|
Büyük Şeytan ABD, sandıktan “NO” çıkmasını istiyor!

Rıdvan Dilmen referandumda “Evet” diyeceğini açıkladığı için hedef tahtasına yerleştirildi: Şayet “Hayırcı” olsaydı; hiç kuşkusuz Malum Cephe onu “Müthiş Demokrat” falan diye el üstünde tutardı!



Fevkalade iz bırakan futbolculuk yıllarında; Dilmen'e spor medyası

“Şeytan Rıdvan”

lakabını takmıştı:



Rıdvan Dilmen “bu şekilde tanımlanmaktan dolayı” hep rahatsızlık duydu. “Şeytan Rıdvan” lakabından daima şikâyet etti…



Ne zaman bu mevzu açılsa, böyle bir adlandırmadan memnuniyetsizliğini dile getirdi!



*


Rıdvan'ın üzerinde kalan işte bu 'Şeytan' lakabından hareketle…



“Hayır” cephesinde yer alan bazı kimseler

“Şeytan'a uyma, Hayır de!”

şeklinde bir

slogan

üretmişler!



Dahası, CHP'nin referandum kampanyasında bu lafı slogan yapacağından bahsediliyor…



Şayet, böyle bir slogan kullanırlarsa; CHP için

“astarı yüzünden pahalı”

olabilir!



*


FETÖ'nün, PKK'nın ve DAEŞ'in derin patronu

Haydut Devlet Amerika,

uzun senelerdir

“Büyük Şeytan”

diye de tanımlanıyor!



Büyük Şeytan ABD, 15 Temmuz 2016'da emrindeki FETÖ'nün darbe kalkışmasıyla deviremediği Erdoğan'ın

“Başkan”

olmasını asla istemediği için anayasa değişikliği referandumundan “Hayır” çıkmasını bekliyor!



Bir başka söyleyişle;

“NO”

seçeneğinden “derin fal” tutuyor!



Şu anda oturduğu genel başkanlık koltuğuna Mayıs 2010'da

“Kasetle Gelen”

Kemal Kılıçdaroğlu, ABD'nin menfaatleri doğrultusunda siyaset yapan bir işbirlikçidir:



-Bağımsız Türkiye'ye karşı “ABD'nin namı hesabına” kıyasıya mücadele veriyor!



Amerikan devletinin Ankara'daki “küçük” elçisinden “sufle” alarak partisine yön tayin ediyor!



Bütün hücreleriyle ABD'ye bağlı İstanbul'daki Derin Baronlar'dan aldığı “talimatla” CHP'yi yönetiyor!



*


Eğer, malum slogan üzerinden “Şeytan'a uymaktan” söz açılacaksa…



Mesela, Kemal Kılıçdardoğlu Kasım 2009 tarihindeki Almanya ziyareti sırasında

“Nasıl da Şeytan'a uyduğunu”

anlatmakla işe başlayabilir, pekâlâ!



Bu sütunda ısrarla dile getirdiğimiz Frankfurt'taki şu

“Boğma Rakı”

olayı ihtimamla saklanıyor. Kapağı bir türlü açılamıyor!



Kemal Kılıçdaroğlu, bu netameli mevzuda asla topa girmiyor; hep suskun kalıyor…



“Şeytan'a uyduğu netameli konu”

mu?



Kılıçdardoğlu, Deniz Baykal'a “birkaç ay sonra” kaset operasyonu yapılacağından o tarihte Frankfurt'taki otelde

“enteresan bir yöntemle”

haberdar edildi!



-Orada

BND

ajanları ile görüşen

CHP

'liler kimlerdi?



Vaktiyle “Almanya Dış İstihbarat Teşkilatı”nı

CIA'

in kurduğunu;

BND

'nin ilk günden bu yana

CIA

'e bağlı olarak çalıştığını -bir de burada- hatırlatalım!



*


Şimdilerde “Referandumda Hayır” kampanyasının “en ateşli siyasetçisi” konumundaki Kemal Bey, Kasım 2009'da henüz “CHP Grup Başkan Vekili” idi…



CHP'nin eski genel başkan yardımcısı

Onur Öymen,

2009 yılında Kılıçdaroğlu ile aralarında geçen “manidar bir diyalogu” geçen hafta deşifre etti!



SILK ROAD

(İpek Yolu) Enstitüsü'nce

hazırlanan Ekim 2008 tarihli hacimli bir raporun, 2009 başlarında kendisine getirildiğini söyleyen Öymen; bakınız ne diyor:



Bu raporu, hemen Deniz Baykal'a ve Kılıçdaroğlu'na götürüp okuttum. 'Sivil toplum kuruluşunun hazırladığı bir rapordur' diyerek pek bir değer vermediler…



Yalnızca Kemal Bey, 'ABD sizin genel başkanlığınızı istiyormuş' dediğimde; bana

'Aaaa, öyle mi?'

şeklinde bir karşılık verdi!

” (Akşam, 24 Ocak 2017)


*


Öymen'in dikkat çektiği o rapordan; 3 Haziran 2016 tarihli yazımızda bahsetmiştik…



ABD-İsveç merkezli “İpek Yolu Enstitüsü”nün Ekim 2008 tarihinde yayınladığı raporda; CHP yönetiminin yakın bir gelecekte değişeceği kehanetinde bulunuluyordu!



Svante Cornell ile Halil Magnus Karaveli tarafından yazılan raporun 72. sayfasında

“Deniz Baykal'ın CHP'den istifa etmeye ikna edilip yerine Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçeceği”

yazılmıştı!



Raporun yazıldığı dönemde CHP'de liderlik değişimi ile alakalı en ufak bir tartışma dahi yoktu…



FETÖ'nün rejisörlüğünü yaptığı

7 Mayıs 2010'daki Deniz Baykal'a yönelik kaset komplosundan “bir buçuk yıl kadar” öncesiydi!



*


İpekyolu Enstitüsü,

Johns Hopkins Üniversitesi'

ne bağlıdır. Adı geçen üniversite, Amerikan derin devletinin kontrolündedir.



Gayrı meşru Irak Savaşı'nın mimarları arasında yer alan

Paul Wolfowitz,

üniversitenin eski dekanlarındandır:



1994 ile 2001 yılları arasında Johns Hopkins'te görev yapmıştır.



28 Şubat 1997'deki MGK toplantısından bir yıl kadar sonra (yani 23 Mayıs 1998'de)

“Bay Simit”

diye de bilinen Mister Koch'a “42 yıl önce mezun olduğu Johns Hopkins Üniversitesi tarafından” fahri doktora unvanı verilmişti…



Dönemin dekanı Paul Wolfowitz, törende

“Mister Koch'la iftihar ediyoruz”

demişti!


#Anayasa referandumu
#ABD
#FETÖ
#CHP
#CIA
7 yıl önce
Büyük Şeytan ABD, sandıktan “NO” çıkmasını istiyor!
PKK Doğu’dan, Aydın Doğan Batı’dan vuruyor
Bizi ‘alakadar etmeyen’ tuhaf olaylar…
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti