|
Ayrışma devam ediyor…

Ülke gündemi iç siyasete kilitlenmiş durumda. Bölgesel gelişmeler ikinci plana itilmiş. Oysa dünya gündemini Orta Doğu oluşturuyor. İran"la diyalog arayışları Batılı müttefiklerle Suudi Arabistan ve İsrail arasında önemli bir krize neden olmuştur. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry krizi çözmek için bölgeye ziyarette bulundu.

Anlaşılan odur ki Orta Doğu"daki tartışmaların merkezinde Suudi Arabistan, İsrail ve İran yer alıyor.

İran"da Cumhurbaşkanlığına Hasan Ruhani"nin seçilmesiyle birlikte bölgede yeni bir dönemin adımları atılıyor.

1979 İran İslam devriminden sonra Haşimi Rafsancani ve Muhammed Hatemi yönetimleri batı ile ilişkileri geliştirmek istemişlerdi. Süreç arzu edilen anlamda bir diyalog imkânı sunmadı ve Mahmud Ahmedinejad ile ilişkiler gerildi. Ayrıca bölge ülkeleri o günkü gelişmeleri gerektiği gibi kullanamadılar. Herkes küçük hesapların peşine düştü.

Bugün ise Ruhani yönetimi İran- ABD arasındaki aracı yapıları ortadan kaldırmış, doğrudan ilişki kurmuş ve sorunları açıklıkla ele almaya başlamıştır. Batı bu kez fırsatı kaçırmak istememektedir.

Geçmiş dönemlerde Orta Doğu siyasetinde başat eksen İran-İsrail gerilimi üzerine kuruluydu ve bölge ülkeleri de bu gerilim üzerinden saflarını belirlemekteydiler. Bugün ise gerilimi oluşturan İran artık diyalogdan yana tavır takınmakta, makule doğru hareket etmekte. Başta Suudi Arabistan ve İsrail olmak üzere bölge ülkelerinden bazıları ise bundan rahatsızlık duymakta, daha radikal bir eksene doğru kaymaktadırlar.

Son gelişmeler üzerine Suudi Arabistan Obama yönetimine karşı tavır alarak, BM Güvenlik Konseyi"nin dünya barışı ve güvenliğini sağlamada yetersiz kaldığı gerekçesiyle Konsey"in geçici üyeliğini kabul etmediğini açıkladı. Suudi Arabistan öfkede o denli ileri gitmiş ki, "bütün seçeneklerin" bile "masada" olduğunu açıkladı. Ayrıca Obama ve müttefiklerini Suriye"ye müdahale etmemelerini de eleştirdi. Bu tehditler gidişatı etkilemeyecek.

İsrail sağı (Likud) ise ABD-İran yakınlaşmasından duyduğu rahatsızlığı açık şekilde dile getirmekte. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu İran"ın sözüne güvenilmeyeceğini ve Cenevre görüşmeleri sonlanıncaya kadar nükleer silah elde edeceklerini açıkladı. Adalet Bakanı Tzipi Livni, Jerusalem Post gazetesince düzenlenen bir konferansta; "Tel Aviv rejimi ve Suudi Arabistan"ın İran konusunda benzer bir duruşu paylaştığını, benzer dilde konuştuklarını ve Arap ülkelerinin İran karşıtı birleşik bir eksen kurma amacıyla Tel Aviv ile ittifak kurabileceklerini" söyledi. İlginç olan ise İsrail Likud"u ile Suudi Arabistan"ın artık ortak hareket etmeleridir.

P5+1 Ülkeleri Cenevre"deki "Nükleer İran" görüşmelerinin olumlu ilerlediğini açıkladılar. Cenevre"de nükleer sorunun çözümüne yönelik yapılacak bir anlaşma Orta Doğu"da yeni bir dönemi başlatacaktır.

Bunun etkilerini Filistin-İsrail barış görüşmelerinde ve Suriye sorununun çözümü için yapılacak Cenevre-2"de görmüş olacağız. Bu durum en çok Filistin davasını etkileyecektir.

Bir taraftan bu gelişmeler yaşanırken öte yandan Filistin-İsrail görüşmeleri de devam etmektedir.

Netanyahu , "yeni yerleşim alanlarıyla Batı Şeria"nın Filistin karakterinden çok bir Yahudi yerleşim alanına dönüştüğünü; İsrail"in bu bölgeye ilhak etmesini ve Gazze"nin de Mısır"a bağlanması gerektiğini" açıkladı. Arap ülkelerinden bazıları da Filistin barışı için toprak takasını önermekte. Onların nezdinde Filistin toprakları alınıp satılabilen bir emlak değerindedir.

Yaser Arafat"ın ölümü üzerine yeniden başlayan tartışmalar ve Batı Şeria"da yeni yerleşim alanlarının inşa edilmesine yönelik İsrail hükümetinin kararı, barış görüşmelerinin akıbetini etkileyeceğe benziyor.

Bütün bunlara ek olarak Gazze"de yeniden bir insanlık trajedisi yaşanmaya başlandı. İsrail ve Mısır"daki darbe hükümetinin ambargosu hayatı yaşanılır olmaktan çıkartmış; ilaç, gıda, elektrik, su, gaz ve benzin sıkıntısını artırmıştır.

Geçen yıl BM"nin yayınladığı raporda şartlar bu halde devam ederse (ki o zamanlar Refah sınır kapısı açıktı) 20 yıl içinde Gazze yaşanılır olmaktan çıkacak. Galiba bu konuda 20 yıl beklemek gerekmeyecek, olumsuz şartlar aradaki mesafeyi kapatıyor.

Filistin Başbakanı İsmail Heniyye İslam dünyasına Gazze"ye uygulanan ablukanın kaldırılması, özgürlük ve işgal edilmiş topraklara geri dönüş mücadelelerini desteklemeleri çağrısında bulunarak "Düşmanın bize abluka uygulamasına şaşırmıyoruz. Fakat ümmetimizin, kendimizden insanların ve kardeşlerimizin bunu yapması ve mücadelemizi desteklememesi garip" dedi. Gazze"de yaşananları tekrar gündemimize almak zorundayız.

Ayrışma devam ediyor. İran, Suriye ve Filistin sorununu önümüzdeki günlerde daha çok konuşacağız.

10 yıl önce
Ayrışma devam ediyor…
Kara dinlilerle milletin savaşı
Barnabas İncili"nin akibeti nereye varacak?
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!