|
Bahar yeni bir mevsimin başlangıcıdır…

Merkezinde yer aldığımız coğrafyada tarihi gelişmeler oluyor. İşgallerin, iç savaşların ve direnişlerin yıl dönümlerindeyiz. Orta Doğu"da bir taraftan barışı kurma çalışmaları devam ederken öte taraftan çözümsüzlük ve kaos artıyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Kürt Sorununun çözümü için süreci "Baldıran zehri" içmekle ifade ediyordu. Doğrudur, sorunları çözmek veya barışı kurmak için büyük fedakârlıklar yapmak gerekir. Liderlik iradesi bu anda ortaya çıkar. Zehir içme ifadelerini bu coğrafyada birçok kez duymuştuk.

1980-87"de İran İslam devriminin lideri merhum İmam Ayetullah Humeyni, İran-Irak arasında 1 milyondan fazla insanın ölümüne neden olan savaşı sonlandırıp barışın kurulması için yapılan antlaşmayı, zehir içmek gibi nitelemişti. Cumhurbaşkanı merhum Alija İzetbegoviç, 1992-95"de Bosna Hersek"te 200 bin insanın ölümüyle sonuçlanan Sırp Saldırıları sonunda teklif edilen Dayton Barış Antlaşmasını, aynı şekilde nitelemişti. Evet, zorlu bir barışı kurmak insanın kendi elleriyle zehir içmesi gibi görülebilir. Sonucu her zaman bereketli olmuştur. Tarih buna tanıktır.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin"in AK Parti olağan kongresi öncesinde "İmralı" çözüm sürecine dâhil edilmelidir açıklamasına Başbakanın, verdiği destek ve inisiyatif üstlenmesiyle önemli bir mesafe kat ettik. Hükümet çözüm süreciyle ilgili kararlı adımlar atarken provokatif eylemler artıyor/artacak.

AK Parti Genel Merkezi"ne ve Adalet Bakanlığı"na eş zamanlı saldırı düzenlendi. Saldırıyı düzenleyenler kendilerini gizleme ihtiyacı hissetmediler ve olay yerine DHK-C flaması bıraktılar. Buna rağmen saldırıyı DHKP-C üstlendi. Aradaki fark nedir: DHKP-C siyasi kanadı, DHK-C askeri kanadı ifade etmektedir.

Çözüme yönelik İmralı görüşme tutanaklarının sızdırılması ve saldırı, bizlere her şeyin büyük bir şeffaflık içinde geçeceğini gösteriyor. Çözüm karşıtı olanlar artık kartlarını açık oynamaya karar verdiler. Fransa örneğinde olduğu gibi, sürecin en tehlikeli tarafı hesaplaşmaların can üzerinden yapılmasıdır. Bunları beklemek gerekir. Siz bir hamle yaparsınız karşınızdakiler bir hamle yaparlar. Başarı karşınızdakilerin yapacağı hamleleri öngörebilmek ve önlemlerini alabilmektir.

Çözüm konusunda kamuoyunda büyük bir beklenti oluşmuş. Bu çözüme yönelik provakatif hareketlerin etkisini ortadan kaldırmak ve çözüme katkı sağlayanları motive etmek için anlamlıdır. Habur ve Oslo süreçlerindeki başarısızlıktan bu noktaya gelinmiştir. Sürecin başarısızlığa tahammülü yok. Hepimiz tüm enerjimizi çözümün sağlanmasına yönlendirmeliyiz. Bundan, her ne pahasına olursa olsun çözüm olsun, anlayışı da çıkmamalı.

Ülkede siyasiler, entelektüeller, sanatçılar, işadamları ve sivil toplum örgütleri kaygıları giderecek, çözüme yönelik yapıcı bir dil kullanmalı. Çözüm yöntemini beğenemeyen ve eleştiren insanlar olabilir. Buna tahammül edebilmeliyiz. Eleştiri istikamet bulmak için önemlidir. Çözüm sürecindeki karar mercileri de eleştirilerden olumlu sonuçlar çıkartmalıdır.

Başbakanın etnik yapı ve milliyetçilik konusunda yaptığı açıklamalar çözüm sürecinde anlaşılabilir. Kürt"ün haysiyetini iade ederken, Türk"ün hassasiyetleri dikkate alınmalıdır. AK Partili siyasiler içinden geçilen sürecin ne kadar zorlu olduğunun farkındadırlar, etnik ve milliyetçilikle ilgili kırılganlık oluşturacak açıklamalardan uzak durmalıdırlar.

Siyasiler sorumluluklarının idrakinde olmak zorundadır. Sorunun çözümü kişisel ikbal beklentilerinin ötesindedir. Sürecin akamete uğramasından bir iktidar postu çıkmaz.

Dün Diyarbakır"da Nevruz dolayısıyla düzenlenen mitingde PKK lideri Abdullah Öcalan"ın çözüm sürecine yönelik mesajı okundu. Mesajda çözüme yönelik öneriler yer alıyordu. Öcalan "siyasetin öne çıkmasını, fikirlerin konuşulması gerektiğini ve silahlı unsurların sınırların dışına çıkmasını" istedi. Bildiri içeriği itibariyle uzun süre tartışılacak.

Geldiğimiz noktaya baktığımızda demokratik açıdan önemli bir aşama kaydettiğimizi söyleyebilirim. Diyarbakır"da dün yüzbinlerin ellerinde PKK bayrakları vardı ve ulusal kanallar Öcalan"ın Nevruz bildirisini canlı yayınladılar. Dünkü Nevruz mitingi önemli bir kırılma anıdır. Türkiye demokratik tekâmülünü sağlamış batı toplumlarında bile görülemeyecek bir olgunluğa ve demokratik bir algıya sahip oldu.

Hükümetin kararlılığı, İmralı mektupları, Nevruz bildirisi çözüme yönelik süreci hızlandıracaktır. Unutmamak gerekir ki süreç birkaç gün içinde olup bitecek gibi değil. Zorlu aşama bundan sonra başlayacak. Samimiyet testlerinden başarıyla çıkmak gerekir. Sabırla her zorluğun üstesinden gelinecektir.

Bugün çözülmeye çalışılan yüzlerce yıllık bir sorundur, hafife alınamaz.

Türkiye bu sorunu çözdüğü andan itibaren Orta Doğu"da dengeler değişecek ve yeni bir dönem başlayacaktır.

Nevruz"da halaylar çekilir, ateşler yakılır ve bir dilek tutulur ateşin üstünden atlanır. Dileğimizi tuttuk ve ateşin üstünden atlıyoruz.

Bahar yeni bir mevsimin başlangıcıdır.

٪d سنوات قبل
default-profile-img
Bahar yeni bir mevsimin başlangıcıdır…
‘Beşikten mezara kadar ilim’
Sarhoştum, hatırlamıyorum
Suçlu kim?
Vergi artışı yerine yapılacaklar
Gazze’deki soykırıma ‘istisnaî’ kılıflar..