|
Gorbaçov"un global korkusu

Global şirketler ellerindeki milyar dolarlık sermayeleri ile ülkelerin ekonomilerini etkilemeleri, stratejik şirketleri satın almaları, yerli şirketleri ezmeleri Rus lider Mihael Gorbaçov''u bile korkutmuş.

İstanbul''da 3 günlük IRU Dünya Kongresi''ne katılan Rus lider Mihael Gorbaçov''un iki cümlesi, anlatmak istediklerinin tamamını özetledi.

İlki, Lenin''in: ''Kaos ağırdır ancak yeni yaşam tarzları yaratır.'' İkincisi: “Halklar milli devletlerden vazgeçmeyecektir. Her şeyi uluslararası şirketlere devredemeyiz.”

Demek amacı sadece kazanç olmayan her şeyi devralmaya niyetli uluslararası dev şirketler var.

Deterjan sektöründen örnek vererek anlattıklarımız komplo teorisi değilmiş.

Örnekleri enerji sektöründen bankacılığa kadar yayabilirsiniz.

Küresel şirketlerin iştahı sadece Türkiye''de değil.

Dünyanın her ülkesinde alabilecekleri her şeyi paranın gücü ile elde ediyorlar.

* * *

Deterjan sektörü ile ilgili değerlendirmemize devam edersek, Türkiye''de 400 milyon dolar ciroya sahip olan temizlik ürünleri pazarı, 70 milyonluk genç nüfusa oranla dünya ortalamasının çok gerisinde.

Yabancıların iştahının yüksek olmasının ve vahşi rekabetin sebebi de bu.

Pazar, 2005 yılını değer bazında yüzde 20, tonaj bazında yüzde 10''luk bir büyüme göstererek kapadı.

Pazarın uluslararası oyuncuları olan Unilever, P&G ve Henkel, pazarın üç hakimi.

3 yabancı firma kendi ana markalarının yanında diğer alt markalarıyla da yer alarak yerli markalara nefes aldırmıyor.

Yerli firmalar da yüzde 15''lik kalan payı aralarında bölüşüyor.

Hayat Kimya Bingo, Başer Kimya Tek, Saruhan Kimya ise Nilco, Micra ve Nily ile kendi markalarıyla üretim yaparken, market markalı üretim konusunda da ihtisas sahibi firmalar arasında yer alıyor.

* * *

Bu vahşi rekabet nasıl yaşanıyor?

Deterjan piyasasından tahmini rakamlarla örnek verelim:

Piyasa oyuncularına göre, Türkiye''de piyasanın yüzde 84''ü yabancıların elinde.

P&G''nin ayda 50 bin, Lever''in 40 bin, Henkel''in 20 bin YTL ciro yaptığı tahmin ediliyor. Bu ciroların yüzde 5''inin yerli marketlere, yüzde 10 ila 15''inin ise Carfeur gibi yabancı marketlere raf karşılığı verildiği belirtiliyor.

Cirolar büyük olunca marketçinin kar marjı da yüksek oluyor.

Yerli şirketlerin yüzde 5''ini marketçi beğenmiyor.

Raflar P&G''nin Ariel, Alo, Ace''si, Lever''in Omomatik Rinsomatik, Henkel''in Persil ve Tursil markaları ile dolduruluyor.

* * *

Bütün üretici firmalar market raflarına girmek için bütçe adı altında ortalama yüzde 15''e varan maliyeti fiyatlara giydiriyor.

Türkiye''de marketlerin yüzde 70''i raf satarak geçiniyor.

Pahalılığın ve haksız rekabetin son bulması için malın marketlere giriş bedellerinin kaldırılması lazım.

Çünkü raf satma haksız rekabet oluşturuyor, yerli ve küçük şirketlerin yaşamasına izin vermiyor.

Sonra da Kral diye gaz verilen tüketici de “özgür iradesiyle!” istediği markayı tercih ediyor!

Telekom''un cömert aboneleri

Hanımların üstünü işlemeli örtülerle örttüğü ev telefonlarındaki sabit ücret, kullanıcıları da sabit fikirli yapmış. Alan razı veren razı yani. Tüketiciler Birliği tarafından yapılan hesaba göre, Standart hat abonesi olan bir tüketici yılda 170,04 YTL sabit ücret ödüyormuş. Bu parayla 1287 adet yumurta alınabiliyormuş. Bu ne demek? Türk Telekom İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Paul Doany, her telefon kullanıcısından her yıl bu kadar miktarda hediye alıyor demek. Misafirperverliği de abartmışız.

Tarih değil, hatalar tekerrür eder. II. Abdulhamit
16 yıl önce
Gorbaçov"un global korkusu
Biden’ın Cumhuriyetçilerle sınavı..
Kendisini vuran kehanet…
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar