|
İşsizlik herkesin sorunu

Sosyal sorumluluk projeleri ile övünen resmi ve özel sektör temsilcilerinin, "Biz insanlara balık yemeyi değil balık tutmayı öğreteceğiz" palavrasından vazgeçme zamanı geldi geçiyor.

Vatandaşın önce eğitime değil karnını doyurmaya ihtiyacı var.

Temel ihtiyaçlarını bile karşılamaktan yoksun insana balık tutmayı nasıl öğreteceksin.?

Evinde barınma, giyinme ve sağlık sorunlarıyla içiçe yaşayan bir ailenin küçük kızını giydirip, onun okul masraflarını üstlenmek sosyal sorumsuzluk örneğidir.

Sosyal sorumluluk hem balık yedirmek hem de mesleki eğitim vermektir.

Ve bu memlekette gizli ve açık toplam 5 milyon işsiz var.

Yani sorun çok ciddi.

3. Kartepe Zirvesi''nde EMD üyeleri ile haftasonunda biraraya gelen TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB''a üye 1 milyon 200 bin firma sahibinin endişelerini şu cümlelerle yansıtırken oldukça ciddiydi: "Kimsenin Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimleri merak ettiği yok.

Artık ''Bir öğle, bir akşam yemeğine razıyım. Bana iş ver'' diyen insanların sayısı giderek artıyor. Meksika''da zenginler 5 metrelik duvar, 2 metrelik elektrikli tel örgüler içinde yaşıyor. Çocuğunun yanında koruma görevlisi, okulun kapısında bekliyor. Böyle bir ülkede kim yaşamak ister? Ancak bu işsizlik sorununu çözemezsek, reformları yapmamız mümkün olmadığı gibi Türkiye''yi de korkuların ülkesi haline getiririz. Son bir yılda şahsa işlenen suçlarda yüzde 62, mala karşı işlenen suçlarda yüzde 60 artış var."

Hisarcıklıoğlu The Green Park Kartepe Otel''deki zirvede önerisini de şöyle yeniliyor;

"31. 12. 2006 başlangıç olsun. Bu tarihten itibaren 2 yıl itibariyle mevcutlar değil, ilave alınan istihdam için vergi alma. Fonun yıllık 4 milyar YTL faiz geliri var. İşsizlik Fonu''nda biriken 25 milyar YTL''ye dokunmadan, 1 milyon kişiye istihdam sağlanabilir."

Bugüne kadar memleket iş adamı kisvesi altında soyulduğu için iş adamlarının bu çağrısına karşı çıkan işçi sendikalarına da hak vermemek elde değil.

Bugüne kadar işsizliğin sorumlusu önceki hükümetler ve işveren oldu.

Ama işsizliğin çözümüne yönelik her projeyi desteklemek veya alternatif proje üretmek yerine arkasında art niyet aramak da yanlış. Niyetimiz üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi?

Önce bunu tesbit edelim.

* * *

Sınıflar arasında barış ve huzurun şartını yardımlaşma olarak gören Bediüzzaman, sağlıklı bir küreselleşmenin de ancak yardımlaşma kanallarının geniş bir şekilde açık olmasına bağlı olduğuna inanıyor.

Bediüzzaman Said Nursî haftası nedeniyle Risale-i Nur''da yer alan ve herkese rehber olacak düşüncelerini bir kez daha hatırlayalım. Bu prensipler, küreselleşen dünyada herkes için geçerlidir;

*Toplum hayatındaki bütün kavgalar ve ahlaksızlıkların kaynağı iki kelimedir;

Birisi: ''Ben tok olayım da, başkası açlığından ölürse ölsün bana ne.''

İkincisi: ''Sen zahmetler içinde boğul ki, ben nimetler ve lezzetler içinde rahat edeyim."

İnsanoğlu''ndaki bu zihniyet yüzünden yoksul tabakalardan zengin sınıfa karşı kin ve nefret, zenginlerden de yoksullara karşı küçümseme ve baskı oluşuyor.

*En bedbaht, en sıkıntılı; işsiz adamdır. Zira atalet ademin biraderzadesidir; sa''y, vücudun hayatı ve hayatın yakazasıdır.

*Zulüm, başına adalet külâhını geçirmiş; hıyanet, hamiyet libasını giymiş; cihada bagy ismi takılmış, esarete hürriyet namı verilmiş. Ezdad, suretlerini mübadele etmişler.

*Devletler, milletler muharebesi; tabakat-ı beşer muharebesine terk-i mevki ediyor. Zira beşer esir olmak istemediği gibi, ecîr olmak da istemez.

17 years ago
İşsizlik herkesin sorunu
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler