|
Patinaj yaptıran “SA”lar

Ekonomi ve siyasetteki kayıtdışılık yüzde 40''ın üstündeyse,

Devletten aldığı trilyonlarca krediyi batıran adamlar hâlâ devlet kademelerinde saygın işadamı olarak kabul görüyorsa,

Girişimci ve küçük işverenler, her türlü mevzuat, vergi ve mali destek sağlamak yerine bürokrasi zincirinin içinde boğuluyorsa,

Devlet gelir sağlamak için sadece kümesteki kazları (kayıtlı memur ve işçi) yakalıyorsa,

Vergiler kazananlardan değil de sürekli dolaylı olarak alışveriş yapan (KDV, ÖTV) halkın cebinden alınıyorsa,

Zor dönemlerde işsizlere destek için biriktirilen paralar, (İşsizlik Sigortası Fonu) patron denilen ayrıcalıklılara veriliyorsa,

* * *

Bir devletin geleceğinin güvencesi olan gençler, düz liselerde (mesleksiz bırakılarak) dümdüz ediliyorsa,

Gençlere altın bilezik veren meslek liseleri, İmam Hatip Liseleri''ni yok etmek için tasfiyeye uğruyorsa,

İlkokuldan itibaren uygulanan eğitim sistemi, işsiz üretim merkezleri haline dönüştürülerek gençlerin posası çıkarılıyorsa,

Sonunda diplomadan başka hiçbir işe yaramayan üniversiteyi okumak için her yıl 1 milyon 324 bin öğrenci sınava giriyorsa,

Üçte ikisi hemen, üçte biri de okulu bitirdikten sonra işsizler ordusuna asker oluyorsa,

Her ay iş bulmaktan ümidini kesen işsizler grubuna 70 bin genç insan ekleniyorsa,

* * *

Milli Takım''ın başındaki teknik direktöre devlet kademelerinde görev yapanların 10 katı ücret ödeniyorsa,

İşçi ve memur sendikalarının her açıkladığı yoksulluk ve açlık sınırı, mevcut ücretlerin iki katı olarak sürüyorsa,

Çalışanlar devlet ve işverenler tarafından “maliyet” olarak görülüyorsa,

Gazete ve televizyonlarda mankenlerin, futbolcuların ve lüks hayat yaşayan bonkör işadamları ve çocuklarının hayatları ve kazançları birinci sırada yer alıyorsa,

Makam aracı saltanatı en küçük beldelere kadar iniyorsa,

* * *

Yatırımdan, “Yatarım öyle kazanırım” anlaşılıyorsa,

Faizden ve şans oyunlarından kazanmak teşvik ediliyorsa,

Sosyal hayatta her türlü kazanmak, paylaşmaktan daha çok rağbet görüyorsa,

Yardımseverlik bile vergi kaçırmak ve mal satmak amacıyla yapılıyorsa,

Küçüklük ve büyüklüğün, itibarla sosyal statünün tek ölçüsü paraysa,

Zengin yoksulu küçük ve aptal, yoksul da zengini fırsat düşkünü ve hırsız görüyorsa,

Başta devlet olmak üzere, zengini, fakiri ayağını yorgana göre uzatmazsa,

Sırtımız kolay yerden kalkmaz.

Önce bizi yöneten “değerler sistemini” sil baştan yenilemek gerekiyor.

Aslında çok zenginsin ama bilmiyorsun

İngiliz araştırma şirketi Brainjuicer, yaptığı bir araştırmayla

insanların parayla satın alamadığı değerleri para birimiyle tanımlamış.

Deneye katılan gönüllüler, kendilerine sunulan 50 değişik olaya maddi

değerler biçmiş.

İşte kavramlar ve insanların onlara biçtiği değerler:

Sağlıklı olmak: 451 bin TL

''Seni Seviyorum'' demek: 409 bin lira

Biriyle uzun süreli bir ilişki: 387 bin TL

Mutlu ve güvenli yaşam: 324 bin TL

Çocuk sahibi olmak: 309 bin TL

Aileyle zaman geçirmek: 275 bin TL

Gülmek: 270 bin TL

Tatile çıkmak: 230 bin TL

Huzuru korumak: 225 bin TL

Kitap okumak: 134 bin TL

İşte mutlu olmak: 93 bin TL

Sinemaya gitmek: 54 bin TL

En tehlikeli rakamlar

Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 26,5.

Kayıt dışı istihdamın oranı yüzde 42,7.

Tarımda çalışan sayısı 94 bin kişi azaldı.

Türkiye genelinde işsiz sayısı, 1 milyon 285 bin kişi arttı.

Türkiye İstatistik Kurumu''nun (TÜİK), “Nisan 2009” sonuçlarında yer alan bu rakamları işverenlerle devlet makamlarının iyi okuması gerekiyor.

Hiçbir ordu, zamanı gelmiş bir düşünceye karşı koyamaz. Victor Hugo
15 yıl önce
Patinaj yaptıran “SA”lar
Alevîlerin talepleri (2)
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir