|
Diktatör rejimler yıkılmalı…

Halk arasında bilinen ve sıkça kullanılan bir söz vardır "gelen gideni aratır" diye.

Irak Başbakanı Nuri El Maliki"nin internet sitesi hacklendi. Korsanlar siteye "Ey zalim Allah"tan kork, diktatör rejim yıkılmalıdır" mesajıyla, yaşlı kadın fotoğrafları bıraktılar.

ABD, Mart 2003"de Irak Devlet Başkanı ve Baas Partisi lideri Saddam Hüseyin"i devirmek ve Irak halkını demokrasiyle buluşturmak için uluslararası meşruiyete dikkat etmeden İngilizlerle birlikte ülkeyi işgal etti.

Saddam Hüseyin Şii ve Sünni mezhepler arasında nefreti derinleştirecek bir şekilde yakalandı, yargılandı ve idam edildi.

Arap Sünni gruplar uzun bir süre ABD ve işbirlikçilerine karşı şehir şehir, sokak sokak direndiler. Yeni Irak yönetiminin oluşturduğu emniyet güçleri ABD askerleri eşliğinde zor da olsa göreceli güvenlik sağlamış gözüküyorlar.

Direniş bugünlerde protesto gösterileri, intihar saldırıları ve bombalı araçlar şeklinde devam ediyor.

İşgal sürecinde ve bugün gözaltılar, kayıplar, işkenceler, yargısız infazlar, tecavüzler alelade bir olaya dönüştü. ABD askerlerinin Ebu Gureyb Cezaevi"nde uyguladıkları işkence görüntüleri hafızalarımızdan henüz silinmedi.

Irak"ın işgali geçen yıl kısmen sona erdirildi. Buna rağmen ülkede istikrardan bahsedebilmek mümkün değil.

Irak, diktatörlük döneminde ve demokrasi için işgal edildiğinde önemli şahsiyetlerini kaybetti ve kaybetmeye devam ediyor. Bugün ülkede Sünni, Şii, Kürt, Türkmen sorunlarının yanı sıra hak ve özgürlük sorunu bulunuyor. Bu yetmiyor, ülke parçalanma süreciyle karşı karşıya. Araplar, Kürtler, Türkmenler, Şiiler ve Sünniler, herkes birbirine düşman ve çatışmak için fırsat kolluyor.

Irak üzerine hesap yapan ülkeler de birbirlerinin açıklarını gözetiyorlar. Türkiye ile ilişki kuran siyasilerin bir kısmı yönetimden uzaklaştırıldı, bir kısmı yargılandı ve idama mahkûm edildi.

Cuma günü Fellüce"de, hak ve özgürlükler için gösteri yapan Sünni Araplar üzerine askerler ateş açtılar. Ölenler ve yaralananlar oldu.

Her Cuma kulaklarımız haberlerde, gözlerimiz televizyonlarda acaba hangi mezhebin camisine bomba konuldu, ölen ve yaralanan sayısı ne diye. Bunun sadece Irak"ta olması gerekmiyor. Suriye"de, Lübnan"da, Pakistan"da ve Afganistan"da; İslam dünyasının her köşesinde oluyor. Arzu etmediğim halde yazımı test etmek için haftaya Cuma günü bilançosuna bakabiliriz.

İslam dünyasının kriz alanlarını: Filistin, Afganistan, Pakistan, Keşmir, Irak, Suriye, Lübnan, Bahreyn, Yemen, Mısır, Sudan, Libya, Nijerya, Moritanya ve Mali oluşturuyor. Bunların dışında kalan ülkelerde de çatışma potansiyeli yüksek. Şii-Sünni çatışmasına şimdi de Selefilik eklenmiş oldu.

Bir taraftan mezhebi çatışmalar artarken öte yandan da etnik farklılıklar derinleştiriliyor. Her anlayış kendi görüşünün hâkim olması için mücadele ediyor. Ortak din, ortak tarih ve ortak kültürün bir anlamı kalmamış nerdeyse. Farklılıklar bir zenginlik olarak görülmüyor artık.

Irak örneğinde olduğu gibi; yıkılan diktatörlerin yerine kurulan yeni yapılar geçmişe rahmet okutacak şekilde davranıyorlar. Uluslararası İnsan Hakları örgütleri Maliki yönetiminin Saddam döneminden daha kötü bir sicile sahip olduğu ile ilgi raporlar yayınladılar. Hackerler doğru söylüyor "Ey zalim, Allah"tan kork, diktatör rejim yıkılmalıdır."

İslam dünyasındaki tüm diktatör rejimler yıkılmalı. Ama yerine yeni gelenlerin hali ortada. Bundan eskilerine rıza gösterelim anlamı çıkmamalı. Gelenler gideni aratmamalı. Yenilerine örnek oluşturacak bir yapı kurmalıyız.

Bundan dolayıdır ki; Türkiye"nin yeni anayasayı acilen yapması gerekir. Bu anayasa Türkiye"nin yaşadığı sorunları çözeceği gibi; dünyada özgürlük mücadelesi veren halklar, Türk ve İslam dünyası için de örnek oluşturmalı. Bu sorumlulukta hazırlanmalı.

Türkiye, İslam dünyasının sorunlarını çözebilecek yetkinliğe ve tecrübeye sahiptir.

11 years ago
Diktatör rejimler yıkılmalı…
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak