|
Suriye"de yol ayrımına geliniyor…

Suriye"de yol ayrımına gelinmek üzere. Bütün gözler Başbakan"ın ABD"ye yapacağı ziyarete dönmüş. Büyük bir beklenti içine girilmiş. ABD"de Başkan Barack Obama Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yapacağı görüşme için haftalar öncesinden yazılan yazılara bakıldığında bir hayli hazırlık yapmış gözüküyor. Ziyaret son yılların en kritik ve en tarihi ziyareti olarak değerlendiriliyor.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Suriye sorunu için ülkemize gerçekleştirdiği ziyarette yaptığı basın toplantısında "Başbakanın Gazze"ye gitmemesi" ile ilgili söylediği sözler ziyaret öncesi kısa bir gerginliğe neden oldu. Kabine üyeleri Kerry"in ülkemizde basın önünde bu tür açıklamasını sevimsiz bulmuş olmalılar ki "Başbakan"ın nereye ve nasıl ziyaret gerçekleştireceği ile ilgili kimseden talimat almayacağına" ilişkin açıklamalar yaptılar.

ABD Başkanı Obama"nın, ikinci döneminin ilk resmi ziyaretini İsrail, Batı Şeria Filistin yönetimi ve Ürdün"e gerçekleştirmiş olması siyaset bilimcilere göre "yeni bir Orta Doğu planlaması" yapılacağının işareti sayılmıştı.

ABD yönetimi Başbakan"ın Gazze"ye gerçekleştireceği ziyareti bu yeni planlamada yeni zorluklar açacağı ve iki devletli barış planında İsrail"e yeni tavizlerin verilmesine neden olacağı için istemedikleri yorumları yapılıyor. Ayrıca yıpranan ve zayıflayan Likud siyasetinin yararlanacağı endişesi hâkim.

AK Parti iktidara geldiği andan itibaren Orta Doğu"ya yönelik izlediği siyaset; Filistinlileri himaye etme ve Filistin barışına destek üzerine kuruluydu. Bu konuda hükümet dünya sisteminin meşru saymadığı 2006"da yapılan Filistin seçimlerinin sonuçlarını kabul etmiş ve Hamas yöneticileriyle görüşmek üzere ülkemize davet etmişti. O ana kadar Hamas"ın meşruiyetini sadece uluslararası sistemin dışına itilmiş ülkeler tanıyordu. Bu ülkeler İran, Suriye ve Sudan"dı.

Orta Doğu"nun siyasi denklemi İran, Suriye, Hizbullah ve Hamas, karşıtı olarak İsrail ve işbirlikçi Arap rejimleri olarak kurulmuştu. Bu kurgu değişen dünya konjonktürü açısından uzun süre sürdürülebilinir bir siyaset değildi.

Uluslararası sistem açısından AK Parti iktidarı, başta Suriye ve Hamas olmak üzere İslam dünyasının değişimine örnek olması için bir fırsat olarak görüldü. Böylece Orta Doğu halkları savaşsız uluslararası sistemle bütünleşmiş olacaktı. Bu girişim halklar nezdinde kabul görse de; genelde yönetimler tarafından büyük bir dirençle karşılaştı.

Değişim siyasetinin iyi kurgulanamaması ve İsrail"in saldırganlığı yeni bir dönemin "Arap Baharının" başlamasına neden oldu. Bu sürecin en sancılısı Suriye"de yaşanıyor, diğerlerinin akıbeti henüz belli değil.

Suriye krizi 600. gününü doldurdu ve her gün yüzlerce insan ölüyor. Ölen insan sayısı 100 bine yaklaştı. Her türlü saldırı araçları kullanılıyor buna kimyasallar dâhil. Her ülke olayları kendi perspektifinden izah ediyor. Artık Suriye halkının taleplerinin bir karşılığı kalmadı.

Son olarak da İsrail sürece müdahil oldu. İsrail"in sürece katılması farklı yorumlara neden oldu. Bazı yazarlar İsrail"in sürece müdahil oluşunu Beşar Esad ve Baas yönetimine destek ve bazılarına göre de Orta Doğu"daki sorunlarda başta Suriye olmak üzere yeniden inisiyatifi ele geçirmek olarak değerlendirildi.

Likud"un Orta Doğu"da yeni bir plan içinde olduğu kesin.

Suriye krizi çözüm çerçevesinde ABD ve Rusya Dışişleri Bakanları yeni bir konferansın yapılmasına karar verdiler. Bu konferansta Baas yönetimi ile batı destekli muhaliflerin bir araya getirilmesi bekleniyor. Kerry, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov"la yaptığı görüşmenin sonunda "geçiş hükümetinin, mevcut hükümet ve muhalefetin karşılıklı onayı ile kurulması gerekiyor" dedi.

Öteden beri Rusya ve Çin "Baas iktidarıyla muhalefetin bir araya gelerek" sorunun çözümünü talep etmekteydiler. Anlaşılan Obama yönetimi de bu çizgiye gelmiş gözüküyor.

Son günlerde en çok tartışılan bir diğer konu da kimyasal silahlar sorunuydu. BM İnsan Hakları Komisyonu üyelerinden Carla Del Ponte "komisyonun Suriye"ye komşu ülkelerdeki kurbanlarla, doktorlarla ve sahra hastanelerindeki sağlık görevlileriyle yaptıkları görüşmelerde muhaliflerin kimyasal silah kullandığına dair çok güçlü kanıtlar elde ettiklerini" söyledi. Bu açıklama henüz BM tarafından resmen kabul edilmedi.

MİT "in elinde de Baas iktidarının kimyasal silah kullandığına dair delillerin var olduğu ve Başbakan"ın bu delilleri Obama"ya sunacağı söyleniyor.

Artık kimyasal silah kullanıldığı konusunda kimsenin bir kuşkusu kalmadı. Sorun şu ki; kimyasal silahı kimlerin kullandığıdır. Baas iktidarı muhalifleri, muhaliflerde iktidarı suçlamaktadırlar. Kimyasal silah kullanımı ABD"nin kırmızı çizgisi sayılıyor.

Orta Doğu"da yeni bir dönem başlayacak. Savaş ya da barış.

Suriye sorununun çözümünde müdahale yanı savaş cephesi mi kazanacak yoksa müzakere cephesi mi?

Nasıl olacağını Başbakan"ın Obama ile yapacağı görüşmenin sonunda göreceğiz.

Bilinen tek şey yol ayrımına yaklaşıldığıdır.

11 yıl önce
default-profile-img
Suriye"de yol ayrımına geliniyor…
‘Beşikten mezara kadar ilim’
Sarhoştum, hatırlamıyorum
Suçlu kim?
Vergi artışı yerine yapılacaklar
Gazze’deki soykırıma ‘istisnaî’ kılıflar..