İsrail"in Gazze"ye yönelik saldırısı İslam Dünyası"nda halkların dışında yönetimler açısından ilk defa bu kadar büyük infiale neden oluyor.
Saldırıların ardından ilk şok dalgası atlatıldıktan sonra Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, Başbakanı Hişam Kandil ve bazı bakanlarının Gazze"ye gideceklerini açıkladı. Cuma günü de Mısır heyeti Gazze"ye gitti.
İsrail saldırıları yoğunlaşmadan önce Kurban Bayramı"nın arifesinde Katar Emiri Hamed Bin Halife Es-Sani Gazze"ye bir ziyaret gerçekleştirmişti. Hamas"ın seçimleri kazandığı 2006"dan sonra ilk defa Gazze"yi İslam dünyasından bir lider ziyaret ediyordu.
Hamas seçimleri kazandıktan sonra kurulan parlamento ve hükümet İsrail"in baskıları sonucu başta ABD, AB ve bir kısım İslam ülkeleri tarafından tanınmamıştı.
6 yıllık bir zaman dilimi içinde ne kadar büyük değişimler yaşanmış oldu.
9 Haziran 2006"da İsrail"in hava saldırısı sonucu Gazze"de plajda piknik yapan 3"ü çocuk 7 kişi öldü. İsrail"in Knesset oylaması sonucu tamamen çekildiğini açıkladığı 26 Ekim 2004"den sonra başlayan ateşkes bu saldırıyla sona ermişti. Saldırıya misilleme olarak 25 Haziran 2006"da Yahudi asker Gilad Shalit (bugün İsrail"in iddia ettiği Hamas"ın askeri kanadı İzzettin El Kassam Tugayları"nın komutanı Ahmed el Cebari"nin harekâtıyla) kaçırılmıştı. Bunun üzerine İsrail kara ve hava harekâtı başlattı. Herkes birkaç gün içinde Gazze"yi işgal edeceğini düşünüyordu.
O günlerde ambargo ve saldırı altında olan Gazze"ye gitmiştik. 16 aydır devam eden ambargoyu delmiştik. 2004"de İsrail çekildikten sonra ambargo altında olan Gazze"yi ziyaret eden ilk siyasi idim. İsrail yetkilileri girişimizde hava saldırısı yapmayacaklarını açıklamışlardı. Bizler Yeryüzü Doktorları olarak Gazze"de hastaneleri ziyaret ettik ve Filistin Sağlık Bakanlığı yetkilileriyle sağlık alanında yapabileceğimiz yardımları görüştük. O günden sonra Yeryüzü Doktorları Batı Şeria ve Gazze"de sağlık alanında önemli yardımlara imza attılar ve atmaya devam ediyorlar.
2006"da İsrail"in esir düşen askerini kurtarmak için başlattığı saldırılar Hizbullah"ın kuzeyden cephe açmasıyla başarısızlıkla sonuçlandı. İsrail"in 2006"da Lübnan harekâtı birçok sivilin ölmesine rağmen askeri anlamda tam bir fiyaskoydu. Askeri anlamda İsrail"in yenilmezlik miti sona ermişti.
Aralık 2008-Ocak 2009"da İsrail, Gazze"ye yönelik "Dökme Kurşun" operasyonunu başlattı. Yeryüzünde mazlumdan, haktan ve adaletten yana olan farklı dinlere mensup Müslüman, Hristiyan, Musevi, Budist, Konfüçyus, Şintoist ve Animistler ayağa kalktılar ve İsrail operasyonlarına karşı tavır aldılar. "Filistin davasına" destek verdiler.
Bizler o günlerde Yeryüzü Doktorları ve farklı yardım kuruluşlarından heyetler olarak Mısır üzerinden Gazze"ye gitmek üzere yola çıkmıştık. O günkü Mısırlı siyasilerin engellemesi üzerine Refah sınır kapısında günlerce beklemiş; uzun soluklu Refah direnişimizin ardından Gazze"ye girebilmiştik.
29 Ocak 2009"da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Davos Ekonomik Forum"unda İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres"e yönelik sert eleştirilerde bulunmuş ve meşhur "one minute" tartışması yaşanmıştı. Bu olay ve sonrasındaki gelişmeler siyasi anlamda İsraillilerin dokunulmazlığını ortadan kaldırmıştı.
Bugün ise durum daha farklı bir konum arz ediyor. Cuma günü Mısır Başbakanı Hişam Kandil ve bakanları, dün Tunus Dışişleri Bakanı Refik Abdüsselam ve beraberindeki üst düzey resmi heyet, Gazze"ye ziyaret ettiler. Sıra diğer İslam ülkelerinin hükümetlerinde.
Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Gazze"den fırlatılan füzeler Tel Aviv ve Kudüs"e düşüyor. İsrail"in güvenlik ve savunma ağı paramparça.
İşgal edilmiş Filistinlilere ait topraklarda yaşayan Yahudiler korkulu rüya görmeye başladılar.
İsrail hükümetleri bundan önceki saldırılarda halkının içinde bulunduğu psikolojik durumu göstermemeye özenle dikkat ederlerdi. Bugün halkının içinde bulunduğu psikolojiyi sunarak, mağduriyet ve haklılık propagandası yapmaya çalışıyor. Batılı hükümetlerin dışında bu durumdan etkilenecek küçük bir grup olabilir.
Siyonist İsrail bu haliyle devam edemez. Yahudiler işgal ettikleri toprakların esas sahiplerinin geri dönüşünü düşünmeye başlamalıdırlar. Gelecek aydınlıktır. Artık üç Yahudi ve yüzlerce Filistinli ölmemeli.
Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Musevilerin geleceği beraber kuracakları ve başkenti Kudüs olan yeni bir devletin kurulması kaçınılmazdır.
Yeryüzünde "Filistin davası" kadar haklı ve destek gören başka bir hareket yok.
