|
Reklamlarda yerlinin adı yok

Perakende sektörünün neredeyse yüzde 60''ına sahip olan Türkiye''deki küresel sermaye ürün reklamlarında malını satmak için tüketicinin en hayvani duygularına hitap ederek sınır ve kural tanımıyor.

Sermaye gücü de yüksek olduğu için reklam pastasına da hakim.

Yerli rakiplerinin zayıflığından faydalanarak vahşi rekabet uyguluyor.

Yerli sermayeyi önce reklamlarla unutturuyor.

Sonra market raflarından attırıyor.

Fiyat politikası ile küçükleri ezip sahadan kovduktan sonra piyasanın hakimi oluyor.

Sonra malını istediği fiyattan satıyor.

Bu mu serbest piyasa ekonomisi?

***

Küresel sermayenin finans gücü Türkiye''nin ekonomik gücünü bile katlayacak kadar büyük.

Sadece bir tanesi bile bulunduğu sektörün hacminin çok üstünde.

Türkiye''de ortalama 10 büyük yerli şirket dışında yerli sermayemiz, global şirketlerin reklam bütçesi kadar bile değil.

Bu kadar büyük güç dengesizliğinin olduğu iş aleminde sağlıklı rekabeti oluşturucu kurallar konmazsa ne olur?

Aslanlarla kuzuları aynı kapalı alana koyduğunda ne olursa, iş aleminde de aynı şey olur.

***

Perakende sektöründe adil rekabet ortamının sağlanamaması durumunda yakında piyasalarda yerli ürün kalmayacak.

Özellikle deterjan ve kozmetik sektöründe yer alan reklamların yüzde 90''ı uluslar arası şirketlerin ürünlerinden oluşuyor.

Peki çözüm ne?

Sektör temsilcileri reklam pastasının bir sektörde faaliyet gösteren tüm şirketlerin bütçelerine göre belirlenmesini ve her şirketin bu pastanın dışına çıkmasına izin verilmemesini öneriyorlar.

***

ABD vatandaşlarından sonra günde 4 saatlik izleme oranlarıyla dünyada TV izleme konusunda ikinci sırada bizler yer alıyoruz?

Reklamlarda küçük firmaların da ürünlerini tanıtmalarına yönelik bir düzenleme olmalı.

Külhanbey gibi "Kroyum ama para bende" diyen küresel sermayenin iştahına boyun eğmeyelim.

Serbest piyasa ekonomisi diye küçük balığı büyük balığa yedirmeyelim.

CEO''lar ile yarının yöneticileri

Senelerden beri gündeme getirildiği halde, devlet üniversitelerinin ele alıp beceremediği sanayici-üniversiteli işbirliğini özel üniversiteler gerçekleştirmeye başladı. Bu çerçevede, Sabancı Üniversitesi MBA Kulübü ile Bilkent Üniversitesi MBA Kulübü 2-4 Mayıs tarihleri arasında Antalya''da 200 MBA öğrencisini CEO''lar ile buluşturacak. Algida Türkiye, Sabancı Holding, GS Saatchi&Saatchi, Garanti Bankası, Doğuş Grubu, TAV, Koç Holding, Akbank ve GE ve Changa Restoranı üst seviye idarecileri tecrübelerini genç üniversitelilerle paylaşacak.

Fonlar siyasi haritayı değiştirir

Son 6 senedir küresel finans piyasalarını ve artan ölçüde jeopolitik düzeni belirleyen –yeni– güçler, 10 trilyon doları aşan Arap petro-dolar yatırımcıları, Asya merkez bankaları, fon kuruluşları ve girişim sermayesi şirketleri oldu. İstanbul''da düzenlenen Forum İstanbul 2008''e katılan yerli ve yabancı konuşmacılar bu büyüklükteki fonları kontrol edenlerin güçlerinin siyasi haritaları değiştirecek kadar büyük olmasından ciddi ciddi endişeli. Arz ve talep kanunu var diye, piyasayı kendi haline bırakırsak atı alan Üsküdar''ı geçer. Arzı da talebi de fonlar yönetiyor, piyasa değil.

Medeniyetler tarihi ortaya çıkarılacak

Bahçeşehir Üniversitesi medeniyetler arası çatışmaların yoğunlaştığı günümüzde tarihe ve günümüze damgasını vuran medeniyetleri daha iyi anlayabilmek ve anlatabilmek ve sorunlara çözüm üretebilmek için "Medeniyet Araştırmaları Merkezi"ni kurdu. Prof. Dr. Bekir Karlığa''nın başkanlığını yaptığı Medeniyet Araştırmaları Merkezi anma günleri tertip edecek, söyleşiler düzenleyecek, tarihi mekanlara geziler planlayacak ve zengin bir arşiv oluşturacak. Bugünkü açılışta Devlet Bakanı Prof. Mehmet Aydın da bir konferans verecek.

Zırh kuşanıp kılıç takmak, adamı şövalye yapmaz.
Chaucer
16 yıl önce
Reklamlarda yerlinin adı yok
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset