Eskisi gibi şaşaalı dönem bitti. Şu anda korku atmosferi yaşıyoruz.

Zorunlu ya da gönüllü iş âlemi toptan tasarruf dönemine girdi.

“Harcamaları artıralım piyasa yürüsün” artık eski bir formül. Geçerliliği yok, çünkü krizin ana sebebi zaten aşırı ve gereksiz harcama.

Şimdi parası olan bile harcamıyor.

Kredi kartları furyasından dolayı rezalet bir harcama politikası oluşturuldu.

O alışkanlığı devam ettirmek doğru değil, artık kendimizi frenlememiz gerekiyor.

Birçok işletmede işverenler ortaklarıyla oturdular ve maaşlarını yüzde 30-40 geri çektiler.

Bu birçok işveren tarafından son günlerde sık sık dile getiriliyor.

Kendini çalışanın yerine koyan sağduyu sahibi işverenler, bu krizde yıllarca emek verdiği çalışanını ve işini kaybetmek istemiyor.

Eldeki insan kaynağını işsiz bırakmadan, evlerine para götürebilecekleri sistemin 2009 sonuna kadar devam ettirilebileceği mekanizma istiyor

İşverenlerin en ciddi endişesi işsiz sayısının artmasıyla çıkacak sosyal çalkantı ve güvenlik sorunu.

Nisan-Mayıs''da işsizlikle ilgili sıkıntı artabilir.

Bunun önüne geçilmesi şart.

KOBİ sahipleri, her bir personelin çıkışından ciddi biçimde rahatsız oluyor.

İTO''da görüştüğüm iş adamlarına göre 2009''un ilk yarısı, personel çıkarmadan ve şirketi batırmadan atlatılırsa 2009''un ikinci yarısında bile rahatlama başlayabilir.

Lokman Hekim''e; “Hastalarımıza ne yedirelim?” diye sorduklarında, şu cevabı vermiş:

-Acı söz yedirmeyin de, ne yedirirseniz olur.

Realite şu; 2009''un sonuna kadar personeli evine ekmek götürür durumda tutmak ve “Benim işim var” dedirtmek.

İstanbul desantralize (merkezileşme) olma yolunda çok yönlü çalışmalarla ilerliyor.

Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) İstanbul''un Finans Merkezi (İFM) olması için çalışmalarını sürdürürken diğer yandan İstanbul''da sanayi yerleşiminde de hızlı bir yenilenme gözleniyor.

İFM''nin “ilk 10 yılda bölgesel, 30 yılda küresel finans merkezi olmak” gibi bir vizyonu var.

Büyükşehir Belediyesi ile İl Özel İdaresi''nin tarihi doku içindeki iş alanlarını dışarıya, sur etrafındaki büyümek isteyenleri de daha büyük mekanlara kavuşturmak için başka yere nakletmek gibi bir strateji ve planı var.

Bu konuda neler yapıldığını en iyi bilen ve uğraşan kişi İstanbul İl Genel Meclisi''nin sanayici Başkanı Hasan Büyükdede.

Hasan Bey aynı zamanda İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkan Yardımcısı.

Aynı zamanda İstanbul Sanayi Odası üyesi de olan Büyükdede İstanbul''la ilgili yapılanları şöyle anlattı;

“İstanbul''da piyasa denetim ve gözetimi konusunda sıkıntılar vardı.

İl Özel İdaresi''nin tarihinde ilk kez Sanayi Ticaret Komisyonu kurduk ve bir bütçe oluşturduk.

Sanayi Ticaret Bakanlığı''nın İl Müdürlüğü''ne İkitelli''de yeni bina yaptık ve tahsis ettik.

Anadolu yakasında da benzer bina yaptırarak Bakanlığın emrine vereceğiz”

Büyükdede bunun önemini de şöyle izah etti;

“Bu çok önemli. İstanbul demek Türkiye''deki endüstriyel ekonominin yüzde 60''ı demektir.

Bu binaların hizmete girmeleriyle sanayicilerin problemlerine Ankara''dan değil İstanbul''dan bakılacak.

Bu binalarla İstanbul''daki sanayici daha etkin desteklenebilir hale gelecek”

İstanbul Ticaret Odası 300 bin üyeden oluşan 90 komite ile İstanbul''un barometresi.

100 bin tane toptan ve perakendeci, 65 bin imalatçı ve sanayici, 40 bin tane müteahhit ve inşaatçı, 12-13 bin lojistikçi var.

İstanbul Sanayi Odası''na (İSO) üye 14 bin üyeyi de sayarsak İstanbul''un Türk ekonomisi üzerindeki ağırlığı da net görülüyor.