Pasinler''in kurtuluşunda Belediye Başkanvekili heyecanlı bir nutuk çekiyor :
Ermeniler saldırdi, ahan bu ot yığınlarına kadar geldiler, biz
saldıranda da ano çeşmenin yanından kaşdı cannarıni zor gulturdular.
Nutku dinleyen ve o günleri yaşamış yaşlı bir kadın itiraz edip:
-Ola Sebih atma atma.. Sen ne annadirsan, sen o günleri gördün mü ki, diye sorar.
Buna sinirlenen Başkanvekili
-Pohh yeme Behile, bu bir nutuktur! Ne söyler söylerem.!
Meydanlara bakın, bizdeki siyaset anlayışı değişmiş mi?
***
Prof. Dr. Yılmaz Esmer, içinde bulunduğumuz seçim döneminde Bahçeşehir Üniversitesi''nde bir grup medya mensubu ile öğrencilerle, "Türkiye''de Seçmen Davranışı: Rasyonel Seçmen Efsanesi" konulu araştırmasını paylaştı.
***
İnsanoğlu yaratılırken önce duygu merkezleri oluştu sonra akıl.
Bu yüzden akıl tutkuların esiridir.
Politikada akıl ve duygu çatıştığında daima duygu kazanır.
Siyasetçi duygulara hitap etmesini bilmelidir.
Fikirler iyi olsa da politika duyguların pazaryeridir. Oradan alışveriş yapan her siyasetçi kazanır.
Seçmen rasyonel mi düşünür?
Yani seçmen oy verirken kendi çıkarlarını mı öne çıkarır?
Bunun cevabı Yılmaz Esmer''e göre, seçmen de politikacı da belli bir bağlılıkla hareket ediyor.
Sadece kendi çıkarını düşünen seçmen hipotezi doğru değil.
***
Seçmende yalnız bilgi eksikliği yok bilgiye kapalılık da var.
Farklı bilgilenmeye açık olan seçmen yok.
Seçimler yaklaştıkça seçmen algılamasının önüne filtre koyuyor.
İstediğini alıyor, istemediğine algılarını kapatıyor.
Beyinlerin akıl kısmı kapanıyor duygu kısmı açık oluyor.
Böylece mutluluk sağlanıyor.
***
Prof Esmer''e göre, aklını kullanarak hareket eden seçmen yok.
Ne ekonomik kriz ne savaş, ne mali yardım oy vermede belirleyici.
Bütün dünyada esas olan parti ve lidere olan sadakat-güven.
***
Oy vereceği partiyi tercih konusunda seçmen psikolojisi, gelişmiş, gelişmemiş dünyanın her ülkesinde aynı.
Oy vereceğimiz partiyi zihnimizde belirledikten sonra duyu organlarımızı kapatarak bilgilenmeyi reddediyoruz.
İnsanlar sevmediği şeylere kapalıdır.
***
Sokak anketlerinde vatandaşa hangi partiye neden oy verdiğini soruyorlar?
Seçtiği parti temsilcisinin boyunu, bıyığını ve tipini ve hitabetini beğendiği için oy verdiğini söyleyemediği için ekonomik ve sosyal politikalardan aklına gelenleri sıralıyor.
Yani doğru söylemiyor.
***
Yılmaz Esmer''in seçmen tahlilinde 35 bağımsız değişkeni var; Din, milliyet, laiklik, siyaset, ekonomi, kadınların mayo giymesi v.s.
Ve bu değişkenler çerçevesinde vatandaşa, "Oy verirken sizi etkileyen en önemli şey nedir" diye soruluyor.
Vatandaş da bu 35 değişkenden önemli gördüklerini sıralıyor ama aslında oy verirken bu değişkenlerin hiçbirine bakmıyor.
Nereye bakıyor?
Kendini nereye, kime yakın hissediyorsa o partiye oy veriyor.
Tercihte en önemli etken kendini sağ veya solda görmesi.
AK Parti''ye oy verme ihtimali sağa gittikçe artıyor.
Yaş arttıkça CHP''ye oy verenler artıyor.
Prof Yılmaz Esmer''in araştırması ile TEPAV''ın araştırmasından çıkan sonuçlar birbiri ile örtüşüyor;
Vatandaş kendisinde olmasa bile yöneticisinde dindarlık ve muhafazakarlık arıyor. Seçim sonuçlarında çuvallayanlar işte bunu anlamıyorlar.
ABD''de seçmenin tercihinde fiziksel özellikler öne çıkıyor. Uzun boylu, saçlı, yakışıklı, genç ve sağlıklı olmak ABD''li seçmenin tercihinde belirleyici. Carter, Clinton, Baba ve oğul Bush seçmenin tavrını gayet güzel anlatıyor. Kel, şişman, sağlıksız liderlere oy yok. Partiyi lideri yüzünden seçenlerin oranı yüzde 70.
Bizde sağ ve soldaki en temel değişken din. Kişinin kendini nerede konumlandırdığı önemli. Seçmenle duygusal bağ kuran başarıyı yakalıyor. Bu açıdan CHP''nin çarşaf açılımı ile Ak Parti''nin kömür ve beyaz eşya yardımlarının oy elde etmede etkisi yok. Oyun nedeni tamamen duyguSOL ve duyguSAĞ.
