Cuma günü 8. IF Uluslararası İstanbul Hazır Giyim Fuarı'na konuşma yapmak için gelen İtalyan Moda Federasyonu Başkanı Mario Boselli'yi dinlemeye gittim. Konferansı dinledikten sonra fuarda kısa bir gezinti yapıp çıkıyordum ki birinin "Yaşar Bey" diye seslendiğini duydum.
Baktım. Seslenen meslektaşlarımdan Deniz Spatar.
Gazetecilikten sonra bir süre Halkla İlişkiler alanında çalışan Deniz Hanım şimdi de farklı bir alana geçmiş.
Birleşmiş Milletler kalkınma Programı (UNDP) Özel Sektör İletişim Danışmanlığı'nı üstlenmiş.
UNDP Türkiye Ofisi tarafından yürütülen tanıtım çalışmaları çerçevesinde, ilk olarak bu hafta TÜYAP Beylikdüzü Fuar ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen 8. IF Uluslararası İstanbul Hazır Giyim Fuarı'nda bir danışma masası kurmuşlar.
Birleşmiş Milletler'in iş dünyasına, ortak bir kalkınma kültürü oluşturmak üzere evrensel ilkelere taraftar olmayı öneren Küresel İlkeler Sözleşmesi'ni TÜYAP fuarlarında tanıtacaklar.
BM, her ne kadar ABD ve İsrail'in saldırgan poltikasına dur diyemediği için itibarını hızla kaybetse de bu küresel sözleşme ile ilgili çalışması önemli ve desteklenmesi gereken bir proje.
Türkiye Ofisi'nin başında Pakistanlı Mahmut Eyüp var. Eyüp, aynı zamanda BM'nin Türkiye Koordinatörü.
İstanbul'daki özel sektör ofisinin çalışmaları bir yıldır sürüyor. 4 kişinin çalıştığı ofisin başında ise Hansın Doğan adında bir Türk var. Deniz Hanım, fuara katılan hazır giyim sektörü temsilcilerine Küresel İlkeler Sözleşmesi'ni tanıtıyor. Türkiye'de Koç ve Eczacıbaşı, Aviva, PTS world wide exspres ve TİSK, gibi tanınmış şirketlerin imzaladığı bu sözleşmeye imza atan şirket ve sivil toplum örgütü sayısı 84, ancak bunların çoğu aktif değil.
Spatar bu şirketleri tekrar aktif hale getirmek için çalışacaklarını da söyledi.
Başlangıçta 50 şirketle yola çıkan bu girişimi benimseyen şirketlerin sayısı bugün tüm dünyada 3 bine ulaşmış durumda. Sözleşmenin hukuki bağlayıcılığı yok.
Gönüllü bir hareket.
Sözleşmeye taraf olan şirketler toplumsal sorumluluklarını yerine getirmenin rahatlığını yaşarken, saygınlıklarını da artırıyorlar.
Bir arkadaşı O'na annesini şikayet eder.
-"Huyu ve ahlakı kötü" der
O cevap verir.
-Ama seni dokuz ay karnında taşırken kötü huylu değildi.
Arkadaşı tatmin olmaz
-Ey Allah'ın Elçisi! Gerçekten kötü huylu.
-Ama seni iki sene emzirirken kötü huylu değildi.
Adam yine de ısrar eder. O da devam eder.
-Senin yüzünden uykusuz kalırken kötü huylu değildi.
-Arkadaşı dayanamaz.
-Ama ben de karşılığını ödedim.
Ne yaptın?
-Sırtımda taşıyarak hac yaptırdım
-Hz Muhammed'in dudaklarında acı bir tebessüm belirir.
-Doğum sancısının karşılığını bile ödemiş olmadın.
Gözler yaşarmadıkça gönüllerde gökkuşağı oluşmaz
J.V.Cheney
