Bakın komünist Çin devleti, özerk Sincan bölgesinde 156 Uygur Türkünü katlettiği gün İstanbul''da neler oldu?

Çin''den gelen 23 firma ile toplam 56 milyon 150 bin dolar tutarında 6 ayrı anlaşma imzalandı.

* DEİK ve Zhejiang eyaleti arasında ticaret ve iş birliği anlaşması imzalandı.

*Zhejiang Material Industry International Co. ve Habaş firması arasında 10 milyon dolar tutarında özel çelik alaşımı sektöründe anlaşma imzalandı.

*Zhejiang Orient Engineering Co. Ltd.ve Gülsan arasında 5 milyon 150 bin dolar tutarında hidroelektrik santrali anlaşması yapıldı.

*Zhejiang Orient Engineering Co. Ltd.ve ARC arasında 5 milyon dolar tutarında hidroelektrik santrali anlaşması gerçekleşti.

*Zhejiang Metals & Minerals Imp. & Exp. Corp. ve KCIC firması arasında 20 milyon dolar tutarında maden ihracatı anlaşması yapıldı.

*Zhejiang Orient Engineering Co. Ve Bereket Enerji arasında 16 milyon dolar tutarında hidroelektrik enerji santrali anlaşması sağlandı.

Bu şirketlerin hepsinde yönetim Çin devletini yöneten Komünist Parti''nin elinde.

Şimdi Çin''in Sincan''da yaptığı insanlık suçunu görmezden gelip, onlarla ekonomik ilişkilerimizi artırmaya devam mı edeceğiz, yoksa “İnsanlık suçu işlemeye devam edersen ekonomik ilişkileri askıya alırız mı” diyeceğiz.

Çin devletini durdurmak için DEİK/Türk-Çin İş Konseyi Başkanı olan Hüsnü Özyeğin''in yapacağı çok şey var.

Tabii yapmak isterse…

***

Çin''e yaptırım için herkesin elini taşın altına sokması lazım.

Çin''e yapılacak en büyük yaptırım ekonomik alanda olacaktır.

Bu odak noktasından hareket edilmeli ve Çin geri adım atana kadar baskılar sürdürülmeli.

Yalnız protesto ve yaptırımlar Çin''i yöneten devlete karşı olmalı.

Çinlilere yönelik olumsuz bir tavır içine girilmemeli.

Haklı dava bir takım fevri davranışlarla zedelenmemeli.

Sonuçta bu bir devlet politikasıdır.

Ve muhatap da Çin yönetimi olmalı.

Çin''e baskı yapılabilecek bir çok alan var.

Televizyon ve gazeteler konuyu gündemde tutarak kamuoyunu bilgilendirmeye devam etmeli.

Tüketiciler ise alışverişlerinde daha hassas olmalı.

Çin malı hiçbir ürünü almamalı.

İş dünyası Çinli şirketlere yönelik yapabilecekleri her türlü baskıyı uygulamalı.

Hükümet de bu konuda baskı grubu oluşturmak için ilişkide olduğu ülkelerden destek isteyerek ortak bir tavır koymaya çalışmalı.

Türk Cumhuriyetleri ile Ortadoğu ülkeleri bir araya ge-lerek Çin''e karşı deklarasyon yayınlamalı.

Hac zamanı geldi.

Bu Çin''i protesto için büyük bir fırsat.

Hacca giden hacılar, Çin malı seccade, tesbih, takke gibi ürünleri almamalı.

Çin malları Suudi Arabistan''a sokulmamalı.

Yapılacak o kadar iş var ki, bunlarla bile Çin''e geri adım attırılarak soykırım önlenebilir.

Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan.

Bir de Sincan Özerk Bölgesi gibi Türklerin çoğunluğunu oluşturduğu özerk bölgeler var. Onlar da şunlar;

Altay, Balkar, Başkurdistan, Çuvaşistan, Dağistan, Gagavuzya, Hakasya, Karaçay, Karakalpakistan, Nahçıvan, Tataristan, Taymir, Tuva, Yakutistan.

7 Türk devleti, 15 özerk bölge bir tarafta, Çin bir tarafta.

Çin, yıllardır Uygur Türklerine kan kusturuyor.

Aynı inanca sahip 57 ülkeden tık yok.

Türkler böyle de Araplar farklı mı?

Mısır, Pakistan, Irak, İran, S.Arabistan, Libya, Suriye, BAE, Yemen ve daha adını sayamadığımız birçok küçük ülkenin sürekli İsrail''den dayak yemesinin sebebi de aynı.

“Böl parçala yönet” sisteminin çizdiği Türk ve Arap dünyasının resmi böyle.

Soydaşların ve dindaşlarınla ekonomik ve siyasal işbirliği yapmazsan seni her zaman döverler, her zaman da sömürürler kardeşim.