Tahminen 10 yıldır yatalak olan eşine ve tıp fakültesi son sınıfında hastalanıp yatağa düşen oğluna bakmak için her gün ve yaz kış güneş doğmadan işe başlayan, ihtiyacı olup olmadığını soranlara“Şükürler olsun halimize” diyerek apartman temizliğine devam eden ve kimseye minnet etmeyen, 60 yaş civarında olan ve
İki kızını da rahatsız etmemek için
tek oda bir mutfak ve küçük bir tuvaletle eve dönüştürülen apartmanın kömürlüğündeki sıcak yuvasında tek başına yaşayan, hiç şikayet etmeyen, ilk kızı evlendiğinde üzüntüden vefat eden eşi sorulduğunda, “Onu Üsküdar kaymakamına değişmem” diyen, yaşlılık maaşıyla komşularına makarna yapıp evinde ağırlayan, ücretsiz market arabalarıyla Üsküdar'ı gezen,
ABD'nin Florida eyaletinde yaşayan bir dövme sanatçısı bir anne her gün kendisine yöneltilen
sorusundan bıkmış.
Facebook hesabı üzerinden bir erkek eş ve psikolog arasında geçen hayali bir sohbet yapınca ev hanımlığının başlı başına bir iş kolu olduğunun harika öyküsü çıkmış:
K: Bir bankada çalışıyorum.
P: Eşiniz?
P: Ailenizin kahvaltısını kim hazırlıyor?
K: Eşim.
K: Onun erken kalkması lazım çünkü her şeyin organize edilmesi gerekiyor.
P: Çocuklarınız okula nasıl gidiyor?
P: Çocukları okula bıraktıktan sonra eşiniz ne yapıyor?
K: Hazır dışarı çıkmışken faturaları yatırıyor, markete gidiyor, mutfağı toparlayıp çamaşır yıkayıp, ev temizliyor.
P: Akşam işten eve geldiğinizde siz ne yaparsınız?
K: Dinlenirim tabii ki de.
P: Eşiniz akşamları ne yapar?
K: Akşam yemeğini yapar, çocukların ödevlerine yardım eder sonra onları yatırır.
Gece yattıktan sonra
ve bebeğin altını kontrol eder.
Bu dünyanın her yerindeki birçok kadının günlük rutini, sabahları başlar ve gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam eder ve bu kadınlara
derler!
Bir ev hanımı olmanın diploması yoktur, ama ev hanımı olmazsa aile hayatı da olmaz.
Ocağı tüttüren kadındır.
Kadınların fedakârlığı, şefkat ve merhameti, bir erkeğe olan aşklarından çok daha güçlüdür.
Onlar
Bir kadın bir iltifat ve bir teşekkürle saatlerce ücretsiz çalışır.
Beklediği tek ücret öncelikle
Aile hayatının bütün
ve
öldüren,
olarak zihinlere yerleştiren, evlenmeye gelen kızları ekran başında
çeviren evlilik programlarına çok izleniyor diye mi izin veriliyor?
“Kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimse değer verir. Onları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor görür.”
Her konuda olduğu gibi bu konuda da ayarımız yok.
Ya kadınları göklere çıkarıyoruz, ya yerin dibine batırıyoruz.
Ya tapıyoruz, ya dövüyoruz.
Ortası yok.
Yine iş dünyası, kadın dernekleri, Sivil toplum örgütleri, siyasiler bir ton anlamsız demeçler verecekler.
dedikleri kimlerse onları göklere çıkarılacak.
Sanki
diye bir sınıf varmış ve bu sadece kadınlara mahsusmuş gibi.
Sanki çalışmak sadece ev dışında oluyormuş gibi.
Oysa biz biliyoruz ki:
Fabrikalarda, atölyelerde, okullarda, hastahanelerde, devlet dairelerinde, bürolarda, sokakta ya da evinde, ister mühendis, ister avukat, ister memur, ister patron, ister yönetici ne makamda olursa olsun,
hakkıyla yapan her kadın çalışan kadındır.
içinde aynı kural geçerlidir