|
Bumerang ve hız çağı...

“Rüzgâr eken fırtına biçer” Hızlı alt üst oluşları yaşadığımız bir dönemden geçiyoruz. Akşamdan sabaha, sabahtan akşama yeni bir dünya kuruluyor. Dostluklar ve düşmanlıklar an içinde büyük bir değişkenlik arz ediyor. Hiçbir şeyin sahiciliği kalmadı. Sabah başlayan aşklar bile gün kararmasını beklemeden sona eriyor.

21. Yüzyıl “hız yüz yılı” ilan edilmiş.

Bu hız ülkeler arasındaki ilişki biçimlerine de yansıyor. Yıllara dayalı dostluklar bir sözle veya bir davranışla düşmanlığa dönüşüyor.

Evet, hız çağı bu olsa gerek.

Amerika Dışişleri Bakanı Hillary Clinton iki gün önce Libya''nın Bingazi kentinde öldürülen büyükelçisi için yaptığı konuşmada bu hızlı değişimi anlamakta güçlük çektiğini anlatıyor aslında.

Clinton olaylarla ilgili konuşmasında “Bu olay kurtarılmasına yardımcı olduğumuz bir ülkede, yıkımını önlediğimiz bir şehirde nasıl olabilir? Bu soru dünyanın bazen ne kadar karmaşık olduğunu yansıtıyor. O bir tiranı durdurmak için hayatını tehlikeye attı. Daha iyi bir Libya inşa etme çabasını hayatıyla ödedi” dedi.

Evet, iki gün önce Salman Ruşdi ve Danimarka''daki karikatür olayına benzer Hz Peygamberimiz''e hakaret eden bir belgeselin yayınlanması üzerine Mısır, Afganistan, Pakistan, Yemen ve Libya''da gösteriler başladı. Bu gösterilerde hedef filmin yapıldığı ülke olması dolayısıyla Amerika''nın elçilik ve konsolosluk binaları oldu.

Elçilikler basılıyor, Amerikan bayrakları indiriliyor, yakılıyor, silahlı çatışmalar çıkıyor, insanlar ölüyor veya yaralanıyor. Böylece Arap Baharı''yla başlayan şiddet sarmalı katlanarak artıyor.

Saldırıların en kanlısı Bingazi''de oldu. Roket saldırısıyla konsolosluk binası ve araçları isabet almış, ABD''nin Trablus Büyükelçisi J. Christopher Stevens yangın esnasında çıkan dumandan zehirlenerek hayatını kaybetmiş.

Mevsim sonbahar, aylardan Eylül ve 11. gün. Amerika''nın ikinci 11 Eylül''ü ve New York''a yapılan saldırının 11. yılı.

Ben bu kadar tarihin üst üste gelişini anlamam, bunu sayıların gizemiyle uğraşanlara bırakıyorum.

Biz filme dönelim. Amerika''da Yahudi asıllı bir yönetmen Sam Bacile 100 Yahudi işadamından topladığı 5 milyon dolarla İslam''a ve Hz Peygamberimiz''e hakaret eden “Müslümanların Masumiyeti” adlı bir film yapmış. Bu filmi ABD''de yaşayan Mısır asıllı Ulusal Amerikan Kıpti Kongresi isimli kuruluşun başkanı Moris Sadek de destekledi. Ayrıca Sadek filmin 14 dakikalık tanıtım fragmanını Arapça''ya çevirip YouTube''da yayınladı.

Ayrıca Bacile, filmi İsrail''in amaçlarına hizmet etmek için yaptığını söyledi.

Ben hiçbir zaman İsrail''in içinde veya dışında yaşayan bir Yahudi''nin Müslümanların aleyhinde yaptığı bir şeyin nasıl İsrail''in lehinde olacağını anlamadım.

Filistin toprakları üzerinde dün olduğu gibi bundan sonrada Müslümanlar, Hristiyanlar ve Museviler birlikte yaşamayacaklar mı? Müslümanlara yönelik saldırılar, hakaretler ve aşağılama Yahudilerin bu topraklarda yaşama şansını riske etmiyor mu?

Nitekim gelişmelerle ilgili İsrail Dışişleri yetkilileri “Hakaret filmiyle ilgimiz yok” açıklamasını yaptı.

Kıptı Kilisesi de “Kilise İslam''a bu hakareti çok net bir şekilde kınar. Müslümanların inançlarına karşı bu saldırı asla kabul edilemez. Kilise bu tür filleri gerçekleştirenlerle bağlantısı olmadığını açıkça ifade eder” diye bildiri yayınladı.

Mısır''da zaman zaman talihsiz olaylar olmasına rağmen; yıllarca Müslümanlar ve Kıpti Hristiyanlar barış ve esenlik içinde yaşadılar. Ülkede azınlık konumunda yaşayan Kıptiler Müslümanlara yönelik her tahrikin kendilerine zarar vereceğini bilirler.

Birçok batılı, Müslümanların tepkilerini anlamıyor. Bilmeleri gereken Müslümanlar için İslam ve Hz Peygamber hayatın kendisidir.

İnançlara ve kutsal saydıklarına hakareti hiç kimse bir fikir özgürlüğü olarak göremez. Bir Müslüman kendi inancına veya herhangi bir inanca yönelik yapılan hakareti asla hoşgörüyle karşılayamaz.

Sosyal paylaşım ağlarında Libya''daki olaylar duyulur duyulmaz herkeste derin bir endişe ortaya çıktı. Endişeler geçmiş tecrübelere dayanarak Amerika''nın saldırıyı bahane ederek başta Libya olmak üzere yeni saldırılar düzenleyeceği ve birçok Müslümanı öldüreceği yönündeydi.

Nedense Libya''da meydana gelen olaylar beni endişeye sevk etmedi. Artık Amerika''nın İslam ülkelerine yönelik operasyon yapması için bir neden gerekmiyor. İstediği an istediği yere müdahale edebilir. Girilmemiş ve karıştırılmamış toprak parçası mı kaldı?

Bingazi''deki olayı kimler yaparsa yapsın etkisi Amerikan iç siyasetine olacaktır. Kadere bak, eskiden Amerika başka ülkelerin iç siyasetine ayar vermek için bu tür yöntemlere başvururdu. Şimdi gelişmeler kendi iç siyasetine ayar veriyor.

Tiran saydıklarınızı devirmek için iş tuttuklarınız ve teşvik ettikleriniz bir gün kendi sonunuzu hazırlayabilir.

Ne de olsa çağ “bumerang ve hız çağı.”

٪d سنوات قبل
Bumerang ve hız çağı...
"Merhamet"in beş para etmediği bir dünya
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir