2014'te dünya gıda ve içecek harcaması 6,7 trilyon dolar. Bunun 1,1 trilyon doları helal gıda ve içecek ticareti.
Bu rakamın
Bu nüfusun, dini hassasiyetlere uygun mal ve hizmetlere olan talebi de her geçen gün artıyor.
Nüfus arttıkça başta gıda olmak üzere, kozmetik, ambalaj, finans, tatil ve daha birçok farklı sektörde helal tüketim ihtiyacı doğdu.
Konu hem
hem de
yönden ciddi bir boyut taşıyor.
***
İstanbul'da Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC) iş birliğinde gerçekleştirilen Dünya Helal Zirvesinde 3 gün boyunca İslam aleminin ticari ilişkileri masaya yatırıldı.
Bu kabul edilebilir bir durum değil.
***
Helal ürün helal tüketim, temiz gıda ve kul hakkı İslam dünyasının başlıca temel sorunlarından biri.
Ama dünyada helal tüketimin ve helal üretimin ve kul hakkı anlayışının İslam coğrafyası dışında daha fazla öne çıktığını üzülerek izliyoruz.
Helal sektöründe sadece yiyecek ve içecekte değil kozmetik ürünlerinden ve İslami finanstan, turizme kadar çok ciddi bir alan var.
***
İstanbul'daki Helal gıda zirvesine katılan
'ın konuşması İslam aleminin fotoğrafını çeken bir konuşma oldu; Biz kurallara uyarsak güçlü olacağız.
Bizim görevimiz insanlara hizmet.
Yediklerimizin sağlıklı ve helal olduğuna dikkat etmeliyiz.
Müslümanlar olarak bizim görevimizdir.
Bu Allah tarafından bize indirilen bir emir.
Müslümanlar olarak parçalanıyor, bölünüyoruz.
Helal gıda konusunda ortak kararlar alıp helal üretim yapmayanlara yaptırım uygulayamıyoruz.
Kar etmek bazıları için maalesef helalden önce geliyor.”
***
Bugüne kadar İslam dünyası olarak Helal gıda ile ilgili ne gibi adımlar atıldığını da
'den öğrenelim; 1 milyar 860 milyon Müslüman eskiden sadece tüketici konumunda bulunuyordu.
Kendi tükettiği ürünler hakkında bir fikir sahibi değildi.
İslam milleti kendi ürün ve hizmetleri hakkındaki bilgileri kontrol ihtiyacı duydu, işte helal çalışmalarının çıkış noktası budur.
Bizim gibi düşünen devletler bir araya geldi.
Artık sınırı geçtik, bir standart oluşturduk.
Artık
var.
İslam milleti kendi ürün ve hizmetlerini, kendi bilgi ve birikimiyle, laboratuvarlarıyla, bilim adamlarıyla oluşturacak, sonra ürettiği ürünlerin makinesini, teçhizatını üretecek.
Hilesiz, zararsız, İslam inancına uygun ürün ve hizmetleri dünya piyasasına çıkaracak.
Burada bir noktaya geldik. Şu anda iyi bir yerdeyiz.
Sayı itibarıyla kendimizi küçük görmüyoruz.
***
“İstikrar uzun vadede istikrarsızlık getirir.” Sözüyle konuşmasına başlayan
'nun Müslümanlardan şikayeti de çok çarpıcıydı:
Yani İslami finansın çok büyük bir gelişme potansiyeli var.
Müslüman nüfusun yüzde 80'ine henüz hizmet etmiyor.
İslami finans fikrini
Malezya'daki İslami banka müşterilerinin çoğu gayrimüslimler.
Müslümanlar için bu biraz daha farklı.
Yani İslami kontratlar mevcut olsa da konvansiyoneli seçiyorlar.
Çünkü taksitler daha düşük.
Bu da İslam'a dair yanlış algılardan birisi.
Müslümanlar genelde faiz yoksa daha ucuz olmalı diye düşünüyorlar ama iktisadın temel dinamiklerini anlamıyorlar.”
***
Yani sistem iyi biz kötüyüz. Biz düzelirsek sistem oturacak.
Sanatçı
'nun twiti ile yazıya nokta koyalım:
Az ilerde bebeler ölürken, emperyalistler haritaları yeniden çizerken, ben burada Mozart'tan, Beethoven'den bahsedemem.
Beni seven böyle sevsin, ben buyum.
Kimse merak buyurmasın.
herkese duyurulur.