|
"Kart"laşmış üç sınırsız duygu

İnsan yaşayabilmek için üç temel yetenek ile donatılmış ve bu yeteneklere yaratılıştan bir sınırlama konulmamış.

Bu yeteneklerin birincisi kuvve-i şeheviye (cinsi istek kudreti, yemek, içmek, uyumak ve konuşmak).

İkincisi kuvve-i gadabiye, (zararlı şeyleri def etmeye insanı sevk eden yetenek).

Üçüncüsü ise kuvve-i akliye (iyi ile kötüyü birbirinden ayırmak).

Bu üç sınırsız duygu küresel tüketim kültürünün oyuncağı oldu.

Mimsiz medeniyetin kurucuları bankalar insanoğlunu, üç sınırsız duygusundan yakalayarak esir pazarına düşürdü.

* * *

Bankaların insanoğlunu köleleştirme projesinin en önemli silahı olan kredi kartı anne-baba ve çocuk, herkesin cüzdanına girdi.

Bundan 50 yıl once insanoğlunun zorunlu temel ihtiyaçları 10 adeti geçmezken bugün 100''e ulaştı.

İhtiyaçlar hızla artarken, imkanlar yerinde saydı.

Yorgandan dışarı çıkan ayaklar, kredi kartının sanal yorganı ile örtüldü.

Kredi kartı ile borçlu yaşama biçimi bize ait değil küresel bir kültür.

Almanı, Amerikalısı, İngilizi, Japonu, Türkü, Kürdü herkes tüketiyor, hem de çılgınca.

* * *

Türkiye''de 31 milyon adedi visa-elektron olmak üzere 56 milyondan fazla banka kartı var.

Kredi kartı borçlarında risk düzeyi 10 üzerinden değerlendirildiğinde, 6''yı geçmişiz.

Bu risk 8''i bulduğunda geri dönüşü çok zor bir noktaya geliniyor.

Ücretli kesimin gelir artışı, son üç-dört yıl içinde senelik ortalama yüzde 8 olarak gerçekleşirken, kredi kartı harcamaları bir senede yüzde 35 oranında artmış.

16 Kasım 2007 itibariyle, toplam hane halkı borç yükü 91 milyar 670 milyon YTL''ye çıkmış.

* * *

Türk insanını kredi kartına alıştırmak, kullanmasını öğretmeden çocuğun eline silah vermekle aynı anlama geliyor.

Bankalar devlete yüksek faizle para satamayınca yönünü vatandaşa çevirdi.

Önce reklam bombardımanı ile tüketicinin kimyasını değiştirdi.

Herkesin "gelir durumuna bakmaksızın" eline kredi kartını tutuşturdu.

Zaten reklamlarla harcamayı sever hale getirilen insanoğlunun eline tutuşturulan kredi kartı, kulllananın elinde patlayan silaha dönüştü.

* * *

Türk kart pazarını sayfalarına, ''Borç tuzağı'' başlığıyla taşıyan ve uyaran New York Times gazetesinin G. Kore hatırlatmasına, Bankalararası Kart Merkezi (BKM), "Amerika''da kredi kartı başına düşen borç tutarı 5 bin 550 dolar iken, Türkiye''de 639 dolar. Türkiye, hiçbir zaman Güney Kore olmaz" diyerek karşılık veriyor.

5 bin 550 dolarlık kişi başına borç ABD''liler için çerez iken, bizim garibana düşen 639 dolarlık borç, Türkiye''de milyonlarca çalışanın bir aylığı.

Güney Kore olmaz tabii, daha beter olur.

Çünkü bizim insanımız sıkıştığında yabancılar gibi başkasına zarar vermek yerine kendine zarar vermeyi tercih ediyor.

Buna da cinnet diyorlar.

Vatandaşın sırtından süper kazanç

2008 senesinin ilk yarısında bankalar, kredi kartı faiz gelirinden 2.653 milyar YTL, kredi kartı ücret ve komisyon gelirlerinden 2.139 milyar YTL elde etti. Yılın ilk yarısında bankalar, kredi kartlarından 4 milyar 793 milyon YTL kazanmış oldu. Kredi kartı ödeme dönemini bekleyen tutar ise 32 milyar YTL''yi aşıyor.

Borç, en kötü yoksulluktur. M. G. Lightver
16 yıl önce
"Kart"laşmış üç sınırsız duygu
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’