|
Avrupa Holo Birliği"nin Nevruzu...

Yıllarca gurbet yolu gözlemiş biri olarak, akraba, komşu, hemşeri ve dost yolu gözleyenlerin umutlarının karşılığı olmak için bir yolculuktayım. Her yıl aynı zamanda ve aynı kişilerle gelenekselleşmiş bir buluşma, bir hasret giderme merasiminde olacağım.

Nisan ayının ilk haftası, bana göre gurbette ki özellikle Avrupa''da yaşayan dostlarımızın ertelenmiş nevruzu olsa gerek.

Nevruz, ülkemizde her yıl 21 Mart''ta kutlanıyor. Dünyanın bir çok ülkesinde Şubat ayından Nisan ayına kadar bir zaman dilimi içinde farklı tarzlarda ve adlarda kutlanıyor. Olay sadece ülkemize has bir durum değildir. Farsça bir kelime olan Nevruz veya Newroz, gün ışığı/yeni gün anlamına gelir.

Bu günde geleneksel kutlama yöntemleri uygulanır. Kadınlar rengarenk elbiseler giyerler ve başlarına pullarla süslenmiş ışıltılı örtüler örterler. Ateşler yakılır, halaylar çekilir ve ateşin üstünden atlanır. Nevruz, toprağın uyandığı andır. Adeta ölümden sonra dirilişin yeryüzü gösterisidir.

Geleceğe yönelik dileklerinizi yüreğinize yükler, ateşte kalmak veya ateşi geçmek için atlarsınız. Geçtiğinizde içinizde dileğinizin yerine geleceği umudu oluşur. Yaşamın yeryüzünde "an" içindeki ifadesi bu olsa gerek. Ateşle sınanmak.

İnsanın yeryüzü serüvenindeki dileği, var edenin rızasına ulaşmak ve mükâfatını görmektir. Nevruz yani yeni gün, hikmetin diliyle kılıçtan keskin ve kıldan ince sırat köprüsünden ateşe düşmeden geçtiğiniz anın ifadesidir. Sadrettin Konevi; (KS.) "İnsan, görünen âlem ile görünmeyen âlem arasında bir geçittir" der.

Bize, insanoğlunun dünyada var oluşuna ve ötesine ait felsefenin özetini sunar.

Kelime anlamı gün ışığı veya yeni gün olsa ve baharın gelişi olarak bilinse de; yeniden dirilişin ritüelidir. Yeryüzünün her köşesinde farklı tarzda ve ad da dahi olsa yeniden dirilişin törenleri yapılır.

Bu hafta batı geleneğine göre "Paskalya bayramı" veya "tavşan bayramı" olarak kutlanır. Paskalya ateşi ve paskalya mumu yakılır. Bu paskalya bayramının özelliklerindendir.

Kökleri paganizme dayansa da Hristiyan inancına göre bunlar ölümü yenen ve yeniden dirilen İsa''yı sembolize ederler.

Türkiye''nin farklı coğrafyalarından geçim derdiyle yollara düşmüş binlerce gurbetçi, Paskalya bayramını buluşma anı olarak değerlendirmektedirler.

Farklı şehirlerde ve farklı ülkelerde yaşayan hemşeriler bir araya gelmekte, hasret gidermekte, dayanışmalarını güçlendirmekte, ailelerine yeni katılmış bireyleri birbirleriyle tanıştırmakta ve geleneklerini yeni nesle aktarmak için etkinlikler düzenlemektedirler.

Böylece farklı kültür ve inanca sahip toplumlarda asimile olmadan yaşamanın dinamiklerini oluşturuyorlar. Bu önemli bir sosyolojik olaydır.

Cumhuriyet döneminde Almanya''ya göçün 50.yılı ülkemizde de büyük etkinliklerle anıldı. Gurbetçi denildiğinde aklımıza daha çok "Almancı" olarak adlandırdığımız insanlar gelir.

Türkiye''nin birçok bölgesinden olduğu gibi Holo''dan da 1961''den itibaren Avrupa''nın muhtelif ülkelerine gurbete çıkmış çok sayıda insan bulunmaktadır.

Holo bölgesi, Trabzon Çaykara/Dernekpazarı ilçesinin 7 köyünden oluşmakta. Bunlar, Çalışanlar, Çayırbaşı, Günebakan, Taşçılar, Tüfekçiler, Ormancık ve Yenice köyleridir.

Avrupa Holo Birliği''nin temelleri, 2000''de Almanya''da bir cenaze merasiminde ortaya atıldı. Almanya, Avusturya, Belçika, Hollanda ve İsviçre''den cenaze için bir araya gelen gurbetçiler; AB''nin büyüme stratejileri içinde kaybolmadan, kimliğini koruyarak bir arada olmanın kaçınılmaz olduğu düşüncesinden yola çıktılar.

Avrupa Holo Birliği toplantısı, 365 günde 3 gün el ele sloganıyla başlıyor. O günün şartlarında mütevazı düşüncelerle başlamış olan buluşma, bugün ise, 12. yılını doldurup, geleneksel bir yapı ve kurumsal bir organizasyona dönüştü.

Doğduğum, büyüdüğüm, akraba olduğum ve hatıra oluşturduğum coğrafyanın insanlarıyla, her yıl "Avrupa Holo Birliği Aile Toplantısı" adı altında buluşuyoruz. Bu buluşmaya Türkiye''den aynı bölgede doğmuş aydın, siyasetçi, sanatçı, iş adamı ve bürokratlar davet ediliyor. Davetliler bir yandan doğup büyüdükleri insanlarla hasret gideriyor, hasbihal ediyor ve diğer yandan tecrübelerini paylaşıyorlar.

Emek verenlerin tümünü kutlamak gerekir. Onlar, Türkiye''den Avrupa''ya göç etmiş insanlara örnek oluşturacak bir buluşmaya imza atıyorlar.

Bu tür toplantılar acıları, hüzünleri ve sevinçleri paylaşmanın yanı sıra bir geleneğin korunması ve aktarılmasını da vesile olmaktadır.

Bugün Avrupa''da bir Türk varlığından bahsedebiliyorsak bunun temelini bu tür küçük ölçekte mahalli aidiyet üzere kurulmuş yapılar oluşturmakta.

Ayrıca, bir hemşeri organizasyonu olarak görülse de, bir milletin farklı kültür ve medeniyetler içinde değişmeden birlikte yaşayabilmenin örneğini de sunmaktadır.

12 yıl önce
Avrupa Holo Birliği"nin Nevruzu...
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler