|
Fabrika mı toplama kampları mı?

Amerikan kapitalizmini finanse eden Çin''in elinde bulunan tahviller 1,5 trilyon doların üzerinde.

ABD''nin ve doların kaderini elinde bulunduran Çin, dünyayı bununla tehdit ederken içerde de insan haklarını rafa kaldırarak emek sömürüsü üzerine kurduğu devlet gücüyle asimile politikasını bütün şiddetiyle sürdürüyor.

Tibet''de 1959''da neler yaptığı hâlâ unutulmadı.

Çin''in bir milleti nasıl yok etmeye çalıştığı İHH''nın Doğu Türkistan raporunda çarpıcı biçimde ortaya çıkmış.

* * *

İşte İnsani Yardım Vakfı''nın (İHH) hazırladığı raporda yer alan komünist Çin''in asimile politikası;

“Çin hükümeti, Uygurlara yönelik olarak günlük hayatın her alanında farklı bir yıldırma politikası uyguluyor.

Temel hedefi, Doğu Türkistan''da Uygur nüfusunu azaltarak bölgeyi Çinlileştirmek.

Bu bağlamda, Çin hükümetinin 2003 yılından beri uygulamakta olduğu “İşgücü fazlasını başka memleketlere yönlendirme” projesi ile Doğu Türkistan''da yaşayan Uygurlar özellikle genç kızlar zoraki olarak vatanlarından koparılıp Çin''in iç eyaletlerine çalışmaya gönderiliyor.

Haziran ayında oyuncak fabrikasında saldırıya uğrayan Uygurlar da bu proje kapsamında, zoraki olarak Guandong''a sürülmüştü.

Çinli patronlara teslim edilen genç Uygurlar, ağır derecede aşağılanmakta, ucuz işçi olarak kullanılmakta ve sömürülmekte.

Çin''in içeri eyaletlerinde mecburi olarak çalıştırılmakta olan Uygur kız ve erkeklerinin sayıları tahmini olarak 500 binin üzerinde.

(Bu genç kızların bir kısmı da bar ve pavyonlarda çalıştırılıyor)

Uygurlar, kalitesiz atölye ve fabrikalarda, iş güvenliği ve sağlık sigortası yapılmaksızın, fiziki güç gerektiren işlerde çalıştırılmakta.

Genç kızların maaşları eksik verilmekte, hatta kendilerine verilmemekte geldikleri köy veya nahiyelerin idarecilerine gönderilmekte.

Uygurların çalıştırıldığı fabrikalar toplama kamplarını andırmaktadır”.

İçimizdeki Çinliler

2008 yılının tümünde Çin''den 15.6 milyar dolarlık mal satın alırken 1.4 milyar dolarlık mal sattık.

Çin''den ucuz mal alacağız diye oradaki insan hakkı ihlallerine tepki göstermeyecek miyiz?

“Çin mallarına boykot olmaz” diyen “içimizdeki Çinlileri” yalnız bırakalım.

Çin Seddi''nin yapılış sebebini biz de unutmuşuz onlar da.

Türk milletine güçlünün değil haklının yanında olmak yakışır.

Bir Pazar hikayesi

Bir saka (Su taşıyan) vardı, bir de iki büklüm olmuş eşeği. Arpa nerde, kuru otu bile bulamıyordu. İmrahor (Padişahın ahır amiri), onu görüp acıdı: “Sen birkaç günlüğüne onu bana ver de padişahın ahırında kalıp beslensin, kuvvetlensin” dedi. Adam, eşeği ona verdi. O da onu padişahın ahırına bağladı. Eşek, her yanda tavlı, semiz, güzel ve genç Arap atlarını gördü. Ayak bastıkları yerler süpürülmüş, sulanmıştı. Saman da tam vaktinde geliyordu, arpa da. Atların tımarını da görünce, başını göğe kaldırdı da dedi ki: “Ey yüce Allahım! Diyelim ki ben bir eşeğim, ama senin mahlûkun değil miyim? Geceleri sırtımın acısından, karnımın açlığından her an ölümümü istiyorum. Bu atların halleri ise böyle mükemmel, gıdaları yerinde. Peki, neden azap ve belâ yalnız bana mahsus?” derken, ansızın savaş koptu. Arap atlarına eğerler vurulup savaşa sürdüler. Savaştan geri dönebilenlerin hepsi de perişan bir halde ahıra düştüler. Nalbantlar hançerlerle atların bedenlerindeki yaraları temizliyordu. Eşek bunları görünce dedi ki: “Ya Rabbi! Ben yoksulluğuma ve sağlığa razıyım. O güzel gıdaları da istemem, o çirkin yaraları da.”

Sözün özü; Her nimetin bir bedeli vardır.

Mesnevî-i Şerif''ten…

Böcek olmayı kabullenenler, ezilince şikayet etmemelidirler. F.Schiller
15 yıl önce
Fabrika mı toplama kampları mı?
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’