|
Bölgede acilen barışa ihtiyaç var…

Gerilim siyasetinden beslenen bir coğrafyada yaşıyorsanız; gelişmeleri sürpriz karşılamazsınız.

Barış süreci, Suriye"nin kuzeyinde ortaya çıkan gelişmeler ve Kuzey Irak"ta yapılacak Kürt Ulusal Konferansı ile tüm gözler "Kürt milletinin" üzerine dönmüş durumda.

Son aylarda Orta Doğu"da meydana gelen gelişmelere bakıldığında endişelenmemek mümkün değil. Arap Baharı tersine dönmüş, yıllara baliğ dengeler darbeler sonucu değişmiş, Irak-Suriye eksenindeki çatışmalar özellikle Suriye"de yok edici bir hal almış ve Lübnan"da ki gerilim yeni bir savaşın ayak sesleri olarak algılanıyor.

Suriye krizinde bütün gözler (eğer yapılabilirse) Cenevre"de yapılacak barış görüşmelerine çevrilmiş durumda. Taraflar Cenevre"ye giderken birbirlerine üstünlük sağlamaya çalışıyor.

BM ve Batılı ülkeler Suriye"de savaşan El Nusra gibi grupları aşırı kabul edip terörist ilan ettiler. Oysa Suriye"de bir kazanımdan bahsediyorlarsa o da bu grupların sayesinde olmuştur. Anlaşılan sıra bu grupların tasfiyesine gelmiştir.

İç savaş şiddetlenmiş durumda. İşin ilginç yanı muhalifler bir yandan Esad güçleriyle, öte yandan kendi aralarında da savaşıyorlar.

El Nusra ile Özgür Suriye Ordusu Halep ve civarında üstünlüğü ele geçirme mücadelesi içinde birbirleriyle vuruşuyorlar. Ayrıca El Nusra, Türkiye sınırını kontrol altına almak, olası özerk Kürt bölgesi yapılanmasını engellemek için Resulayn ve Tel Abyad"da Kürt Demokratik Birlik Partisi (PYD) grubuyla çatışma içinde.

Muhaliflerin birbirleriyle çatışmaları gelecekte aralarında bir barış imkânı bırakmayacak şekilde gelişiyor. Bu durum en fazla Beşar Esad ve Baas rejiminin işine yarıyor.

Çatışmalar Halep, Humus ve zaman zaman Şam"ın dış mahallerinde devam ederken; genelde Esad yönetimi Hizbullah"ın desteğiyle ülkenin büyük bölümünde kontrolü sağlamış gözüküyor. Suriye ordusu Kuseyr savaşını kazanmasıyla psikolojik üstünlüğü ele geçirmiş durumda.

Bu durumda ABD yönetimi ilk defe Suriye muhaliflerine askeri yardım kararını onadı. AB ise Hizbullah"ın askeri kanadını terörist örgütler listesine aldı. Bütün hamleler Cenevre sürecinde rejimle muhalifler arasında denge oluşturma gayreti olarak görülmesi gerekir. Ayrıca her denge oluşturma gayreti iç savaşın uzaması, daha çok insanın ölmesi, yerinden ve yurdundan ayrılması anlamına geliyor.

Bu durum batılılar için bir anlam ifade etmeyebilir. Ya Müslümanlar için?

Kriz derinleştikçe ve uzadıkça ülke bütünlüğü korunamaz hale dönüşüyor. Savaş bittiğinde nefretin sonlandırılması ve istikrarın kurulması yıllar alacak.

Suriye devriminin planlayıcıları iç savaşa başladıklarında ülkelerinin üzerinde oturduğu siyasi, mezhebi ve etnik yapıyı göz önünde bulundurmadılar.

Esad ve Baas rejiminin ülkenin birçok bölgesinde üstünlüğü kaybettiği anlar oldu. Bu anlarda halkın muhaliflerin saflarına geçmesinin önünde engel yoktu. Ama beklenen olmadı ve halk arzu edilen anlamda muhaliflerin safına geçmedi. Muhalifler "Halep halkı onlara getirdiğimiz devrimi anlamadı" açıklamasıyla bunu itiraf etmişlerdi.

Suriye"de başından beri orta kuşak istikrarın devamından yana tavır takınmış; gençler daha özgür bir ortamda yaşamak için direnişe geçmişlerdi. Esad: "Dera ve İdlip"deki gençlere müdahale etmemeliydik, bu bizim en büyük hatamız oldu" diyerek pişmanlığını dile getirerek bunu teyit etmekteydi.

Suriye krizinin derinleştiği anda orta yaş ve üstü kuşaktan ekonomik gücü olanlar batıya ve körfez ülkelerine göç etti. Ekonomik gücü olmayanlar ise Türkiye, Ürdün ve Lübnan"da ki mülteci kamplarında yaşamaya çalışıyorlar.

Muhaliflerin parçalı bir halde olması, beklentilerinin ve çıkarlarının farklı olması Suriye"de savaşın uzamasına, yıkıcılığın artmasına ve rejimin üstünlük sağlamasına neden oluyor. Baas"ın güçlü olduğu kentlerde sorun yok. Diğer kentler büyük oranda boşalmış durumda. Bu süreçten bir devrimin çıkması zor gözüküyor. Yerel, bölgesel ve küresel gelişmelere bakarak yeni bir siyasi tavır belirleme zorunluluğu var.

Son günlerde Baas rejimi farklı varyasyonlar içinde. Bunlar bölge ülkelerinin iç istikrarını tehdit etme eğilimi gösteriyor. Bu durumdan en çok Türkiye ve Lübnan"ın etkileneceği iddia ediliyor.

Kuzey Suriye"de yaşayan Kürtlere özerklik verme girişimi yeni tartışmaları ve çatışmaları beraberinde getirdi.

PYD"nin Kuzey Suriye"de PKK"nin desteğiyle El Nusra"ya karşı elde ettiği üstünlük bölgede gerilime neden oldu. Artık Kürtlerin kuzeyde özerk bir yapı ilan etmek için hazırlık yaptıkları konuşuluyor.

Hiç şüphesiz Orta Doğu"nun en dinamik halkı Kürtlerdir. Kürtler üzerinden yapılan her konuşma Türkler, Araplar ve Farisiler arasında hassasiyete neden olacak.

Türkiye üzerine düşen sorumluluğu yerine getirirse gelişmelerden endişe duymasına gerek yok. Barış sürecini başarıyla tamamlamasına ihtiyaç var. Barış süreciyle birlikte Kürtler "bin yıllık ittifaklarının devamından" yana karar aldılar. Böylece Orta Doğu"da yeni bir ulus devleti kurmanın zemini ortadan kaldırdılar.

Sürecin sağlıklı yürümesi için; samimiyet testlerini sabırla aşarak, hiçbir ikbal beklentisi içine girmeden her kesim üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeli.

Merhum Alija İzetbegoviç Marcus Tullius Cicero"dan alıntılayarak der ki: "En kötü barış, en haklı savaştan daha iyidir."

Suriye"de gelinen noktada acilen barışın kurulmasına ihtiyaç var.

11 yıl önce
Bölgede acilen barışa ihtiyaç var…
Doğrucu Davud olmak
KGF’nin ayrıntıları netleşti
Jorge Jesus için gensoru
Kaleydoskop’un aynaları…
Ne olacak bu anne babaların hali?