|
Yolun sonu gözüküyor

Bütün gözler Suriye''ye dönmüşken yıllardır Orta Doğu''nun en önemli sorunu Filistin gündemimizden düştü. Evet, son 3 yılın gündemlerine bakalım Gazze, Somali, Libya, Myanmar, Suriye ve Mısır. Bu sorunları uluslararası gündeme taşımak için hükümet ciddi bir gayret gösterdi. Başta İslam dünyası olmak üzere batıdan bir karşılık bulamadı. Karşılık bulunan tek konu Libya müdahalesi oldu. Diğer sorunlar aynen devam ediyor.

Mısır darbesinin en çok etkilediği bölge Gazze oldu. Darbe sonrasında Gazze''nin can damarı Refah sınır kapısı kapatıldı ve tünellerin büyük bir kısmı tahrip edildi. Bugün Gazze''de benzin, gaz, ilaç ve temel gıda maddesi sıkıntısı yaşanıyor. Olanlar da fahiş fiyatta. Muhammed Mursi döneminde kapının açık olmasıyla başlayan yeniden yapılanma süreci de durmuş durumda.

İki hafta önce Gazze''den Beyt Hanun Belediye Başkanı Muhammed Nazek El Kafarna beni aradı. Eşi kanser olmuş ve tedavisini Türkiye''de yapmak istediğini söyledi. Konuyu Yeryüzü Doktorları Başkanı Dr. Kerem Kınık''a ilettim, tedavisini yapabileceğimizi söyledi. Refah sınır kapısından çıkışlar durdurulduğu için hasta gelemedi. Tedavi için ellerinde tek seçenek kaldı; o da İsrail''e gitmek. Böylece Gazzeliler her alanda tekrar İsrail''in insafına terk edildiler. Gazze bugün Hüsnü Mübarek döneminden de kötü konumda.

Gazze''de durum kötüye giderken; ABD Dış işleri Bakanı John Kerry''in organizasyonu ile Eylül 2010''dan beri kesik olan Filistin İs-rail barış görüşmeleri yeniden başladı. Görüşmelerin 9 ay süreceği ifade edildi.

Barış görüşmelerinde Filistin tarafının en önemli şartı, yeni yerleşim birimi kurulmamasıydı. İsrail hükümeti Washington görüş-melerinin öncesinde iyi niyet gösterisi olarak ''işgal edilmiş bölgelerde yeni inşaatların durdurulduğunu ve 100''den fazla Filistinli siyasi mahkûmun serbest bırakacağını'' açıklamıştı. Böylece Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas barış masasına oturdu.

Süreç söz verildiği gibi gelişmiyor.

Kurt puslu havayı sever misali. İsrail İslam dünyasının içinde bulunduğu kargaşadan yararlanarak Batı Şeria''da yeni yerleşim alan-larının kurulmasıyla ilgili Knesset''ten karar çıkarttı. Binyamin Netanyahu hükümeti de yasadışı kabul edilen bazı yerleşim birimlerine de devlet desteği verilmesini onayladı. Ayrıca üç yerleşim birimine de yasal statü verdi.

Bakanlar Kurulu''ndaki oylamada dört bakan çekimser oy kullandı. Çekimser oy kullananlar arasında: Filistin heyetiyle barış görüşmelerini yürüten Adalet Bakanı Tzipi Livni ile Avrupa Bakanı Amir Peretz bulunuyor. Peretz''in ''bunun siyasî bir karar olduğunu ve barış sürecinde gösterilen çabalarla ters düştüğünü'' açıklaması dikkate değerdi.

İsrail''in, Batı Şeria ve Doğu Kudüs''ü işgal ettiği bölgede, 1967 yılından bu yana inşa edilen yaklaşık 100 yerleşim biriminde 500 bin Yahudi yerleşimci yaşıyor.

El Fetih''in dışındaki tüm örgütler bu şartlar altında barış görüşmelerinin yapılmasının Filistin davasına ihanet olacağını açıkladılar.

Gelişmelere baktığımızda, olanlar bundan öncekiler gibi ya bir tiyatro veya gerçekten yeni bir süreç başlatacak.

ABD Başkanı Obama''nın BM''de yaptığı konuşmada Orta Doğu''daki gelişmeleri değerlendirmesi ve Filistin İsrail barışının 1967 sınırlarında temin edileceğini açıklaması önemsenmeli. Bu duruma AB ülkelerinin büyük bir kısmı destek veriyor.

AB, geçen ay 28 üye ülkesine gönderdiği ''İsrail ile 1967 sınırları dışındaki tüm ekonomik, kültürel ve ticari çalışmalarının durdurulması'' kararının ardından ilk adım Hollanda''dan gelmişti.

Hollanda hükümeti ülkesinin en büyük mühendislik şirketinden 1967 sınırları dışında kalan Batı Şeria''da yürüttüğü çalışmalarını durdurmasını istedi. Birçok AB üyesi ülke İsrail''e yönelik yeni yaptırım kararı almayı planlıyor.

İsrail başta BM olmak üzere kendisine karşı alınan birçok karara karşı çıkmıştı. Gelişmeler bir illüzyon değilse, bu kez Likud cep-hesi için alan daralmakta. Likud siyaseti bunu hissediyor olmalı ki; tek çıkış yolunun Orta Doğu''daki kaosun derinleşmesinde görü-yor. Bu stratejiye destek verecek birçok İslam ülkesi var.

ABD-Rusya-İran diyaloğu başarılı olursa ki buna Türkiye''nin destek vermesi gerekir-Orta Doğu''da ikinci değişim dalgası kaçınılmaz. Türkiye''nin gelişmeleri serinkanlı analiz edip yeni siyaset üretmesi gerekir.

Neo ConLikud eksenli siyasetin ve bu siyasetten medet umanlar için yolun sonu gözüküyor.

Barış ve değişim talebi başarılı olamazsa Orta Doğu''da kan akmaya devam edecek.

Orta Doğu''nun geleceği Filistin sorununun çözüm şekline bağlıdır.

***

Dostum kardeşim Yusuf Ziya Cömert''in annesinin vefatını derin bir teessürle öğrendim. Allah rahmet eylesin ve mekânı cennet olsun. Kendisine ve kederli ailesine başsağlığı diliyorum.

il y a 11 ans
Yolun sonu gözüküyor
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi