|
Yeni çatışmaların eşiğinde Sudan

Afrika ile ilgili yazı yazmayı düşündüğümde televizyonlarda yayınlanan vahşi yaşama ait belgeseller aklıma gelir.

Aslanlar sürünün içinde en zayıf olan hayvanı belirlerler ve pusuya yatarlar. Ani bir hareketle sürüde panik havası oluştururlar. Sürü hızla koşmaya başlar, aslanlar ise avlarını kovalamaya ve diğerlerinden ayırmaya çalışırlar. Ardından bir kaçı hayvanın üzerine saldırır ve çökertir. Parçalama ve ölüm kaçınılmazdır.

Afrika''da ki ülkelerin kaderleri aslanlar tarafından avlanan varlıklarınkine çok benzer. Bu Müslüman bir ülke ise, avlanma ve parçalanma daha kolaydır.

Uzun bir zamandır üzerinde en çok oyun oynanan, Afrika''nın en stratejik ülkesi Sudan''dır. Parçalanmadan önce, dünyanın 16., Afrika''nın en büyük 3 ülkesinden biriydi. 8 ülkeyle komşuluk ilişkileri bulunuyordu. Bu ülkeler: Mısır, Çad, Orta Afrika Cumhuriyeti, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Uganda, Kenya, Etopya ve Eritre''dir. Bölünmeden dolayı Kongo, Uganda ve Kenya ile sınır komşuluğu sona ermiş.

Sudan, siyasi duruşu itibariyle uluslararası sistem tarafından izole edilmiş ve yönetimi şeytanlaştırılmış durumda.

İlk sorun güneyde ortaya çıkartıldı. Çoğunluğunu animistlerin oluşturduğu bölgede 22 yıl süren bir iç savaşa maruz kaldı. Sonucunda büyük oranda insan kaybı ve iç göç yaşandı. Bugün başkent Hartum''un banliyölerinde on binlerce insan mülteci olarak yaşıyor.

Ardından ülkenin batısında Darfur bölgesinde asırlardır devam eden yerel sorunlar 2000''den itibaren uluslararası hale dönüştü. Bu bölgede yaşayanların tamamı Müslümanlardan oluşuyor.

Önceleri kanaat önderlerinin çözdüğü, göçerlerle çiftçiler arasındaki su havzalarının paylaşım sorunu, bugün ülkenin batısında bir iç savaşa dönüşmüş durumda. Darfur sorunu, Güney Sudan''ın ayrılmasına zemin hazırladı.

Darfur sorunu, ayrıca Sudan''da iç iktidar savaşlarının oluşturduğu bir sorundur. Devlet Başkanı Ömer el Beşir ile eski meclis başkanı Dr. Hasan Abdullah et-Turabi arasındaki görüş farklılıklarının da önemli katkısı olduğu iddia edilir. Sudan Halk Kongresi''nin liderliğini yapan Dr. Turabi, Darfur''lu ve yerlilerden, bugün Hartum''da göz hapsinde bulunuyor.

ABD ve İngiltere''de her gün Darfur sorunuyla ilgili gösteriler yapılıyor. Olay gündemde tutulmaya çalışıyor. İki ay önce ABD''li aktör George Timothy Clooney ve babası gazeteci Nick Clooney, Sudan elçiliğinin önünde yaptıkları gösteri sonucunda tutuklanmışlardı. Darfur sorununun arkasında İngiltere ve ABD bulunduğu iddia ediliyor.

Güney Sudan''da yaşanan iç savaş 2005''de sona erdirilmiş. Nitekim 9 Temmuz 2011''de yapılan referandum sonucu Güney Sudan bağımsızlıktan yana karar vermiş, böylece Sudan bölünmüş oldu. Bu bölünmede ABD ve İsrail hükümetinin katkısı büyüktür.

Güney Sudan, Sudan topraklarının tarıma en elverişli bölgesiydi. Beyaz Nil nehri buradan doğuyor ve tarımsal ürünlerin büyük bir bölümü bu havzadan elde ediliyordu. Ayrıca Sudan''ın güneyi Petrol rezervleri itibariyle büyük bir zenginliğe sahipti.

Petrol, Sudan yönetimleri arasında yeni çatışmaların gerekçesi oldu. Henüz sınırlar tam belirlenmemiş olduğundan her an yeni bir gerginlik oluşmakta.

Özellikle önemli petrol sahası kabul edilen ve tam sınırda yer alan Hiclic kenti stratejik merkezi oluşturuyor. Son bir aydır bu bölgede şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Hiclic kentinin konumu günlük olarak değişiyor. Bir ay önce Güney Sudan Birlikleri kenti ele geçirmişti. İki haftadır bölgenin kontrolü Sudan''ın elinde bulunuyor.

Sudan''ın başta petrol olmak üzere zengin yer altı kaynaklarına sahip bir ülke. Bu konum yıllardır batının iştahını kabartıyor ve bölünmesinin en önemli nedeni. Uluslararası sistem dışına itilen Sudan yönetimi, başta petrol olmak üzere elindeki maden kaynaklarının işletilmesini Çin ve Malezya ile yürütmekte.

Sınırın netleşmediği petrol alanlarındaki çatışmalar, ABD-AB ve Çin arasında ki rekabetten kaynaklanıyor.

Siyasi çatışmalar ve istikrarsızlık, Sudan''ın total bütünlüğünü tehdit ediyor.

Tarihi ve kültürel bağlarımızın güçlü olduğu Sudan''a, destek olma zorunluluğumuz var.

Darfur''da Otaç mülteci kampında karşılaştığım yaşlı adamın dediği gibi ''bu bir lütuf değil mecburiyettir.''

Yazarlarımızdan Mahmut Osmanoğlu bu konuyu gündeme taşımıştı. Benim ki bir Afrika ziyareti öncesi tekrar hatırlatmaktı. Ayrıca Afrika''da ki gelişmeleri büyük bir dikkatle izlememiz gerektiğini düşünüyorum. Maalesef son günlerde ülke gündemimiz dış politik açıdan Suriye sorununa kilitlenmiş durumda.

İstikrarsızlık, yoksulluk, etnik ve dini çatışmalar Afrika''nın kaderi olarak görülüyor. Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Libya, Somali, Mali, Gine Bissau, Nijer ve Nijerya''da ki sorunlar Afrika''da yeni iç savaşların habercisi gibi.

Hükümetimizin ve gönüllü kuruluşlarımızın Afrika''da başarılı çalışmaları var. Bu konularda İslam İşbirliği Teşkilatı da etkin biçimde devreye sokulmalıdır.

Hiçbir sorun yerel değildir.

12 yıl önce
Yeni çatışmaların eşiğinde Sudan
Amerika’nın mesajı
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?