Aybaşını zar zor getiren ve bütçesini bir türlü ayarlayamayan bir kadın.
Üstelik ekonomi haberleri yazan bir gazeteci.
Bir gün kafasına dank ediyor
diyor ve 1 sene sürecek bir deneye başlıyor.
Deneyin meydan okuması şu:
1 sene boyunca zorunlu ihtiyaçlar dışında hiç para harcamamak.
***
Hikayesini onun ağzından dinliyoruz.
“Gerçekte ihtiyacım olmayan şeylere büyük paralar harcadığımı fark ettim:
Aldığım yeni ve güzel kıyafetler, dışarıda içtiğim kahveler…
Gördüğüm her
düşüyor ve sadece daha çok para harcayarak daha fazla mutlu olabileceğimi sanıyordum.
Sonra kazandığım paranın avucumdan kayıp gitmesinden çok sıkıldım ve sadece
dışında para harcamamaya karar verdim.
***
Konut kredisi, sağlık sigortası, aileme verdiğim maddi destek, hayır kurumlarına bağış, internet ve cep telefonu.
Tüm bunlar bana ayda 2 bin dolardan daha aza mal oldu.
-Gerekli olan güzellik ürünleri (şampuan, diş macunu, deodorant gibi); temizlik ürünleri ve yemek yapmak için gerekli malzemeler.
Eğlence giderleri: Sinema, bar ve restoranlar, dışarıdan alınan yemekler, kahveciler, tatil seyahatleri ve süpermarketten alınan abur cuburlar.
Spor salonu giderleri, yeni kıyafetler, parfüm, makyaj malzemeleri, kuaför hizmetleri. Toplu taşıma giderleri (otobüs, metro biletleri ve taksi ücretleri).”
***
“Evde sadece kendi yaptığım yemekleri yedim ve çikolatadan bile uzak durdum.
, zaten her gün bisiklet sürmek benim için büyük bir egzersiz haline gelmişti. Öğlen ve akşam yemeklerini önceden planlıyordum.
Kolay olduğunu söyleyemeyeceğim, özellikle
Ara sıra her şeyi bir kenara bırakıp kendimi bir alışveriş merkezinde kaybetmek istiyordum.”
***
“Bir şeyi çok iyi anladım:
Birçok ücretsiz konser ve festivale gittim, gidebildiğim tüm parkları dolaştım, birçok sokak sporları etkinliğine katıldım ve şimdiye kadar gitmediğim kadar çok sergiye gittim.”
***
23 bin dolar biriktirdim ve ev kredimin bir kısmını ödedim.
Bu nasıl bir mutluluktu, size anlatamam.
Bundan önce bu yükü sırtımda 25 sene taşıyacağımı düşünüyordum, şimdi ise daha kısa sürede bunu başarabileceğimi biliyorum.
İnsanlar bana en çok
demişlerdi.
Ama öyle olmadı.
Daha önce büyük paralar harcadığım
aslında istemediğimin farkına vardım.
Düzgün bir kot, biraz parfüm ve saç kesimi ihtiyacım olan tek şeymiş.
En büyük kazancım ise maceraya ve yeni insanlarla tanışmaya daha açık biri olmam oldu.
Bir de ne kadar az şeye ihtiyacımız olduğunu öğrendim.”
***
İşverenler işçi alarak ekonomik savaşta yerini alacaksa, çalışanlar ve halk da iktisat ve kanaat ederek milli ekonomiye katkı sağlayabilirler.
Kanaat edersen kimseye muhtaç olmazsın, israf edersen borçtan ve şikayetten kurtulamazsın.
Michelle'nin deneyimi
'nin yapılışını hatırlattı.
adında dar gelirli bir esnaf, ne zaman canı bir şey istese: '
der ve parasını bir kenara koyar.
20 yıl sonra biriktirdiği paralarla
mütevazı camiyi yaptırır.
Cami halk arasında
olarak anılır. Halen açık olan camide 200 kişi ibadet edebiliyor.
Bediüzzaman Said Nursî ne demiş; Lezzetler çağırdıkça,
demeli.
'Sanki yedim'i düstur yapan
namındaki bir mescidi yiyebilirdi, yemedi.
TİM Başkanı
, 300 bin ek istihdam sözü verdi.
-İstanbul Ticaret Odası Başkanı
: 400 bin üyeli oda için 500 bin kişi istihdam sözü verdi.
İHKİB Başkanı
, 50 bin kişiye yeni iş imkanı sözü verdi.
Yıldız Holding'in patronu
, bu yıl Türkiye'ye 800 milyon liralık yatırım yapıp 5 bin kişiye daha iş imkanı sağlayacaklarını sözünü verdi.