Muhali (imkansızı) talep etmek insanın kendine fenalık etmesidir.
Hedef ve beklentiler gerçek veya gerçeğe yakın olacak.
2001 ekonomik krizi ile sadece ekonomi dibe vurmadı.
Onunla beraber toplumsal beklentiler, gelecek umutları, güven, istikrar hepsi battı.
2002 yılında gerek iş dünyası gerekse vatandaşın tek parti iktidarıyla kaybettiği güven ve istikrar yeniden yeşerdi.
Şimdi bunların sağlam hale dönüştürülmesi gerekiyor.
Vatandaş ayağını yorganına göre uzatacak.
İş adamları istihdamı arttırıcı yatırımlar yapacak.
Hükümet de vatandaşın hayatını, işadamının da işini kolaylaştıracak.
2007 yılından devreden başta işsizlik, mesleki eğitim, katsayı adaletsizliği, YÖK yüzünden mağdur olan nitelikli eleman kıyımı, başörtüsü yüzünden eğitim hakkının gaspedilmesi, yoksulluk, bölgesel adaletsizlik, teröre harcanan milyar dolarlar gibi bir sürü temel sorun var.
Ve bu sorunlar sadece hükümetin değil.
Sivil toplum örgütleri sadece problem üretmeyi bırakıp çözüm de üretecek ve icra makamlarına baskı yapacak.
İş dünyası ve hükümetten 2008 yılında usturuplu laflar yerine yaraya merhem olacak icraatlar konusunda daha fazla gayret bekliyoruz.
Kimse topu birbirine atmasın.
Son 5 yıldan bu yana yabancı sermayenin Türkiye''de ucuzlayan şirketleri satın almasıyla bozulan moralimizi bitirdiğimiz 2007 yılının son ayında Ülker düzeltti. Bu kez Türk şirketleri yabancı şirket avına çıktı. Ülker''in ''Kaşıkçı Elması'' olarak nitelendirdiği Godiva markasını satın almasıyla yılı mutlu kapattık. Mars, Nestle, Hershey''s ve Starbucks gibi dünya devlerinin gözünü diktiği uluslararası çikolata markası Türk sermayesinin oldu. Uluslar arası arenada güreşebilecek bir şirkete her ülkenin ihtiyacı var. Sabri Ülker ile iç piyasada alanında lokomotif olan Yıldız Holding, Ali Ülker ile dış piyasalarda devlerle yarışıyor. 2008''e Ülker ile tatlı başladık devamı gelir inşallah.
Kareli Defter Eğitim Merkezi tarafından her ay organize edilen "Bir Fincan Kahvenin Kırk Yıl Hatırı Vardır" sohbetlerinde, 2007 yılının son konuğu "Bir Başarı Hikayesi" ile girişimci işadamı Emin Üstün oldu.
Üstün, dün köy ve kasabada hayvan alıp satan adamın bugün otomotiv satan bir ticaret adamına dönüşemediğine dikkat çekti.
Üstün''e göre, zihinlerdeki değişimi gerçekleştiremedik. Un var şeker var yağ var ama helvayı yapan yok.
ABD''ye okumaya giden Emin beyin kardeşi Kemal Üstün de ABD''de araba ticaretine nasıl başladığını anlattı.
Gençlerdeki girişimcilik ruhunu ortaya çıkarmak milli bir vazifedir.
Bu konuda en büyük sorumluluk da yine işadamlarının.
Tekstil sektörünün ağabeyi olan Osman Benzeş ile Ekonomi Gazetecileri Derneği''nin geçen haftaki yılbaşı gecesinde karşılaştık. Sahibi olduğu APS Tekstil''i sorduğumuzda gayet neşeli, "İşleri kızlara devrettim. Kendime de bir tekne aldım" deyince neden keyifli olduğunu anladık.
Refahyol hükümeti döneminde Necmettin Erbakan''ın danışmanlığını yapan Osman Bey, TSK''nın Kuzey Irak''a yaptığı operasyonun bölgedeki terörü bitirmeye yetmeyeceğini, Türkiye''nin doğusunun üretim tarlasına döndürülmesi gerektiğini söyledi.
Af konusunda ayrım yapılmaması gerektiğini ifade eden Benzeş, aksi takdirde istenenin elde edilemeyeceğini düşünüyor. Benzeş, bölge insanını
iyi tanıyor.
Burhaneddin Tırmızi şeyhi Mevlana''nın babası Bahaeddin Veled''i ziyaret etmek için Belh''ten Konya''ya geldiğinde onun öldüğünü öğrenir. Mevlana''yı çeşitli konularda sorular sorarak imtahan ettikten sonra şöyle der; "Bilgide eşin yok. Fakat baban hal sahibi idi (gönül ve ruh adamıydı). Sözü bırak onun haline sahip olmaya bak". Bu söz üzerine Mevlana Tırmızi''ye ölene kadar (9 yıl) müritlik ederek onun eğitiminden geçti.
Yukarıdaki olayı Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) tarafından yılbaşında çalışanlara armağan edilen Mevlana Celaleddin Rumi''yi tanıtan eserden naklettim.
MESS''in yılbaşı hediyesi olarak yayınladığı, "Hamdım, Piştim, Yandım" kitabı herkese rehber olacak özellikte.
