|
Meydanlar dönüştürüyor…

Bir ayı aşkın süredir Mısır"da, halkın özgür iradesiyle seçilmiş iktidara karşı yapılan askeri darbeyi protesto etmek için ölümlü ve yaralanmalı gösteriler devam ediyor. Göstericilerde "halkın oylarıyla seçilmiş iktidar geri gelinceye" kadar devam edeceklerine dair bir kararlılık var.

Tunus"ta başlayan değişim dalgası Mısır ve Yemen"i etkilemiş, Libya"da Batılıların askeri müdahalesiyle başarıya ulaşmıştı. Dalga Bahreyn sahillerine vurduğunda değişim talepleri "güvenliği tehdit ediyor" gerekçesiyle bu kez askeri müdahaleyle bastırıldı.

İslam dünyasının değişim tarihi yazıldığında Bahreyn bir kırılma anı olarak ifade edilecek. Bu olay Sünni dünyanın özgürlük taleplerinin meşru, Şiilerinkinin gayrimeşru olarak algılanmasına neden oldu.

Bahreyn"de çoğunluğun taleplerinin askeri müdahaleyle bastırılması en çok Suriye"yi etkilemiştir. Suriye"de ki gelişmeler halkın meşru taleplerinin karşılanmasından çok etnik, mezhebi çatışmalara, bölgesel ve küresel aktörlerin güç gösterisine dönüşmüş. Bunun sonucu olarak iki yıldır devam eden iç savaşta birçok şehir yıkıldı. 100 binden fazla insan öldü ve yüzbinlerce insan evini terk etmek zorunda kaldı. Barış hemen kurulmazsa kin ve nefret derinleşerek yaygınlaşacaktır.

Mısır"da Tahrir meydanında 25 Ocak 2011"de başlayan, 30 yıllık Hüsnü Mübarek rejiminin yıkılmasına neden olan ve Orta Doğu"yu derinden etkileyen olaylar siyasi literatüre "Tahrir Devrimi" olarak geçmişti.

31 Haziran 2013"de Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi"ye verilen askeri muhtıraya destek olmak amacıyla devrim yapmış(!) güçlerin bir kısmı tekrar Tahrir"de toplandılar. Böylece Tahrir devriminin sonucu halkın iradesiyle sandıkta ortaya çıkan irade, yine Tahrir"de gasp ediliyordu.

Bu kez Tahrir göstericileri siyasal tarihte "darbe davetkârları ve destekçileri" olarak yerlerini alacaklar.

Tahrir meydanında öldürülmeye çalışılan ruh bu kez Rabiatul Adeviyye"de ortaya çıktı. Bu ruh Tahrir"den daha eğitici ve daha dönüştürücü oluyor.

21. Yüzyıl hız yüzyılıdır. Yeni milenyumun başlangıcında hiç kimse bu kadar hızlı altüst oluşu tahmin edemiyordu.

2000"de Sarajevo"ya yaptığım bir ziyarette merhum bilge lider Alija İzetbegoviç"le İslam dünyasının sorunları üzerine konuşma fırsatı bulmuştum.

Alija, İslam dünyasında iktidarların bir zümre veya inanç grubundan oluştuğunu, düşüncelerin baskılandığını, uygulanan eğitim sistemlerinden özgüven sahibi ve ahlaklı insanlar yetişmediğini; daha çok tebaa ve tabi ruhlu insanlar yetiştiğini, bunun da sistem kurucularının işine yaradığını anlatmıştı. "İdare etmek değil idare edilmek için eğitilen kuşaklar İslam"ın ilerlemesini sağlayamazlar. İslam toplumunun cesur ve isyankâr ruhlara ihtiyaç var" diyordu. Ayrıca; İslam dünyasında genç ve dinamik bir nüfusun varlığından, anlattığı gerekçelerden dolayı negatif bir enerjiye sahip olduğundan ve birbirini engellemekte yarıştığından bahsetmiş, "Negatif enerji bir gün (ki bu çok yakın bir zamanda olacaktır) pozitif enerjiye dönüştüğünde İslam dünyasının tarih sahnesine çıkışı engellenemez" demişti.

Alija"nın bahsettiği devir başladı. Toplumları üniversiteler dönüştürmüyor, meydanlar dönüştürüyor artık. Meydanların her biri bir üniversite.

Saygı, sevgi, paylaşma, dayanışma, fedakârlık, kolektif davranma, özeleştiri, birbirini anlama, farklı düşüncelere tahammül ve kendini ifade etme artık meydanlarda öğreniliyor. Sınırları aşan bir sorumluluk duygusu gelişiyor.

Batıda meydanlarda bedel ödenerek kazanılan özgürlük mücadelesi bu kez İslam dünyasında veriliyor.

İnsanlık vicdanının sesi Rabiatul Adeviyye"de karşılık buluyor. Adeviyye meydanı sadece Mısırlıları eğitmiyor, İslam dünyasını ve batılıları da eğitiyor.

Genç ve dinaSmik nüfusa sahip İslam dünyası bu siyasi kaostan çıkacak; yeniden tarih sahnesinde yerini alacaktır.

Bugün bunun doğum sancıları çekiliyor.

Ramazan Bayramınız"ı tebrik ediyor, insanlığa esenlik ve barış getirmesini diliyorum.

11 yıl önce
Meydanlar dönüştürüyor…
Çiçekler yine büyüyecek mecbur
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?