|
Çıkayım gideyim urumeline

2023''e kadar yakın tarihe ait birçok önemli olayın yüzüncü yıl anmaları olacak. Bunlardan bazıları I. Dünya Savaşı''nın başlangıcı, Sarıkamış, Çanakkale, Ermeni Sorunu, Kut''ül Amare, Kafkas İslam Ordusu harekâtı, Bakü Kırgını, Filistin Cephesi, Mondros Mütarekesi, Milli Mücadele ve Cumhuriyetin İlanı...

Bu yıl Balkan Savaşları''nın 100. Yılı, ayrıca Bosna-Hersek''e yönelik Sırp saldırılarının başlangıcının da 20. yılı.

Balkan Savaşı, 8 Ekim 1912 - 30 Mayıs 1913 tarihleri arasında Osmanlı Devleti''nin Bulgaristan, Sırbistan, Yunanistan ve Karadağ Krallıklarından oluşan Balkan Birliği''ne karşı yaptığı savaştır.

Bu savaşta, Arnavutluk bağımsızlığını kazandı. Osmanlı Devleti, Balkanlardaki topraklarının büyük bir kısmını kaybetti ve Balkan hakimiyeti sona erdi. Birçok tarihçiye göre, Osmanlı Devleti''nin tarih sahnesinden çekilmesinde bu savaşın önemi büyüktür.

Balkan Savaşı, İslam milletini derinden etkilemiştir. Kafkaslar, Orta Asya ve Orta Doğu''dan birçok aydın cepheye gitmek üzere İstanbul''a gelmişlerdir. Bunlardan bir tanesi Azerbaycan Türklerinin milli şairi Ahmed Cavad''dır. Ahmed Cevad gönüllü asker olmak üzere 1912''de İstanbul''a geldi. Savaşa için kurulan “Kafkas Gönüller Cemiyeti”ne üye oldu ve ardından savaşmak üzere cepheye gitti. Cephe duygularını 1913 yılında kaleme aldığı ve 1914''de yayınladığı “Çırpınırdın Karadeniz” şiirinde anlatmaya çalıştı.

“Çırpınırdın Karadeniz

Bakıp Türk''ün bayrağına

Ah ölmeden bir görseydim

Düşebilsem toprağına...”

Savaşın sonunda 100 binden fazla insan öldü ve milyonlarca insan İstanbul''a göç etmek zorunda kaldı.

Osmanlı Devleti, Anadolu Birliğini sağlamadan önce ayağını yere sağlam basacak kadar toprak sahibi olduğu andan itibaren yaptığı ilk iş, Rumeli''ye çıkış oldu. Orhan Gazi döneminde, Bizans''a yardım etmek için Süleyman Paşa 1349''da Rumeli''ye çıktı ve Çimpe Kalesi''ni aldı. Bu andan itibaren az veya çok Rumeli''nde olduk.

Rumeliler, hem Osmanlı Devleti''nde, hem de Türkiye Cumhuriyeti''nde sivil ve askeri bürokraside önemli rol oynadılar. Günümüzde Rumeli sözü daha çok Balkanlar olarak kullanılıyor. -AB, Balkanlar kelimesinin yerine Güneydoğu Avrupa sözünü kullanmaya başladı.- Sarp ve ormanlık anlamına gelen ''Balkanlar'' her anlamda Türkçe bir kelimedir.

Balkanlarda yanı Urumeli''nde Türk zaferleri, Osmanlı tarihinin ilk dönemlerine ait olduğu için onlar tarihin tozlu raflarında kalmıştır. Bizim payımıza: savaşlar, yenilgiler, katliamlar, göçler, sürgünler, ayrılıklar ve hüzünler kalmıştır.

Urumeli coğrafyasında yer alan dağlar, ovalar, nehirler ve şehirler bizler için asla farklı diyarlar olmamış, milletin belleğinde diri ve yakîn olarak algılanmıştır. Bu yalnızca buradan Urumeli''ne doğru değil Urumeli''nden Çarigrad''a (İstanbul) doğru da böyledir.

Ülkemize ziyaret gerçekleştirmiş olan Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Üyesi Bakir İzetbegoviç''in açıklamalarında olduğu gibi

İzetbegoviç: “ Çok heyecanlı bir buluşmamız olacak. Sayın Türkiye Cumhuriyeti Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ile İstanbul''da inşallah buluşacağız ve görüşeceğiz. Gördüğünüz gibi ''Başbakanınız'' demedim, ''Başbakanımız'' dedim. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan, sadece Türklere, sizlere ait değildir. O hepimizin ortak değeridir. 2 milyon Bosna-Hersekli''nin içinde olduğu muhtemelen 1 milyardan fazla insan Tayyip Erdoğan için dua ediyor” demişti Bu heyecanlı buluşma medyaya fotoğraflı olarak yansıdı.

Bosna-Hersek''te Mart ayında Cumhurbaşkanlığı görevini Bakir İzetbegoviç üstlenecek. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanıyla yaptığı görüşmelerde: Türkiye''den siyasi ve ekonomik yardım talep etti. Özellikle “AB ve NATO ile ilgili Türkiye''nin desteğine ihtiyacımız var” dedi.

Bu yıl Balkan Savaşlarının 100. yılı. Ne kadar ilginçtir ki: bugün ülkemizin içinde bulunduğu hal ve gelişmeler, Balkan Savaşları esnasında yaşanılanlara bazı açılardan benzerlik göstermektedir. Askeri yapının siyasallaşması neticesin de yönetime yönelik darbe girişimleri, İttihat ve Terakki Fırkası ile Hürriyet ve İtilaf Fırkası mensubu subay ve generallerin, sadece siyasi görüş farklılıkları sebebiyle birbirine yardımdan yüz çevirmesi ve istihbarat teşkilatının iç sorunları.

Osmanlı Devleti''ne ve milletine, Urumeli''nde kaybedilenler kadar hiçbir şey acı vermemiştir. Öykülerimiz, romanlarımız, şiirlerimiz ve türkülerimiz özlem doludur.

“ Çıkayım gideyim urum eline

Arzuhal vereyim Mehmet beylerbeyine beylerbeyine

Kimleri sarayım yar senin yerine

Gizli gizli sevdalarımız aşikâr oldu

Bize bu ayrılık Mehmet Mevla''dan oldu...”

1998''de Sırplar Kosova''ya müdahale edip katliam yapmaya başladıkları zaman; Arnavutluk Tiran, Bajram Curri ve Tropoje ve Kasaj üzerinden Kosova''ya gitmiştim. Bajram Curri''de Ford eskisi bir minibüse binmiş yaşlı bir adamın yanına oturmuştum. Adam konuşmalarımızdan yabancı olduğumuzu anladı, nereden gelip nereye gitmekte olduğumuzu sordu. İstanbul''dan gelip Kosova''ya yardım için gittiğimizi söyledik. Anadolu''dan mı? Rumeli''nden mi? geldiğimizi sordu. Anadolu''dan geliyoruz dedik. Tanış olduk. Ömer amca tabakasını çıkardı bir tütün sardı ve bize dönerek:

Dedelerimiz bize: “bir gün Sırplarla tekrar karşı karşıya geleceksiniz. Anadolu''dan yardım gelirse sizler kazanacaksınız.” dediler.

-Sırplar kazanamayacak.

29 Şubat-1 Mart 1992''de Bosna-Hersek, 17 Şubat 2008''de Kosova bağımsızlığını ilan etti.

12 yıl önce
Çıkayım gideyim urumeline
Özgürlükçü Zuckerberg’in aşırı acıklı hikayesi
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim