|
Gazzeli çocuk haklı...

Gazetemizin muhabirlerinden Aysel Yaşa Gazze"de bir ilkokul öğrencisine son saldırılarla ilgili düşüncesini sormuştu. Küçük adam büyükleri aratmayacak şekilde bir yorum yaptı. "Biz kazanacağız ve topraklarımıza geri döneceğiz. Bu savaş, İşçi Partisi lideri Ehud Barak"a siyaseti bıraktırdı. Likud Partisi lideri ve Başbakan Benjamin Netanyahu da gidecek" demişti.

İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman yolsuzluk iddiaları üzerine önceki gün kabineden istifa etti. Rusya"dan gelen Yahudilerle mafya ilişkilerinin varlığı biliniyordu. Sürpriz bir istifa değildi. Sadece zamanlama ilginç. Gazze saldırısının etkisi devam ediyor.

Orta Doğu değişirken İsrail siyasetinin değişime direnmesi mümkün değil. Bugünkü siyasi anlayışla bu İsrail"in son seçimi olacak. Aslında bunu en iyi Netanyahu biliyor. Seçimlerden önce İran"ın nükleer tesislerine saldırı planlamaktaydı. Gazze"ye yönelik saldırı ve sonrasındaki gelişmeler bunu tek başına yapamayacağını gösterdi. Şimdi durumu genelleştirerek Şii karşıtlığını kullanmak istiyor. İran"a uygulanan ambargonun çok büyük etkisinin olduğunu ama yeterli olmadığını ve 2013"te mutlaka müdahale edilmesi gerektiğini savunuyor. Bu konuda Türkiye"nin desteğine ihtiyaç hissediyor. Türkiye"nin izni olmadan İran"a müdahale etmenin zorluğunu görüyor. Dolayısıyla Netanyahu Türkiye ile ilişkileri düzeltme konusunda fırsat gözetmekte.

Bazı siyasi gözlemciler "İsrail"in güvenliğinin Türkiye"den geçtiğini ve Türkiye ile ilişkileri bozuk bir İsrail"in kendini güvende hissedemeyeceğini" savunurlar.

Türkiye"nin Suriye Nuseyri Baas ve Irak"ta Şii Maliki yönetimi ile problem yaşamasını kazanıma çevirmek istiyor. Türkiye bu tuzaktan uzak durmaya çalışıyor.

Beşar Esad ve Nuri Maliki ile yaşanan sorunlara rağmen Türkiye"nin İran"la, Suriye"nin Nuseyri ve Irak"ın Şii halkıyla bir problemi yok. Kaldı ki İran"ın nükleer silah elde etmesi Türkiye ve Arap ülkelerinden çok İsrail"i ve Batılıları tehdit edecek.

Refah Partisi yükselişe geçtiği dönemlerde, 1989"da Antalya"da "istihbarat ve güvenlik" alanında bir konferans düzenlenmişti. Bu konferansta İsrail"i temsil eden konuşmacı uzun uzun "Radikal İslam"ın tehdit ve tehlikesine" vurgu yaparak ortak hareket edilmesini istemişti. Bu söylem üzerine söz alan sosyal demokrat bir akademisyenimiz "Eğer Radikal İslamcılar iktidar olurlarsa en fazla bizi camiye gitme konusunda zorlayacaklar. Bizim camiye gitme tecrübemiz var. Sonuçlarını İsrail düşünsün bu onların ve batılıların sorunu" karşılığını vermişti.

Bu coğrafyada Yahudi düşmanlığı yapacak hiçbir siyasi düşünce veya organizasyon yok.

İsrail"e karşı mücadele eden, Batılılar ve İsrail tarafından radikal bir örgüt olarak kabul edilen Hamas"ın iki lideri İsmail Heniye ve Halid Meşal bile "Yahudi düşmanı olmadıklarını sorunun Siyonist İsrail İşgali olduğunu" açık bir dille beyan etmişlerdi.

Meşal, Hamas"ın kuruluşunun 25 yılı münasebetiyle Gazze meydanında 500 bin kişiye yaptığı konuşmada "Siyonist işgalci İsrail"i tanımayacaklarını, topraklarını kurtarıncaya kadar direnişin devam edeceklerini ve Filistinli tüm grupların bu anlayışta birleşmeleri gerektiğini" savundu. Bu sözler yankısını ülkemize teşekkür ziyaretinde bulunan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas"ta buldu.

Abbas,"Meşal"in İsrail"i tanımama kararına katılmıyorum. Esasında biz İsrail"i 1993"te tanımıştık" dedi. İşte sorun tam burada. Bundan anlaşılan odur ki bazı konularda ortak hareket etmenin dışında Filistin"de birlikten bahsedebilmek için henüz zaman erken.

İsrail eski Başbakanı ve Kadima Partisi"nin eski lideri Ehud Olmert de BM"de yapılan oylamada İsrail"in bugünkü durumu meşrulaştıran Geçici Filistin Devleti statüsünün Netanyahu hükümeti tarafından neden desteklenmediğini anlamadığını açıklaması üzerinde durulması gereken bir konudur.

Gazze"nin yanısıra Batı Şeria"da da Hamas"ın kuruluş yıldönümünün geniş kitleler tarafından kutlanması, Filistin davasının artık yeni temsilcilerinin kimler olduğuna dair bir işaret olarak görülmeli.

Bugünkü şartlar altında "Siyonist işgali" meşrulaştıran ve meşruiyetini tanıyan her anlayış kaybetmeye mahkûmdur.

İstenildiği kadar yeni yerleşim yerleri kurulsun Gazze"den baktığınızda İsrail"deki şahin siyasetin/siyasetçilerin sonu geliyor. Aklımıza Netanyahu 22 Ocak 2013"te yapılacak seçimleri kazanmak için saldırı ve ittifak dâhil elinden ne geliyorsa yapıyor sözü gelebilir. Ama gidişat istediği gibi değil. Seçimleri kim kazanırsa kazansın bu coğrafyada hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak.

Orta Doğu"da yeni bir dönem başlıyor.

İslam dünyasının siyasi liderleri, 21. Yüzyıl"da sınırların anlamını yitirdiğini, yeni ulus devletlerin kurulmasından çok; "ortaklaşarak" yeni bir geleceğin beraber kurulması gerektiğini görmelidirler.

11 yıl önce
Gazzeli çocuk haklı...
Şaşırdınız mı?!
Filistin füzeleri bizdeki tapınakçıları da vurur mu?
7 Şubat MİT Kumpası’nda FETÖ’cü hainler hedeflerine ulaşsalardı nasıl bir Türkiye olurdu?
Kara dinlilerle milletin savaşı
ABD için toparlanma fırsatı Suriye’dedir