|
“Barış” yalanıyla sakil bir sihirbazlık gösterisi

İsrail Terör Devleti ile “Filistin’i yok sayan” İhanet Anlaşması’nı, Haydut Devlet ABD’nin rejisörlüğünde imzaladılar.

Böylelikle, Tel Aviv “BAE ile Bahreyn’i nüfuzuna geçirdi!”

***

Kandan beslenen İsrail’in faşizmi, “Barış” yalanı, maskesi, düzenbazlığı, gözbağcılığıyla yutturulmaya çalışılıyor.

***

Ortadoğu’da barışın önündeki en büyük tehdit İsrail & ABD terör tandemidir.

***

Siyonist yaltakçısı Amerikan Medyası da, Sarı Kovboy Donald’ı “Barışı sağlayan devlet adamı” diye cümle âleme yedirmenin gayretinde…

İsrail ile BAE/Bahreyn’in anlaşmasından dolayı Trump’ın 2021’in Nobel Barış Ödülü’ne (Norveçli bir milletvekili tarafından) aday gösterilmesi ise tam bir kepazelik örneğidir.

Kendisinden evvel Beyaz Saray’da oturanların yaptığı gibi; Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de camileri kasten bombalattıran, masumları katlettiren bir ABD Başkanına…

Tutup bir de Düzenbazlık Anlaşmasından dolayı “Barış Ödülü” verirlerse “Batı kulübündekilere yaraşır bir rezillik” daha yaşanmış olur.

K
ATAR’DA DARBEYİ BAŞARAMAYINCA

Haydut Devlet ABD, “Katar Açılımı” yapacakmış!

ABD’nin Dışişleri Bakanlığı koltuğunda oturan Mike Pompeo mendeburu, “Körfez ülkelerinin Katar’a uyguladıkları ambargonun kaldırılması için umutlu olduğunu” söylüyor…

“Körfez’deki çatlağa bir çözüm bulmanın zamanı geldi de, geçiyor bile…” diyor!

***

Şu pişkinliğe, utanmazlığa, yüzsüzlüğe bir bakar mısınız?

Büyücüler misali Küre’nin etrafına topladıklarıyla Katar’ı hedef alan, işbu ambargo zorbalığına öncülük eden Trump’ın ta kendisiydi.

Sonrasında ne oldu?

Sarı Kovboy’un aşağılık tehditleri “Hava Kirliliği” olarak kayda geçti.

Üç yıl önceki ambargodan netice alamadılar…

Bunun üzerine, bir sonraki faşist plana geçtiler:

Daha birkaç ay önce “Haydut ABD’nin Katar’daki Çocukları” darbeye teşebbüs etti ve başaramadılar!

ON DOKUZ YIL SONRA: BAŞA DÖNDÜLER

Bir hafta önce, 11 Eylül Kurgusal Saldırılarının on dokuzuncu yıldönümüydü.

Dönemin ABD Başkanı George Dabılyu Bush, uydurma gerekçelerle İslam coğrafyasına “Haçlı Seferi” düzenledi.

Önce Afganistan, iki yıl sonra da Irak işgal edildi.

Afganistan’da üç buçuk milyon, Irak’ta bir milyon iki yüz bin insan “taammüden” katledildi.

***

11 Eylül 2001’in sonrasında, ABD bu iki ülkedeki işgaline trilyonlar döktü.

Sarı Kovboy Trump, Bağdat’a inerken uçağının ışıklarının kapatılması üzerine “Yedi trilyon dolar harcadık ama yine de inerken ışıklarımızı kapatmak zorunda kalıyoruz” diye feveran ediyordu!

***

Bir de Afganistan var:

ABD, Ekim 2001’den bu yana Afganistan’da…

On dokuz sene sonra geldikleri istasyon: Taliban ile müzakere masasına oturmak oldu!

Daha birkaç gün evvel, Mike Pompeo Katar’ın başkenti Doha’da Afgan heyetinin yanı sıra Taliban heyeti ile görüştü.

Ezcümle, havlu attılar:

Afganistan’a yönelik Haçlı Seferi’nin neticesi de ABD için açık bir mağlubiyet oldu!

***

Beyaz Saray’dan bu ülkeye “günübirlik” gelenler mi?

Kabil’e indikleri vakit; uçaklarının ışıklarını söndürmekle kalmadılar, bir de başkentte çelik yelekle dolaşmak zorunda kaldılar!

***

Washington’daki Kapalı Kapıların Ardında…

“Afganistan’ı işgal ettik. Dinci Taliban’ın terörü ile mücadele dedik. En sonunda baş edemedik. Masaya oturmak zorunda kaldık. Öyleyse, biz bu haltı niye yedik?” diye soranlar var mıdır, acaba?

#Katar
#Darbe
#Siyonizm
4 yıl önce
“Barış” yalanıyla sakil bir sihirbazlık gösterisi
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?