|
Yerli malı, yurdun malı
Beşiktaş'ın ufuk çizgisi karanlık. Diyarbakır galibiyeti ve 3 puanda Siyah-beyazlı takıma ışık getirmedi.

Beşiktaş'ın iyi, güzel oynadığını belirtirsek hem yalan söylemiş oluruz, hem de günaha gireriz. Siyah-beyazlı takımda başta yabancılar fiyasko, sonra takı oyunu.

"Yerli malı, yurdun malı" deriz... Dün Beşiktaş için geçer akçe buydu.

Hafta içinde yerin dibine batırdığı, Diyarbakır'a postalamaya çalıştığı kaleci Fevzi'ye muhtaç kalan oyunu da canını dişine takan yerli malı futbolcularıyla kazandı. Bir futbolcuyu, bilhassa kaleciyi böylesine hırpalamak olur mu?

Danimarka'dan gelen Peter'in neredeyse yarı yaşında olan bu genci, moralmen sıfıra indirip, şimdi de "kaleye geç demek" de olur mu? İşte Beşiktaş'ın akıllara sığmayan yanlışları.

Bu yabancıların hali ne olacak? Stavrum, Beşiktaş'ta kesin kes oynayamaz. Veit, Baya, Ronaldo ve daha ısınırken sakatlanan Peter; alın bunları vurun birbirlerine. Beşiktaş'ın kader çizgisinde bunların hiç bir yeri yok.

"Yerli malı yurdun malı" dedik. Canını dişine takan başta İbrahim, Sertan, İlhan ve bazıları... İşte bunlar takım oyunu olmadan ferdi gayretleriyle Diyarbakırspor'u İnönü'de bitirdiler. Bu galibiyette her forma giyen kesinlikle hisse sahibi kesinlikle değildir.

Daum, darmadağın ettiği Siyah-beyazlı takımı, büyük konuşmayalım ama biraraya getiremez.

Bugün yapılacak tek şey şapkayı önüne koyup iyice düşünmeli. Daum, "Danimarka'dan kaleci getirdim" diye Fevzi'yi "hiç" yerine koyarsa, saha kenarında forma ve sıra bekleyen yerli elemanlarını iş yapmayan yabancılarının yerine koymazsa ve de mantık çizgisinde hareket etmeyip, "Ben asarım, ben keserim" derse bu Beşiktaş'tan hiçbir şey olmaz.
#Beşiktaş
#Diyarbakırspor
#Yerli malı yurdun malı
23 yıl önce
Yerli malı, yurdun malı
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…