|
Yalan ve gerçeklik

Bu günkü yazıma gazetecilik deyimi ile asparagas yani uydurma haberlerle başlamak istiyorum!

“Suriye''de hükumet güçleri ile Suriye Özgürlük Ordusu olarak adlandırılan güçler arasında Şam, Humus ve İdlib''de çıkan çatışmalarda 70 kişi öldü, 45 yaralı var. İsrail''in Gazze''ye yönelik saldırılarında 7 kişi öldü. Libya''da istikrar arayışları devam ederken, Trablus yakınlarında iki grup arasında çıkan çatışmalarda 27 kişi öldü. Yemen''de seçime rağmen gerginlik devam ediyor bugünkü ölü bilançosu 39. Irak''ta camiye yönelik bombalı saldırı: 150 ölü ve çok sayıda yaralı var. Pakistan''da ABD''nin insansız savaş uçakları Taliban köyüne düzenledikleri saldırıda okul isabet aldı 17 çocuk öldü. Afganistan''da NATO güçleri yanlışlıkla düğün yerini bombaladı ve 61 kişi öldü. Ölenlerin çoğunluğunu kadınlar ve çocuklar oluşturuyordu. İran''da askeri tesiste patlama 23 asker öldü, 136 yaralı. Somali''de Fransa askerlerinin hava saldırısı sonucu veya Etiyopya askeri güçlerinin düzenledikleri harekâtta 40 El Şebab militanı öldürüldü...” Bu haberleri çoğaltmam mümkün. Sudan, Bahreyn, Nijer, Nijerya gibi birçok ülkeyi eklemem de.

İslam dünyasından ajanslara düşen haberler bunlar. Güne uyandığımızda bilanço buna yakın. Yapmamız gereken tek şey, haberlerdeki sayıları değiştirmemiz.

Bütün bunlara ek olarak işgalci güçlerin tecavüz ve tahkirlerini unutmamak gerekir. NATO veya ABD askerlerinin Müslümanların mukaddesatlarına yönelik saldırıları da devam ediyor. İki hafta önce Afganistan''da bir ABD üssünde askerler Kur''an-ı Kerim yakmışlardı. Aynı şekilde birkaç ay önce Afganistan''da ABD askerleri öldürdükleri Talibanların üzerlerine idrarlarını yaparken çekilen görüntüleri internette yayınlandı. Irak''a yönelik saldırının başladığı günlerde Bağdat''ta Ebu Gureyb Cezaevi''nde yapılanları anımsatır nitelikte. Ya Libya''da olan bitenler? Olan bitenlerin karşılığı yalnızca bir özür ve sözde bir yargılama.

İslam Dünyası''ndaki karşılığı ise ilgili ülkelerde cılız protestolar. Geri kalanda ise üç maymun oynamak kalıyor: Görmedim, duymadım, konuşmuyorum.

Ağustos 2006 tarihinde, Yeryüzü Doktorları olarak bir grup doktor arkadaşla birlikte Lübnan''a Beyrut''a gitmiştik. O sıralarda İsrail saldırıları Güney Lübnan ve Doğu Beyrut''ta devam ediyordu. İsrail, sivil ve askeri bölge ayrımı yapmadan her yeri bombalıyordu. Ölen ve yararlananların nerdeyse tamamı Müslüman sivillerdi.

Batı Beyrut''ta Refik Hariri Hastanesi''nde yaralıları ziyaret etmiştik. Yaralılar arasında 5 yaşında bir kız çocuğu vardı. İsrail savaş uçakları Sayda şehrine yakın bir köye saldırı düzenlemiş, insanlar ve hayvanların tümü ölmüştü. Kız çocuğu ağır yaralanmış, bir bacağını kaybetmiş. Babaannesi de yara almadan kurtulduğu için, torununu alıp hastaneye yetiştirmiş. Ziyaretimizde onun da yanına gittik ve geçmiş olsun dileklerimizi ilettik. Tercümanımız bizleri takdim etti ve Türkiye''den sağlık yardımı için geldiğimizi söyledi. Yaşlı kadın teşekkür ettikten sonra, iki eliyle ceketimin yakasını tuttu:

-”Köyümüzde canlı olan her şeyi öldürdüler. Söyleyin bizleri niçin öldürüyorlar?” dedi.

Böylesi bir yaralı bilinçle ne kadar devam edebiliriz. Tahran''da sokak ortasında öldürülen bilim adamının sorumluluğu yalnızca İranlılara mı aittir? Ya, Mısır ve Nijerya''da yakılan kilise veya caminin sorumluluğu?

Hani bir medeniyet anlayışımız vardı: “Nil nehrinin kenarında bir kuzuyu kurt kapsa Allah bunun hesabını Ömer''den sorar” diye. Bizler değil miydik Kanuni Sultan Süleyman Macaristan''ı fethettiği zaman Budin''deki kral sarayının üstüne “Bir anlık adalet dağıtma bin yıl ibadetten daha hayırlıdır” sözünü yazan. Bu söz yeryüzü serüvenimizin tek anlamı değil miydi?

“Haberimiz olmayan zulümlerden bile, payımıza düşen suçlar vardır.”

Sonucu İsmet Özel''in şiir diline bırakıyorum.

“...savaşmasak

güm güm vurur mu kömürün kalbi Kozlu''da

Ke San''da, Kandehar''da ümüğüne basılır mı vahşetin...”

12 yıl önce
Yalan ve gerçeklik
Çocuklar/Çocuklarımız/Çocuklukları...
Amerika gribi
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar