|
Bilge teyzenin başarı öyküsü

Başarı öyküsü denilince genelde insanların aklına sıfır sermayeden milyarderliğe uzanan biraz masalsı biraz da çalışma ile karışık müthiş yükseliş hikayesi gelir.

Bizim öykümüz iş dünyasından değil hayatın bizzat içinden:

Her hafta evinde büyük bir tencere ile çorba yapıp Zeynep Kamil Hastanesi Doğum Acil servisinin önünde hasta yakınlarına çorba dağıtıyor.

Yakın dostlarına eski komşularına ve kimsesiz hastalara gönüllü refakatçilik yapıyor.

Evde dolma ve katmer yapıp hasta olan eski komşularına götürüyor.

İstanbul''u market zincirlerinin müşteri arabaları ile ücretsiz turluyor.

Gittiği marketten de bir ekmek alıp tekrar geri dönüyor.

Çamaşırlarını elde yıkıyor.

"Çamaşır makineleri ucuzladı. Niye almıyorsun?" diyenlere, "Elle yıkamak benim için spor oluyor. Ona vereceğim para ile hayır yaparım" diye cevap veriyor.

Alışverişini semt pazarlarından yapıyor.

Fiyatların indirildiği akşamüstleri pazara çıkıyor.

Evdeki kırıntıları yolda bulduğu ekmekleri biriktirip kedilere kuşlara veriyor.

Namazını sürekli değişik camilerde kılarak gezmiş oluyor.

Çok neşeli ve dindar. Herkesi mutlu ediyor. Espri seviyor.

Misafirliğe asla boş gitmiyor.

Misafirliğe gittiğinde bulaşıkları kimseye yıkatmıyor. (Hareket etmek ve sevap kazanmak için.)

İstanbul''da Avrupa yakasında oturan evli iki kızı arada misafirliğe geliyorlar.

O da torunlarının okul harçlığını biriktirdiğinde görmeye gidiyor.

Sürekli şükrediyor.

* * *

Yüksek eğitimi yok ama adına yakışır davranıyor.

Yaptıkları ile Bilge gibi yaşıyor.

Memur Sendikaları''nın Ocak ayı için açıkladıkları açlık sınırı olarak tesbit edilen 689 YTL''den az gelire sahip ama umurunda değil.

(Burada düşük gelirle tasarruf ederek nasıl onurlu yaşandığını anlatıyorum. Amacım düşük gelirle de insanların şikayet etmeden geçinebileceğini ispatlamak ya da şikayet edenleri küçümsemek değil. Türkiye''de ücretlerin hem kamuda hem de özelde çok düşük olduğuna inanıyorum.)

Fakirmiş gibi davranan gelir sahiplerine inat zenginmiş gibi hayır yapıyor.

Etrafındakileri güldürecek kadar neşeli.

Bilge teyze 70 yaşında tek başına Üsküdar''ın Zeynep Kamil semtinde,bir apartmanın bodrum katında 250 YTL kira verdiği bir oda salonda yaşıyor.

Geçimini "Seni Üsküdar Kaymakamına bile değişmem" dediği ölen eşinden kalan 550 YTL emekli maaşı ile sağlıyor.

* * *

Bilge teyzeyi niye anlattım:

Toplumsal sorumluluk projeleri (Okul açmak, kitap çıkarmak, konserlere ve sportif faaliyetlere destek olmak, burs vs) ile üstlerine düşeni yaptıklarını zanneden işadamları, kendi zenginlikleri ile yaptıklarını, Bilge Teyze''nin yaptıkları ile kıyaslasın.

Bilge Teyze''nin 2 katı, 3 katı hatta 30 katı, hatta ve hatta 300 veya 3 bin katı fazla gelir sahibi olup da elini kıpırdatmayanlar veballerinin ne kadar büyük olduğunu görsün. Yapabileceklerinin daha fazla olduğunu anlasın.

Ayağını yorganına göre uzatmayarak kredi kartı batağına saplanan düşük ve orta halli vatandaşlara geçim modeli olsun.

O sorumluluk sahibi vatandaş olarak yaz, kış, "Emekli maaşımla ancak geçiniyorum" demeden elinden geleni yapıyor.

Ya bizler! Ya devlet!

Hewlett-Packard''ın hikayesi

Başarının arkasında mutlaka unutulan veya gizlenen bir hikayesi vardır. Başarısızlığın da...

Bill Hewlett, Avrupa''da yaşanan ''Büyük Bunalım'' döneminde geçen çocukluk öyküsünü şöyle anlatır:

O günlerde çok istediği bir iş bulmuştu; kapı kapı dolaşıp The Saturday Evening Post satmak. Bu işi bulduğu ve biraz para kazanacağı için çok sevinçliydi. Ama Büyük Bunalım yıllarıydı ve insanların iş bulması çok zordu. Bir gün annesi ona, "Bill" dedi, "İşi bırakmaz zorundasın. Bu işe senden daha fazla ihtiyacı olan insanlar var."

Çok sevdiği işi bırakmak onu perişan etti, ama bu her zaman hatırladığı bir ders oldu. Annesi ona başka insanları ve onların ihtiyaçlarını düşünmeyi, kendi ihtiyaçlarına ve isteklerine öncelik tanımamayı öğretti.

Bill Hewlett bugün dünyanın en büyük işadamları arasına girdi ve aldığı bu dersi de her ortamda anlattı.

Deloitte''un, “Tüketici Ürünleri Sektörünün Küresel Güçleri” raporuna göre; o bunalımlı yıllarda ''Başkalarının çalışmaya daha fazla ihtiyacı var'' diye en sevdiği işini bırakan Bill Hewlett''in bir arkadaşı ile kurduğu Hewlett-Packard 91.6 milyar dolarlık satış rakamıyla bugün dünyanın en büyük ikinci şirketi. Listede Türkiye''nin bu alanda iki önde gelen şirketi, Arçelik ve Vestel de yer aldı.

İnsan zihni orman gibidir, orda aslan da var, yaban eşeği de; sen eşeğin peşine takılma. Mevlana
16 yıl önce
Bilge teyzenin başarı öyküsü
Sanatçı, bal arısı gibidir
Tarih yapmak ya da Nefes olmak
Yaşar Kaplan’a rahmet
Büyük sayılar yasası ve seçim tahmini
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti