|
Srebrenica günahının karanlık gölgesi...

Balkanlarda her gün yeni bir başlangıçtır. Her şey tam normalleşti dediğiniz bir anda küçük bir olay etnik yapılar arasında büyük bir çatışmaya dönüşebilir.

Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti''nde 1980 yılında Tito''nun ölmesiyle birlikte, 1974''te anayasayla kurulan kolektif başkanlık sistemine geçildi.

1989''da Doğu Bloku''nda görülen yenileşme hareketleri Yugoslavya''ya da sıçradı. 1990''da çok partili düzene geçildi. Bunun sonucunda 1991''de Slovenya ve Hırvatistan, 1992''de Bosna-Hersek ve Makedonya bağımsızlık kararı aldı.

Yugoslav Halk Ordusu (JNA) ve Sırp paramiliter güçler 1991''de önce Slovenya''ya saldırdılar, işgal 1 ay sürdü ve çıkan çatışmalarda 30''a yakın insan öldü. Ardından Hırvatistan işgal edildi. Batı Krajina ve Doğu Slavonya''da 5 yıl süren çatışmaların sonunda 3 binin üzerinde insan öldü, binlerce insan yaralandı.

Esas çatışmalar beklenildiği gibi Bosna Hersek''te yaşandı. 1992-1995 tarihleri arasındaki işgal döneminde 250 bin kişi öldü, 150 bine yakın kişi yaralandı, 40 bin kadına tecavüz edildi ve 1,5 milyon insan topraklarından göç etmek zorunda kaldı. 1998-1999''da Kosova''da Sırp saldırıları sonucu binlerce insan öldü ve yaralandı. Her şey uygar dünyanın gözleri önünde oldu.

Şüphesiz Bosna-Hersek''in işgalinde yaşananların en dehşeti ve insanlığın belleğine kazınanı, 11 Temmuz 1995''de Srebrenica''da yaşananlardır.

1993''de Bosna-Hersek Devleti, Sırbistan''ın desteğiyle, JNA ve Sırp paramiliter gruplar Boşnaklara yönelik soykırım uyguladığını iddia ederek Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi''ne (USSM) müracaat ettiler. Srebrenica''da yaşananlar bu müracaattan iki yıl sonradır.

USSM, 26 Şubat 2007''de karar verdi ve bu karar Srebrenica''da olanları esas aldı. Mahkeme başkanı Yargıç Rosalyn Higgins, yüzlerce sayfadan oluşan kararın özetini yaklaşık 3 saatte okudu. Özetle:

“Mevcut uluslararası hukuka göre, sorumluğu bulunan kişi ve kurumlarıyla Sırbistan soykırım yapmamıştır.

Sırbistan, soykırım işlemek için plan yapmamış, soykırım eylemini kışkırtmamıştır.

Sırbistan, BM Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırma Sözleşmesine göre yükümlülüklerini ihlal ederek, soykırıma iştirak etmemiştir.

1995 Temmuz''unda Srebrenica''da meydana gelen soykırım konusunda, Sırbistan BM Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırma Sözleşmesine göre soykırımı önleme yükümlülüğünü ihlal etmiştir.

Davada mali tazminat uygun bulunmamıştır.

Mahkemenin, Srebrenica''da yapılanların, Soykırım Sözleşmesi (1948) uyarınca soykırıma girdiği sonucuna vardığını” kaydetti.

Soykırım! Evet, mahkeme Srebrenica''da yaşananları soykırım olarak kabul etti ama soykırımın suçlusunu tespit edemedi.

Sırbistan yönetimi, mahkeme kararını ve AB sürecinde üyelik yükümlülüklerini yerine getirmek için Radovan Karaçiç 13 yıl, Ratko Mladiç''i 15 yıl sonra yakalayarak USSM''ye teslim etti.

Aynı mahkeme daha önce Sırbistan Cumhurbaşkanı Slobodan Miloseviç''i yargılamış ve ömür boyu hapis cezasına çarptırmıştı. Daha sonra Miloşeviç hücresinde intihar ederek öldü! Bosnalı Sırpların lideri Radovan Karaçiç''in yargılanması ise devam ediyor.

İki gün önce de USSM, başta Srebrenica olmak üzere insanlığa karşı suçlar kapsamında 11 ayrı suçlama bulunan ve “Sırp Kasap” lakabıyla anılan General Ratko Mladiç''in yargılanmasına başladı.

Geçmişe dönüp bir zihinsel bir eksersiz yapalım ve bazı sorular yöneltelim.

Eski Yugoslavya''ya silah ambargosu konulurken; bağımsızlığını kazanmış, BM, AB ve diğer ülkeler tarafından tanınmış Bosna-Hersek neden bu ambargoya dâhil edildi?

Ambargo, Hırvatistan ve Sırbistan''da neden sıkı bir biçimde uygulanmadı?

Sırbistan''ın silah sanayisi -ki Avrupa''nın en büyüklerindendir- neden durdurulmadı veya yok edilmedi? Kaldı ki anlamı yoktu. Sırpların elindeki silah ve mühimmat Avrupa''yı işgale yeterdi.

Srebrenica, BM tarafından “Güvenlikli Bölge” ilan edilmemiş miydi?

UNPROFOR''un Hollandalı askerleri tarafından korunmuyor muydu?

Buradaki halkın, General Ratko Mladiç komutasındaki Sırp Çetnik saldırganlara teslim edilmesi kararını kim verdi?

Washington-New York-Paris-Belgrad-Sarajevo (UNPROFOR merkezi)-Srebrenica arasında nasıl bir telefon trafiği işledi?

BM Barış Gücü Komutanı (UNPROFOR) Bernard Janvier''in Fransa Cumhurbaşkanı Jacques René Chirac, ABD Devlet Başkanı Bill Clinton, BM Genel Sekreteri Boutros Boutros Ghali, Sırbistan Cumhurbaşkanı Slobodan Miloseviç, Bosna Sırp lider Radovan Karaçiç ve Sırp kasabı General Ratko Mladiç arasında ne konuşuldu, ne garanti edildi ve nasıl bir güvence alındı?

Radovan Karaçiç yargılanırken “ Burada neden yargılandığımı bilmiyorum, bizler Batı''nın değerleri için savaştık. Biz savaşmasaydık radikal İslam Viyana kapılarında olacaktı.” sözleriyle kime mesaj veriyordu?

Soruları çoğaltmak mümkündür. Şimdilik bu kadarıyla yetineceğim.

General Mladiç, mahkemede Srebrenica mağdurlarına dönerek “boğaz kesme” işareti yaptı, davranışlarıyla olanlardan pişmanlık duymadığını ima etti. Yapılan kamuoyu araştırmalarında USSM''de yargılananlar Sırp toplumu tarafından kahraman olarak görülüyor.

Bu mahkemeden muhtemelen Karaçiç ve Mladiç hakkında ömür boyu hapis cezası çıkacak. Bu Bosnalıların çektiği acıları hafifletmeyecek.

Bölgede “büyük” sözcüğü ile başlayan ülke kurma heveslisi kişileri bir süre durdurabilecek. Bu ancak geçici bir süre olabilir.

Makedonya''da Arnavutlara yönelik komplolar, tehditler ve şiddet dayanılmaz bir hal aldı. Bu gelişmeler yeni bir çatışmanın sinyallerini veriyor.

Son günlerde Avrupa''da ve Balkanlar''da yapılan seçimlerde radikal, ırkçı siyasi partiler ve adaylar yükselişte. Bulgaristan''da Ataka lideri Volen Siderov, Sırbistan''da Sırp Radikal Parti lideri Tomislav Nikoliç, Fransa''da Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen, Yunanistan''da Altın Şafak Partisi lideri Nikos Mihaloliakos gibi…

Malcom X “ister oy at ister oy pusulası, kuklayı değil kuklacıyı vurmalı” diyor.

Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesinde “güçlüler güçsüzleri” yargılıyor.

Bu günahın karanlık gölgesi zaman ve mekânı aşarak kıyamete kadar insanlığı takip edecek.

12 yıl önce
Srebrenica günahının karanlık gölgesi...
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset