|
Bankalar iki aydır mağdurun peşinde yalvarıyor

Piyasanın nabzını öğrenmek için sık sık ziyaretine gittiğim dostlarımdan biri, son on yıldır kredi kart mağdurlarını haciz yağmuruna tutan bankaların 3-4 aydan beri kartzedelere, "Gel anlaşalım" diye yalvardığını söyleyince şaşırdım.

Nasıl yani dedim?

Anlattı;

"İki ay önce çarşıda dükkan sahibi bir arkadaş çay içmeye uğradı.

3 tane kredi kartının her birinde ortalama 3-4 bin lira olan borcu faizlerle birlikte sürekli katlanarak 100 bin lirayı aşmış.

Borç 300 bin liraya çıkınca ödemekten vazgeçmiş.

''Battı balık yan gider'' misali banka kovalamış bu kaçmış.

Banka bakmış ki bu adam bunu ödemeyecek, haciz getirse alacağı bir şey yok, değmeyecek.

İki aydır bankadan arkadaşa telefon edip, ''120 bin liradan vazgeçtik ana para olan 3 bin 500 lirayı öde hesabı kapatalım. Bizi de uğraştırma'' diyorlarmış.

Benim yanımdayken de bu bankaların birinden telefon geldi ve yine ''Bankaya gelip ana parayı ödeyin'' teklif yapıldı"

“Hangi bankalarmış bunlar?” diye sordum.

"Biri yerli biri yabancı banka" dedi.

Meğer bankalar, geçen hafta hükümetin kredi kart borçlularına getirdiği kolaylığı iki aydır yapıyorlarmış.

* * *

Bankalar, yasalara uygun hilelerle, simit satar gibi dağıttıkları kredi kartlarıyla korunmasız bırakılan vatandaşı yıllarca borç yükü altına soktular.

Nasılsa "Türk milleti borcuna sadıktır, öder" dediler.

Hakikaten de ödüyordu.

Ancak borç yükü katlamalı faizle yiğidin boyunu kat kat aşınca borcuna sadık vatandaş, "Bu borcu amiyane tabirle sittin sene (60 yıl) ödeyemeyeceğini anladı" ve ipleri kopardı.

Ödenemeyecek kadar yüksek borç, vatandaşın kimyasını bozdu.

Ana paralarını kurtarmaya çalışan bankaların şimdiki hali evdeki bulgurdan olmama telaşı.

Devletin yaptığı da eski Türk filmlerindeki gibi olay bittikten sonra gelen polisin durumu.

* * *

Deri işleyen bir fabrika sahibi işadamına deri sektörünün durumunu sordum;

Bir kıpırdanmanın olduğunu ancak canlanmanın ardından çıkabilecek bir yüksek enflasyon ihtimalinden oldukça endişeli.

İki yıl önce 2 dolara aldıkları ham derinin bugün 38 cente kadar indiğini ancak son iki ayda fiyatların 60 cente doğru çıktığını söyledi.

Tedirginliğini de şöyle izah etti;

"Hammadde fiyatlarındaki artış, çok düşük kâr oranı ile çalışan perakendeciler tarafından mutlaka ürün fiyatlarına yansıtılacak. Bu da piyasalardaki canlanmayı başlamadan bitirecek. En büyük korkumuz bu"

Bir Pazar hikâyesi

Vaktiyle bir derviş, nefisle mücadele etmek için berbere gider; “Vur usturayı, saçtan da vazgeçmek gerek…" der.

Berber dervişin saçlarını kazımaya baslar. Tam yarısına gelmişken bıçkın bir kabadayı girer içeri. Dervişin başına bir tokat atarak:“Kalk da tıraşımızı olalım kabak” diye kükrer.

Dervişlik bu... Sövene dilsiz, vurana elsiz gerek. Usulca kalkar yerinden. Kabadayı koltuğa oturur, berber tıraşa başlar.

Fakat küstah kabadayı, "Kabak aşağı, kabak yukarı" diyerek dervişi aşağılamaktadır.

Nihayet tıraşı biten kabadayı dükkandan çıkar çıkmaz, hızla geçen at arabasının altında kalır. İki atın ortasındaki uzun sivri demir kabadayının karnına girmiştir. Berber dervişe bakar ve sorar: “Biraz ağır olmadı mı baba?

Derviş mahzun;

“Vallahi gücenmedim ona. Gel gör ki kabağın bir sahibi var. O gücenmiş olmalı!"

Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir. İbn-i Sina
15 yıl önce
Bankalar iki aydır mağdurun peşinde yalvarıyor
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi