Dünyanın en büyük sosyal yardımlaşma organizasyonu olan bir Kurban Bayramını daha yaşadık.
Bu yıl tahminen 850 bini büyükbaş, 2 milyon 300 bini ise küçükbaş olmak üzere 3 milyon 150 bin kurban kesildi.
Ne Hristiyanlık'ta, ne Yahudilik'te ne Budizm'de ne de sosyal adalet pazarlayan, yeryüzünde cennet vaat eden komünizm ve sosyalizm gibi sistemlerde böyle bir paylaşmaya rastlayamazsınız
.
2 ay önce Ramazan ayında açlığı tattık ve yoksulun mutfağını gıda paketleriyle, cüzdanını da zekatla, fitreyle doldurduk.
Kurban Bayramı'nda da etimizi paylaştık.
*
Aynı günde binlerce yoksul ailenin evine ilk kez kurban eti girdi.
Aynı günde yüzbinlerce yoksul kadının mutfağı, tenceresi, midesi ilk kez et gördü.
Eminim ki eğer bu kurban, İslam dışı bir organizasyon olsaydı, yabancı basın ve yabancı gözlüklü yerli basın övmekten yorgun düşerdi, yere göğe sığdıramazdı.
*
Biz zaten kurban kesmeya kalktığında her bayram ortalığı kana bulayan, eziyet eden birkaç tane 'hayvan'a alıştık.
Bunları sürekli haberleştirerek içindeki kini kusan at gözlüklü habercilere de alıştık.
Her Kurban Bayramı'nda “İslam'da kurban yoktur” diyen fetvacılara da alıştık.
Onlar da olmasa bayramın geldiğini anlayamayacağız!
Gülün bile dikeni var!
Ancak bunların sayısı her sene azalıyor sanki.
Birkaç bayram sonra soyları tükenir inşaallah.
*
Kurban Bayramı öncesinde internetten en çok satılan ürünlerden biri derin dondurucu olmuş.
Haberi okuyunca internetten fiyatlarını araştırdım.
En düşük derin dondurucunun fiyatı 500 liraydı.
Kurban Bayramı öncesi derin dondurucu neden alınır?
Muhtemelen kurban etlerini muhafaza etmek için.
Bu sene kurban fiyatları ne kadardı?
Koyun, koç, keçi gibi küçük baş kurbanlığın fiyatı ortalama 600 lira, büyük baş kurbanlıklarda ise bir pay bin lira civarındaydı.
*
Tahminim bu yıl kurban etlerinin üçte biri yoksula, üçte ikisi derin dondurucuya gitti.
Kurban kesen bir çok ailenin bütçesini zorlayarak hatta borçlanarak kurban kestiğini biliyorum.
Çünkü kurban artık bu toplumda dini bir vazifenin dışında kültürel bir vazifeye dönüştü.
“
Filanca komşu bu yıl kurban kesmedi
” sözüne muhatap olmak istemeyen bir çok aile ekonomik olarak dinen kesmesi gerekmese de “
Elalem ne der
” veyahut, “
Bir sürü lüzumsuz şeylere para buluyoruz da kurbana mı bulamıyoruz
” diye kendi iç muhasebesi sonucunda kurban kesmeye karar veriyor.
Hatta bunun için kurban kumbarası yapıp her gün 3 lira 5 lira para atan ailelerin olduğunu da biliyorum.
*
Bütün bir yıl boyunca kendi evine et girmeyen vatandaş, kurbanının üçte birini yoksullara dağıttıktan sonra geri kalanını uzun vadeli tüketmek için buzdolabına koyuyor.
Buzdolabı yetmeyen vatandaş da bir kurban parası daha vererek derin dondurucu alıyor.
Olay bundan ibaret.
*
Ha bir de siyasetin kısır çekişmesiyle Türkiye'nin derin dondurucusunda unutulan 'kurbanlıklar' var?
Onları hatırlatalım:
Türkiye'de işçi memur ortalama çalışan maaşı ne kadar?
Ortalama 2 bin lira.
Emekli maaşları ne kadar?
Ortalama bin 100 lira civarında....
Asgari ücret ne kadar?
Bin lira.
Açlık sınırı 1,361 lira, yoksullluk sınırı 4,434 lira (
Türk-İş'in araştırması
)
TÜİK verilerine göre;
Yıllık eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert geliri,14 bin 553 lira.
Toplam gelir içinde en yüksek pay, yüzde 49,1 ile maaş-ücret gelirine ait.
İkinci sırada yüzde 20,1 emekli ve dul-yetim aylıkları var.
Üçüncü sırada ise yüzde 18,5 ile müteşebbis gelirleri yer alıyor.
Hane halkı yoksulluk oranı yüzde 15.
Sürekli yoksulluk oranı yüzde 15,1
Maddi yoksunluk yaşayanların oranı 29,4
İşsizlik oranı yüzde 9, genç işsizlik oranı yüzde 17.
Tüketici kredisi ile ayakta kalmaya çalışan insan sayısı 15 milyon (
Türkiye Bankalar Birliği'nin son raporu
).
Üstteki derin dondurucuya konulanlar yenilmeyi, alttakiler ise çözülmeyi bekliyor!
Günün sözü:
Bir zulmü engelleyemiyorsanız, en azından, onu herkese duyurun.
Ali Şeriati
#kurban bayramı
#sosyal yardımlaşma
#İslam
9 yıl önce
Derin dondurucu
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi
