“Üzerimizde tanımlayamadığımız yüzlerce cisim uçuyor. Bunların ne olduğunu anlayamıyoruz.
Bütün sistemimizi kilitledi. Navigasyonumuz çalışmıyor. Silah sistemlerimiz ‘off’ konumuna düştü…
Geminin bütün dijital sistemi kontrolümüzden çıktı. Bize kılavuz gönderin…”
*
Doğu Akdeniz’de seyreden Fransız firkateyni, telsiz konuşmasında Yunan yetkililerine işte böyle feveran etti!
*
Haber, Fransız ve BAE medyasında yer aldı.
*
Eyvah ki, ne eyvah:
Türkiye’mize karşı Yunanistan’ın yardımına koşan şu Macron’un pardon Mikron’un Fransa’sı ne hallere düşmüş, görüyorsunuz…
Libya’da Darbeci Hafter’i candan destekleyen, Türkiye’ye hareket çekmeye yeltendikten sonra da “pabucun pahalı olduğunu görüp” çark etmek zorunda kalan Kahpe Fransa, hani!
Birkaç ay evvel, Doğu Akdeniz’de “su yutan” Fransa’dan bahsediyoruz!
Ha, bu arada: Fransız fırkateyninin dramı bu kadarla da bitmiyor…
Nedir?
Yardım isteğini Yunan’ın Sahil Komutanlığına ulaştıramadığı anlaşılan ve bir süre daha bekleyen Fransız fırkateyni, çareyi “kaçmakta” bulmuş!
*
Bu olaydan sonra; Haydut ABD’nin “Yüzen Üs” denilen takip ve gözlem gemisi “Acil” koduyla Girit’e gelmiş, bölgedeki faaliyetleri gözlemleyip, Türkiye’nin nasıl bir sistem kullandığını çözmeye çalışacaklarmış…
Ha, ha, ha: Daha çoook çalışırlar!
“Voice of America” Mister Kemal ne demişti?
“Doğu Akdeniz’de herkes var, bir tek Türkiye yok!” (17 Ağustos 2019)
Bu boş lakırdıyı takip eden bir yılda ne oldu?
-Doğu Akdeniz’de, Yedi Düvel bir olduğu halde Türkiye’mizle baş edemiyor!
Şimdilerde, Mister Kemal’i bunalıma sokan da budur…
Zaten, Kılıçdaroğlu bir yıl önce o lafı ederken, aslında “Doğu Akdeniz’de bir tek Türkiye olmasın” demek istiyordu!
Nereden çıkarıyoruz, bunu?
Bir senedir biteviye “Libya’da ne işimiz var?” diye itiraz eden ta kendisidir!
Bir de Yunanistan’la “korsan deniz anlaşması” yapan Mısır var…
O korsan anlaşmanın mimarı da Haydut ABD!
*
Ankara Söğütözü’ndeki Washington Portakalı Kılıçdaroğlu ikide bir “Mısır’la barışmalıyız” diyor!
“Seçilmiş Cumhurbaşkanı” Mursi’yi deviren Sisi’nin Mısır’ını; aynen Mister Kemal gibi Fetullah Locaefendi de çok seviyor…
2013’teki darbeden sonra, Abdülfettah Sisi’yi telefonla tebrik etmişti; Pensilvanya’daki Fetullah Sisi!
“Demokrasi” lakırdısını pek seven, tepe tepe kullanan Melunların Alayı yani AB’si, ABD’si ve de İsrail’i…
Mısır’daki darbeyi desteklediler ve yedi yıldır da bütün hücreleriyle Sisi’lerine koltuk çıkmaya devam ediyorlar.
*
Ankara ise Seçilmiş Cumhurbaşkanı’nı deviren Sisi’ye yedi yıldır haklı ve kararlı bir tavır koyduğu için eleştiriliyor:
Bu hususu, içeride ve dışarıda eleştiri konusu yapanlar yani malum Batıcı Cephe, aynı zamanda “Türkiye’nin demokrasisini hiç beğenmiyor ve de sürekli laf vuruyor!”
Devam ediyoruz…
2015’te “Dış Güçler, Üst Akıl, Paralel Yapı gibi laflar birer komplo teorisidir” diyen “Amerika’nın Sesi” Mr.Taha Akyol, köşe yazdığı gazetede önceki gün ‘Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi Başkanı’ sıfatını taşıyan Sinan Ülgen’le bir söyleşi yaptı…
Söyleşinin başlığı da şu:
“2011’den sonra Akdeniz’de yalnız kaldık”
Zaten bu başlığı getiren “muz orta” sual de Taha Akyol’dan gelmiş:
“Türkiye, Doğu Akdeniz’de neden yalnız?”
Cevap şu: “2011’deki Arap Baharı sonrasında yürütülen politikalar bir anlamda İsrail’i ve Mısır’ı Türkiye karşıtı ittifaka hediye etti…
2011 sonrasında Mısır’ın içişlerine müdahil olmasaydık; Mısır çok muhtemelen Yunanistan ile Türkiye arasında bir tercihte bulunmayacaktı!”
Bütün bu lakırdılar, Batıcı kafa yapısının ürünü olan illüzyonlardır.
Tek tek sayalım…
İsrail Terör Devleti, 2011 yılının öncesinde de Türkiye’nin karşıtı dahası düşmanı: 2010’da Mavi Marmara Katliamı ve 2007’de Konya Tatbikatında bir İsrail uçağının provokatif bir şekilde Suriye’yi vurması örnekleri, yeter de artar bile…
Mısır’ı “Türkiye karşıtı hediye eden” Türkiye değil; Mısır’daki darbedir!
Ne yani, Türkiye Mısır’da Sisi’nin darbesini ve katliamlarını mı destekleyecekti?
Başka?
Yunanistan ile korsan anlaşmanın mimarı ABD olduğuna göre; Sisi’nin Kahire’si “her halükarda” Atina ile birlikte hareket edecekti!
Bitiriyoruz:
Doğu Akdeniz’de 2011’den beri yalnız kaldığı söylenen Türkiye, 2020’de bölgede inisiyatifi ele aldı!
En başta: Libya’da Türkiye’nin sözü geçiyor!
Zaten: Kemal’lerin, Taha’ların vs. rahatsızlığı da bundan dolayıdır!
