|
Bana göre yılın kadınları
1-
Sevdiği genç için şehirden köye evlenen, evin altındaki inekleri sağan, samanlarını getiren, altlarını temizleyen, tarlaya ve bahçeye giden, tek tekerlekli harç arabasıyla gübre taşıyan, 3 çocuğuna annelik yapan, hasta kayınpederine bakan, misafiri hiç eksik olmayan, ev temizliğini ve yemek işini her gün yüzünden hiç gülümsemesi eksik olmadan yapan
Belgüzar ablanın 35-40 yaş civarındaki gelinidir.


2-

Tahminen 10 yıldır yatalak olan eşine ve tıp fakültesi son sınıfında hastalanıp yatağa düşen oğluna bakmak için her gün ve yaz kış güneş doğmadan işe başlayan, ihtiyacı olup olmadığını soranlara“Şükürler olsun halimize” diyerek apartman temizliğine devam eden ve kimseye minnet etmeyen, 60 yaş civarında olan ve

ağlamayan temizlikçi Ayşe teyzedir.


3-

İki kızını da rahatsız etmemek için

tek oda bir mutfak ve küçük bir tuvaletle eve dönüştürülen apartmanın kömürlüğündeki sıcak yuvasında tek başına yaşayan, hiç şikayet etmeyen, ilk kızı evlendiğinde üzüntüden vefat eden eşi sorulduğunda, “Onu Üsküdar kaymakamına değişmem” diyen, yaşlılık maaşıyla komşularına makarna yapıp evinde ağırlayan, ücretsiz market arabalarıyla Üsküdar'ı gezen,

mahallenin bereket ve neşe kaynağı güleryüzlü Bilge Teyzedir.


Eşiniz ne işle meşgul? İş yapmıyor, ev hanımı!

ABD'nin Florida eyaletinde yaşayan bir dövme sanatçısı bir anne her gün kendisine yöneltilen

'ama bütün gün ne yapıyorsun canım sen?'

sorusundan bıkmış.



Facebook hesabı üzerinden bir erkek eş ve psikolog arasında geçen hayali bir sohbet yapınca ev hanımlığının başlı başına bir iş kolu olduğunun harika öyküsü çıkmış:



P: Ne iş yapıyorsunuz Bay Rogers


K: Bir bankada çalışıyorum.



P: Eşiniz?



K: O çalışmıyor. Ev hanımı.


P: Ailenizin kahvaltısını kim hazırlıyor?



K: Eşim.



P: Eşiniz sabah saat kaçta kalkıyor?


K: Onun erken kalkması lazım çünkü her şeyin organize edilmesi gerekiyor.



P: Çocuklarınız okula nasıl gidiyor?



K: Eşim çalışmadığı için onları okula o götürüyor.


P: Çocukları okula bıraktıktan sonra eşiniz ne yapıyor?



K: Hazır dışarı çıkmışken faturaları yatırıyor, markete gidiyor, mutfağı toparlayıp çamaşır yıkayıp, ev temizliyor.



P: Akşam işten eve geldiğinizde siz ne yaparsınız?



K: Dinlenirim tabii ki de.

Çalışınca insan yorgun oluyor!


P: Eşiniz akşamları ne yapar?



K: Akşam yemeğini yapar, çocukların ödevlerine yardım eder sonra onları yatırır.



Gece yattıktan sonra

biz dinlenirken o sık sık emzirmeye kalkar

ve bebeğin altını kontrol eder.



Bu dünyanın her yerindeki birçok kadının günlük rutini, sabahları başlar ve gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam eder ve bu kadınlara

çalışmayan kadın

derler!


Ocağı tüttüren kadındır

Bir ev hanımı olmanın diploması yoktur, ama ev hanımı olmazsa aile hayatı da olmaz.



Erkek ölür ocak yine tüter, ama kadın öldüğünde ocak söner.


Ocağı tüttüren kadındır.



Kadınların fedakârlığı, şefkat ve merhameti, bir erkeğe olan aşklarından çok daha güçlüdür.



Onlar

şefkat kahramanlarıdır.


Bir kadın bir iltifat ve bir teşekkürle saatlerce ücretsiz çalışır.



Beklediği tek ücret öncelikle

güler yüzdür.

Evleneceksen gelme, eğleneceksen gel

Aile hayatının bütün

mahremiyetini

ve

saygınlığını

öldüren,

kadını cinsel meta, erkeği cüzdan

olarak zihinlere yerleştiren, evlenmeye gelen kızları ekran başında

dansöze

çeviren evlilik programlarına çok izleniyor diye mi izin veriliyor?



Ne diyordu Peygamberimiz:


“Kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimse değer verir. Onları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor görür.”


Çalışan kadın tabirini kim icat ettiyse…

Her konuda olduğu gibi bu konuda da ayarımız yok.



Ya kadınları göklere çıkarıyoruz, ya yerin dibine batırıyoruz.



Ya tapıyoruz, ya dövüyoruz.



Ortası yok.



Yarın 8 Mart dünya kadınlar günü.


Yine iş dünyası, kadın dernekleri, Sivil toplum örgütleri, siyasiler bir ton anlamsız demeçler verecekler.



'Çalışan kadınlar'

dedikleri kimlerse onları göklere çıkarılacak.



Sanki

'oturan kadınlar'

diye bir sınıf varmış ve bu sadece kadınlara mahsusmuş gibi.



Sanki çalışmak sadece ev dışında oluyormuş gibi.



Oysa biz biliyoruz ki:



Fabrikalarda, atölyelerde, okullarda, hastahanelerde, devlet dairelerinde, bürolarda, sokakta ya da evinde, ister mühendis, ister avukat, ister memur, ister patron, ister yönetici ne makamda olursa olsun,

işini ihmal etmeyen, işini bilen, vazifesini

hakkıyla yapan her kadın çalışan kadındır.



Erkekler

içinde aynı kural geçerlidir









#Üsküdar
#ABD
#8 Mart
7 yıl önce
Bana göre yılın kadınları
Fars emperyalizmi ve Şiî yayılmacılığı-3
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak