|
Böyle zenginlik olmasın

Ekonomi sayfaları rakamlar yığınına döndüğünden beri çalışanın hal-i pür melali unutuldu.

İşçi sendikaları da ekonomi basını da makro ekonomiye daldı.

Ekonomi sayfalarında eskiden manşetlerden inmeyen işçi (Ve temsilcileri) bugün küçük haber bile olamıyor.

Ekonomi nasıl gidiyor sorusuna, "Borsa kâr realizasyonuna girdi, faizler 1 puan arttı, bono ve tahvil piyasası da hareketli bir gün geçirdi, dolar yine üzdü vb" cümleleri arka arkaya kurarak ekonomiyi özetliyoruz.

Küreselleşirken insani yanımızı da mı yitirmeye başladık ne.

* * *

Karnı aç insanlar mı azaldı da gazete sayfalarında yer almıyor artık

Neden başlarına bir şey geldiğinde sadece haber konusu oluyorlar

Yoksullukları bizlere "onlara yardım etmek gibi" bir vazifeyi hatırlattığı için mi görmezden geliyoruz onları.

Yoksulluğu mu unuttuk yoksulu mu yoksa insan olduğumuzu mu?

* * *

Denizli''de hurdacılık yaparak geçimini sağlamaya çalışan aile, kira ve bakkal borçlarını ödemek için 8 aylık kızları İrem''i 1500 YTL karşılığında bir başka ai-leye verdi.

Pişman olan aile, şimdi kızlarını geri almak istiyor.

Bu adamı kızını satmaya kadar götüren yoksulluk esnasında Denizlili işadamları ne iş yapıyordu?

* * *

Balcılar Kız Öğrenci Yurdu faciasından yaralı kurtulan kızkardeşlerin babası Ahmet Özbağrıaçık, bu olaydan önce haftalardır görmemiş kızlarını.

Çünkü onları görmeye gidebilecek parası yokmuş.

13 yaşındaki Meryem ile 16 yaşındaki Fatma''yı yurda göndermesinin nedeni de kurs boyunca yemek parasının bedava olmasıymış.

Baba Özbağrıaçık, ''Yurt çökmüş dediler. Hemen Konya''ya gitmek istedim ama cebimde beş kuruş param yoktu. Konya''ya kendi otomobiliyle gidecek biri çıktı. Kızlarımı gördüm, yüreğim serinledi'' dedi.

Mevsimlik tarım işçisi ve hamal olarak aile geçindiren bir babanın haber değeri bile yok.

Baba Ahmet Özbağrıaçık, çocukları bina altında kalınca haber oldu ancak.

* * *

Zenginlik deyince 600 milyar dolara çıkan Gayri Safi Milli Hasıla''nın yükselişini, iş ahlakı deyince çalışanların gayrı ahlaki davranışlarını, hükümetin vatandaşa kömür yardımını oy avcılığı şeklinde anlayan zihniyete lanet olsun

Böyle zenginlik de olmaz olsun.

Serbest muayeneciler "reçete hakkı" istiyor

Sağlık sektöründeki yeniden yapılanma ile ilgili son iki yazıya çok sayıda e posta geldi.

Serbest muayeneciler de sorunlarına yer vermemi istediler. Adı ve telefonu bende saklı bir tanesi sorunu şöyle özetlemiş;

Bir ilçede serbest muayenehanecilik yapan pratisyen hekimim.

Özel hastanelere sosyal güvenlik sahibi hasta bakabilme sözleşmesi öncesinde işlerim geçinebileceğim ölçüde iyiydi.

İlimizdeki özel hastanenin sözleşme yapmasından sonra "yoğun reklam ve kampanyalar yapması", ardından ikinci özel hastanenin açılması benim işimi bitme noktasına getirdi.

Özel hastaneler reklam ve kampanya yaparak (yasak olduğu halde) sosyal güvenlik sahibi hastaları bir şekilde bağlıyor ve müdavim haline getiriyor. Bu hastaların sosyal güvenlik kurumları fena halde tırtıklanıyor.

Bu hastanelerin hekimleri "özel" olmasına rağmen sözleşme gereği hastaları kabul ediyor, muayene, tahlil, tetkik, rapor, izleme vs her imkanı kullanıyor. Ve bunlar için hem hastadan katılım payı, hem de sosyal güvenliğinden yüklü paralar alabiliyor.

Ben muayene ücreti, tahlil, tetkik, rapor ücreti vs talep etmiyorum.

Sadece reçete yazma hakkımı istiyorum.

Lütfen bakanlık yetkililerinin dikkatini çekecek birşeyler yapabilirseniz, birçok serbest hekime ilaç olabileceksiniz.

Bir kapının kapalı olduğunu anlamak için o kapıyı itmek gerekir. Montaigne
16 yıl önce
Böyle zenginlik olmasın
Merkez sağ ve MHP
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...