|
Filistin"de kalıcı barış mümkün mü?

Yıllardır İsrail-Filistin barışı ile ilgili haberler dinliyor ve makaleler okuyoruz. Hemen şunu belirteyim sorunun ifade edilme biçimi bile egemen bir dil. İsrail-Filistin barışı. Baskın duran İsrail, edilgen taraf Filistinliler.

1900"den itibaren Yahudiler Filistin topraklarına geri dönmeye başladılar. 11 Aralık 1917"de Kudüs"ün düşüşü ve Filistin toprakları İngiliz Manda yönetiminin kontrolüne girince bölgeye Yahudilerin gelişi kitlesel bir göçe dönüştü. Filistin"e gelen Yahudiler tehdit ve gasp yoluyla yerleşik halkın topraklarını ellerinden aldılar.

Hıristiyanlar da yıllarca Haçlı seferleri adı altında başta İngilizler olmak üzere Avrupalılar Kudüs"ü geri almak için yola çıkmışlar ve 200 yıl Kudüs"ü işgal altında tutmuşlardı. Selahattin Eyyübi"nin liderliğinde birleşen Müslümanlar Kudüs"ü ve Filistin topraklarını işgalden kurtardılar. Osmanlılar ise Yavuz Sultan Selim döneminde 31 Aralık 1516"dan itibaren Filistin"in ve Kudüs"ün yönetimini üstlendiler.

Avrupalılar yüzyıllar boyu tekrar Kudüs"ü geri almak için plan yaptılar ve sefer düzenlediler. Bunlardan bir tanesi Napolyon Bonapart Filistin topraklarına yürümesidir. Napolyon, 1799"da Kudüs"e 3 günlük mesafede Akka"da Cezzar Ahmed Paşa"ya yenildi ve geri döndü. 64 günlük kuşatmayı aşamayan Napolyon"un "Eğer Türkler beni Akka önünde durdurmasaydı, bütün doğuyu ele geçirmek içten bile olmayacaktı" dediği tarihçiler tarafından kaydedilmiştir.

19. yüzyılda da Orta Doğu İngiliz, Fransız ve Almanların rekabet alanını olmuştur. I. Dünya Savaşında bölgenin savunmasını Osmanlı ve Almanya birlikte yapmış, Fransız destekli İngilizlere karşı savaşmışlardır.

Kudüs"ün ve Filistin"in, genelde Orta Doğu"nun kaderi bu yıllarda belirlendi. 1916"da İngiltere ve Fransa arasında yapılan ve Osmanlı"nın Orta Doğu topraklarının paylaşılmasını öngören "Sykes-Picot Antlaşması" birlikte, İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Arthur Balfour hazırladığı "1917 Balfour Deklarasyonu" dönüm noktasını oluşturdu.

Dönemin ABD Başkanı Thomas Woodrow Wilson bu süreci desteklemiştir.

Böylece İngilizler 1917"de işgal ettikleri Filistin topraklarında İsrail"in temellerini atmışlar, 14 Mayıs1948"de BM"de yapılan oylamayla da devleti kurmuşlardır. Bugünü Filistinliler "Nakbet Günü (Felaket Günü)" olarak anarlar.

1948"den 1951"e kadar geçen üç yıl içinde Yahudi göç oranı iki katına çıkıp İsrail toplumunda silinmez bir iz bıraktı. Bu durum Filistinlilerin kitlesel göçüne neden oldu.

1948"de BM"deki müzakerelerde Araplara iki devletli çözüm sunulmuştu. Bu plana göre Filistinlilere verilmesi teklif edilen topraklar bugün talep edilen ve çözüm için temel gösterilen 1967 sınırlarından daha fazlaydı. Arap ülkeleri federal çözüm istiyorlardı. Teklifleri BM"de ret edildi ve bugünkü İsrail devleti kuruldu. Bu olay ilk Arap-İsrail Savaşına neden oldu.

Oslo ve Camp David sürecinin ardından bugün barışın kurulması için yeniden hazırlıklar yapılıyor.

21 Mart"ta ABD Başkanı Obama"nın İsrail"i ziyaretiyle Türkiye-İsrail ilişkilerini düzeltilmesi için hamle yapıldı. Mavi Marmara olayı üzerine kopmuş olan ilişkiler İsrail"in Türkiye"nin taleplerini karşılayacağını söylemesi ve ilk adım olarak özür dilemesiyle yeniden başlamış oldu.

Şimdi sıra ikinci aşamada; bunun için dikkatler Başbakan"ın Gazze ve ABD"ye yapacağı ziyarete odaklanmış.

Türkiye"den beklenen, İsrail"in meşruiyetini kabul etmeyen Hamas"ın; İsrail"i tanıması için ikna edilmesi ve Doğu Kudüs"ün Filistin"in başkenti olduğu 1967 sınırlarını temel alan barış görüşmelerinde Devlet Başkanı Mahmud Abbas"a destek vermesinin sağlanması.

Siyasi analistlere göre: Hamas İsrail"in meşruiyetini tanıması halinde varlık sebebi ortadan kalkacak ve El Fetih tarafından eritilecek. Yerini başta İslami Cihad olmak üzere diğer gruplar alacaktır.

Bir diğer sorun ise Doğu Kudüs"ün Filistin Devleti"nin başkenti olmasıdır. Kudüs Filistin Devleti"nin başkenti olabilir mi? İsrail Devleti Kudüs"ü işgal ettiği 1967"den beri Yahudileştirme siyasetini sürdürmektedir. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, "Kudüs Yahudilerindir ve sonsuza dek İsrail egemenliği altında olacaktır" demişti ki; İsrail halkı da böyle düşünüyor. Bu konuda Filistinliler Oslo ve Camp David sürecinin çok gerisine düştüler.

Filistin"de kalıcı barış mümkün mü?

Sadece iki sorunu bugün gündemimize aldık. İki konu bile bize çözüme giden yolun zorluğunu gösteriyor.

Filistin sorunu çözülmeden dünyada ve bölgede barışın kurulması imkânsız.

11 yıl önce
default-profile-img
Filistin"de kalıcı barış mümkün mü?
‘Beşikten mezara kadar ilim’
Sarhoştum, hatırlamıyorum
Suçlu kim?
Vergi artışı yerine yapılacaklar
Gazze’deki soykırıma ‘istisnaî’ kılıflar..