su verilmeyen, yolculukta ölen insanların cesetlerinin dışarı çıkarılmasına müsaade edilmeyen ve hiçbir tıbbî yardımın söz konusu olmadığı bu ölüm yolculuğu sırasında açlık, susuzluk, hastalık, bitkinlik ve havasızlıktan on binlerce insan hayatını kaybetti."

Sürgün sırasında ve sonrasındaki olumsuz şartlar sebebiyle 2,5 yıl içerisinde Kırım Türkleri, nüfuslarının % 46"sını, yani en az 90 bin kişiyi kaybettiler. Sürgünden hiçbir Kırım Türkü istisna edilmedi. Arabat köyünün dışında.

Sürgünden sorumlu Stalin"in emrinde Sovyet içişleri komiseri Beriya"dır.

Sürgünde görevli Bolşevik yetkililer Serov ve Kobulov"un son telgrafı 20 Mayıs"ta Beriya"ya ulaşmıştı.

Telgrafta: "18 Mayısta başlayan Kırım Türklerinin sürgün operasyonu 20 Mayıs saat 16.00"da sona erdiğini, toplam 180.014 kişinin 67 katara doldurularak bölgeden çıkarıldığı, 63 katarda bulunan 170.287 kişinin gitmeleri gereken yere gönderildiği; geriye kalan 4 katarın ise aynı gün yola çıkacağı "bildirilmişti.

Sürgün operasyonu bitince 14 Temmuz"da bir kutlama yapılır. Kutlama anında Kobulov"a bir haber ulaşır. Bu habere göre Azak Denizi ile Sivaş arasında yer alan Arabat köyündeki Kırım Türk halkının sürgün edilmesi unutulmuştur. Tren katarları yola çıkmış ve operasyonun tamamlandığı telgrafı da çekilmişti. Haberin Stalin"i kızdıracağı düşünülmüş.

Bunun üzerine Arabat köyünde yaşayan Kırım Türkleri limana toplatılmışlar. Limanda büyük ve eski bir gemiye bindirilerek mahzene kapatıldılar. Daha sonra gemiyi denizin en derin yerine götürüp ambar kapaklarını açarak gemiyi içindeki insanlarla birlikte batırdılar. Bu faciadan sağ kurtulan tek bir kişi bile olmamış.

Bugün her iki millet de topraklarına geri dönmenin mücadelesini veriyor.

İki gün önce Nekbet"in 65. ve yarın da Kırım Türklerinin sürgünün 69. yıldönümüdür.

21 Mayıs1864 Büyük Kafkas Sürgününden, 18 Mayıs1944 Kırım Sürgününe, 15 Mayıs1948 Filistin Nekbet gününden, 27 Mayıs1992 Bosna Hersek Vase Miskina katliamına kadar; Mayıs elem ayıdır.

Yeniden inşamızın temelinde Saraybosna, Akmescit, Anapa ve Kudüs öyküleri yer alıyor. Mayıs ayı elemle umut arasındadır.

11 yıl önce
Arabat köyünden Nekbet gününe mayıs elem ayıdır…
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi