Fındıkta hasat zamanı sürüyor. Sıcaklık, kahverengi kokarca ve mantar hastalıkları nedeniyle rekoltede düşüş bekleniyor. Bu yıl kayıplarla birlikte fındık üretiminin 700 bin tonun altında gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Bu arada üretici, sanayici, tüccar, ihracatçı, esnaf, manav tüm Karadeniz insanı fındık alım fiyatının açıklanmasını bekliyor. Dünya fındık üretiminin yüzde 64’ünü ülkemiz gerçekleştiriyor. En yakın üretici ülke olan İtalya ile aramızda 7,7 kat üretim farkı var. Türkiye Ziraat Odaları
Fındıkta hasat zamanı sürüyor. Sıcaklık, kahverengi kokarca ve mantar hastalıkları nedeniyle rekoltede düşüş bekleniyor.
Bu yıl kayıplarla birlikte fındık üretiminin 700 bin tonun altında gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Bu arada üretici, sanayici, tüccar, ihracatçı, esnaf, manav tüm Karadeniz insanı fındık alım fiyatının açıklanmasını bekliyor.
Fındığı ülkemizden ithal eden bu iki ülke, işleyip tüm dünyaya pazarlıyor. Ülkemizin kazandığı gelirin kat kat fazlasını kazanıyor.
Ürettiğimiz diğer birçok üründe olduğu gibi.
**
Ne konuşuluyormuş?
Üretilen katma değerli ürünlerin dünyaya nasıl daha fazla satılabileceği.
Biz ne konuşuyoruz?
İşte bu sistemin yanlış işleyişinden kaynaklanan aradaki anlayış ve zihniyet farkı bizim sürekli yoksul kalmamıza onlarınsa sürekli zenginleşmesine vesile oluyor.
O her şeye rağmen üretiyor ve ucuza satıyor, biz de pahalı yiyoruz.
Üreticinin eline ancak karnını doyurabilecek kadar para kalıyor.
Elimizde stok olarak fındık kalmıyor.
**
Tarlada 2 liradan aracıya satılan domatesi markette 20 liradan alıyoruz.
Bütün ürünlerde böyle.
Araya sızanları, kural tanımayanları, destursuz girenleri ayıklamazsak, görmezden gelirsek, gelir adaletini sağlayamayız.
**
Genç adam imtihanı kazanıp imam olmaya hak kazanmış.
İlk Cuma tayin olduğu camide hutbeye çıkacak ve ilk hutbesini verecek ama dediğimiz gibi tecrübe de yok, o yüzden heyecanlı.
Yanlış yapmaktan korkuyor.
Cami cemaatinden tecrübeli ihtiyarlarından birine konuyu açmış.
Minberde hutbe okumaya çıktığın yerden halının altına doğru bir ip uzatırız.
Ben de hemen minberin girişinde otururum.
İpin bir ucu sende olur bir ucu da bende.
Yanlış okuduğunda ipi çekerim sen de anlarsın hemen düzeltirsin.” demiş.
Cuma günü erkenden ipi hazırlamışlar.
İhtiyar minberin altında ipin ucunda yerini almış.
Genç hoca minbere çıkmış ve duaya başlamış.
İp gerilince hoca ipin çekildiğini zannetmiş ve yanlış okuduğunu düşünerek duanın başından tekrar başlamış.
Ama adamın duracağı yok, otururken habire ipi çekiştirip duruyormuş.
Hoca da her seferinde eyvah yanlış okuyorum diyerek daha fazla heyecanlanıyor, heyecanlandıkça da yanlış yapmaya başlıyormuş.
Cemaat ne olduğunu anlayamamış ama bir şeyler olduğunu hissetmiş, hocanın çaresizliğini izliyorlarmış.
Şu an İngiltere’de yaşanan kaos gibi.