|
Hediyeleşme

Geçen sene İtalyan Hükümetinin Suudi Arabistan’a gerçekleştirdiği ziyaret bir skandala konu oldu. Yüksek hacimli anlaşmaların yapıldığı bu toplantıda Suudiler, İtalyanlara, mertebelerini veri alarak bâzı hediyeler vermiş. Yüksek mertebeki kişilere Rolex, diğerlerine ise yine binlerce dolarlık değeri olan, ama bir alt kalitedeki Dubai işi saatler hediye edilmiş. Buraya kadar tamam. Ama bundan sonrası daha ilginç. Gâliba bir karışıklık yaşanmış ve Rolex saat beklerken, payına diğer saatlerden birisi düşen bâzı yüksek mevki sâhibi İtalyanlar bir paylaşım kavgası çıkarmışlar. Kavga o kadar ileri boyutlara varmış ki, yazılanlara göre Başbakan’ın emriyle bütün saatlere el koyulmuş.


Tam bir skandal. Eğer memleket İtalya ise, bu tarz skandal olaylar siyâsal bir espri konusu olarak geçiştirilir. Başka yerlerde çok ciddî neticeleri olabilecek konular, “Eh İtalyan işi, ne olacak ki?” diye geçiştirilir. Espriye boğup geçiştirme işinde İtalyanlar kadar ayrıcalıklı bir başka millet var mıdır, bilmiyorum.

Hediyeleşme, herş eyin bir “karşılığının olduğu” biz modernlerin dünyâsında hayâtın marjında duran, karşılıksızlığı düşündüren çok az sayıdaki işlemden birisidir. Hediye aracılığı ile veren ve alan arasındaki sevgi bağlarının güçlendirildiği varsayılır. Doğrudur da. Ama yanlış olan, bunun “karşılıksız “olduğu yolundaki yaygın bakıştır. Karşılıksızlık, esas olarak insan eylemelerinin (praxis) niteliklerine aykırıdır. Bu dünyâ bir karşılıklar dünyâsıdır. Her eylem bir şeye “adanmış” ve “bir şey için”dir.

Hediyeleşme, antropolojik-târihsel bir olgudur. Hâsılı insanlık târihi kadar eskidir. En saf hâliyle hediye, verenin alanı mutlu etmek amacını ihtivâ eder. Bu bile bir karşılık beklemek değil midir? Hediye verdiğimiz bir kişinin duyduğu mutluluğun yüzüne yansımasına şâhit olmamız, örtük amacımızı tatmin etmez mi?

Hediyeleşmede, karşılık dışında geçerli olan diğer bir ilke de bağımlılık doğurmasıdır. Hediye verene duyulan minnet ve bağlılık duygusu bunu ifâde eder.

Hediyeleşme, bir mübadeleler târihi olan insanlık târihinin aslında en kapsayıcı eylemlerinden birisini oluşturmaktadır. Modernlik öncesinde adına “potlaç” denilen hediyeleşme türü câriydi. Potlaçın karmaşık bir kültürel dallanma budaklanmalarıyla mevcut veyâ öyle değilse bile öyle olması öngörülen ilişkiler vurgulanmaktaydı. Buna göre zenginlik, güç ve şeref üzerinden statüler, mertebeler vurgulanır, yan manâları alabildiğine zengin olan özel bir imgesel-simgesel dil üzerinden açığa çıkarılırdı. Meselâ bunlardan en çarpıcı olanlarından birisi, Süleymaniye Camii ve Külliyesini imâr ettiren Sutan Süleyman’a, İran Şah’ının göndermiş olduğu rivâyet edilen değerli mücevherlerdir. Zamanlama da çok mânidardır. Tabiî şartlar inşaâtı geciktirmekte ve türlü dedikodular yayılmaktadır. Bunlardan birisi de, Kânunî’nin bu inşaâtın mâliyetini karşılayamadığı yolundadır. Bu hediyeleşme sûretiyle, hem İran’ın zenginliği vurgulanmakta; hem de Osmanlı aşağılanmaktadır. Bunu gören Kânunî, rivâyet o dur ki, mücevherleri ezdirir, toz hâline getirir ve minârelerden birisinin temel harcına karıştırır.

Rüşvetin târihi ile hediyeleşmenin târihi de çoğu defâ örtüşür. Bugün bize yolsuzluk gibi gözüken bâzı târihsel rüşvet ilişkileri de, o devirler îtibârıyla hediyeleşmenin bir parçasıdır. Modern dünyâda hediyeleşmenin yerini, taraflara yükümlülüklerini açık bir şekilde ortaya koyan sözleşme kültürünün aldığı söylenir. Diğer yandan bâzıları da, pazar ekonomilerinden piyasa ekonomilerine; kullanım değerinden değişim değerine geçişin, malların değerlerini de maddîleştirdiğini; dolayısıyla statü, şan, yarışma, gösteriş, şeref vb etkilerin gücünü yok ettiğini söyler. Ama bu çok iddialı bir bakıştır. Târihin gerçekten de bir çöp tenekesinin olmadığını anlıyoruz. Hiçbir tecrübe yok olmuyor. Belki biraz üzeri örtülüyor; daha çok da form değiştirerek varlığını devam ettiriyor. Modern dünya, hayatın her alanını şeyleştirici bir etkide bulunuyor. Bu şeyleşme veyâ maddîleşme, hediyeleşme kültürünü yok etmiyor. Olsa olsa, hediyeleşme kültürünü de maddîleştiriyor. Artık potlaç kültüründe olduğu üzere, eksilerek artmak, vererek zenginleşmek (veren el alandan üstündür misâli) gibi duygular eksiliyor. Bir hediyenin maddî değeri, onun değerini belirliyor. “Çam sakızı çoban armağanı” devri bir hayli geride kaldı. En pahalı hediye en değerli hediye manâsına geliyor. Veren de alan da buna bakıyor.

Ama sunumlarda bir incelme ve dolayımlamalardan bahsedebiliriz. Potlaç apaçık ve meydan okuyucu törensellikler içerirken; modern dünyâda hediyeleşme çok daha incelikli yollardan gerçekleşiyor. Bunlar hep hediyelerin ve hediyeleşmelerin mâsumiyeti varsayımı üzerinden sağlanıyor. Sözleşme ve piyasa toplumunun, hediyeleşmeyi marjinâl ve mâsum kıldığını sanıyoruz. Hâlbuki pek de öyle değil. Bugün dünyâda hatırı sayılır bir hediye endüstrisi ve tüketimi var. Bunu ne külliyen mahkûm edecek; ne de mâsumiyetini de gözü kapalı kabûl edecek değiliz.

#Suudi Arabistan
#İtalya
#Dubai
6 yıl önce
Hediyeleşme
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak